Bir milletin duygu ve ses bayrağının taşıyıcıları hiç kuşkusuz ozanlardır. Ozanlar suskunsa
milletler öksüzdür. Suspus edilmiş bugünkü toplum düzeneğinde sadece it sürülerinin hırlamalarından öte yükselen bir ses yok. Mustafa Kemal'in meclisinde ağzıyla sıçan bir alay eyyam dümbeleği, sokakta ise onların işaretleriyle salyalarını akıtarak vandalist bir kuduzluk örneği sergileyenler. Türklere ait herşeye küfür modası manzarayı tamamlıyor. Tabii saat yönünde tersine işleyen şeylerde elbet olacak. Hrant Dink'in ahirete teşrifiyle oluşan kaos, insanların ne olup, ne olmadığı konusunda zihinlere yoklama çekmeye devam ediyor. “Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak asil kan ermeni'nin Ermenistan'ı kuracağı asil damarlarında mevcuttur.” sözü ne anlam taşıyorsa, Hrant Dink vakasını da vicdan silsilenizde oraya oturtun.

Vatan satsa bir kişi
Anında biter işi Ozan Arif ve İsmail Türüt'ün ortak çalışmasının dava konusu edildiği şarkının sözlerinden iki dize. Suç isnatı ise “suçu ve suçluyu övme” İlahi!.. suç cenneti haline gelmiş bu memlekette, eğer kamu hakimeyite, yasa hakimiyetiyle tamama erdirilmek isteniyorsa, ben onlara milletin meclisinde milletin dibini oyanları gösteriyor, meclisin kapısını da onlara salık veriyorum. Hergün zehirli düşüncelerini sokağa taşıyanlar, kin ve garez sürecinin ipini gerenler, milletvekili diye bu ülkede elini kolunu sallayarak gezerken, meclise ait resmi plakalı araçlarda eroin transferi yaparken, kocası dağda kendisi mecliste arz-ı endam edenler hala sinir katsayılarına tavan yaptırırken, ne aranıyor anlamış değilim.

Fatihalar, yasinler
Bitmez Karadenizde Hrant'ın ardından “babamı öldürdünüz de, zehirli kanınız temizlendi mi?” diyen Sara Dink'in sözleri “Türkler zehirli kan taşıyan ve şeytan soyundan gelmedir” diyen Avrupalı barbarların fikir sistemi içinde yeralan, önyargısını düzeltemeyiz. Avrupa'da bugünlerde Türkleri evleriyle birlikte yakan Türk düşmanı sürecin izdüşümünde bunlar var. Bizdeki entel-dantel takılanların kara cehaletiyle, ihanete varan gafleti de cabası. Bu namüsait süreç eğer böyle devam ederse. Fatihaların rahmet olup üzerine yağdığı bu millet, yeni yasinleri rahminde büyütecektir. Sadece Karadeniz'de değil, bütün Türkiye'de. Herkesi akıllı olmaya davet ediyorum. Davete icabet etmeyenlerin akıbetinden kimler sorumludur, onuda tarihe bırakıyorum.