Her nasılsa kulübün kasası tam takır bir hale gelmişti. Alacakları ödenmeyen futbolcular kazan kaldırmıştı. Sahaya ruhunu koyamayan oyuncuların vicdanı ister istemez meşin yuvarlakla cüzdanları arasında sıkışıp kalmıştı.

Koskoca bir metropolün takımı Kızılist bir inadın girdabına kapılmış gidiyordu. Yönetme yetkinliği ve erginliği olmayanların, üstünkörü yönetme ısrarı yönetememe noktasına gelince.

Bir avuç cesur yürek durumdan kendine vazife çıkartarak şehrin şövalyeliğine soyundu. Bakan insiyatifini kullandı, vali devreye sokuldu. Bilal Çeker’le birlikte yeni oluşum adeta bir "acil kriz heyeti" gibi çalışarak takımı ateşlemeyi başardı.

Ciddi ödemelerin yapıldığı süreçle birlikte fırtınalarla dolu bir seyr-ü seferin ardından Gaziantepspor için tek kelimeyle "Kara göründü" denilebilirdi.

Bu arada iyice acizleşen kulüp yönetimi kongre sözü veriyor ve yönetimden çekileceklerini ilan ediyorlardı. Kızıllar nihayet bırakıyor diyen şehir ahalisi rahat bir nefes almaya başlamıştı.

Ancak biri var ki soru işaretleriyle dolu süreci önceden sezinleyebiliyor, olabilecekleri gün evelinden haber verebiliyordu.

Herkes Kızıllar’dan kurtulacak olmanın sevinciyle gizli bir bayram hazırlığındayken bile o %1 ihtimalinden bahsediyordu.

Gelin Ökkeş Özekşi’nin 8 Ocak 2014 tarihli yazını bir kere daha okuyalım. Satır aralarında geleceği işaret eden analitik öngörünün kodlarıyla bir kere daha yüzleşelim.

"Gaziantepspor'da yaşananlar sizler gibi bizlerin de başını döndürdü gerçekten.. Yılların spor adamı, gazetecisiyim, hiçbir dönemde böyle şeyler yaşamadığımızı itiraf etmeliyim sevgili okurlar.. Hala da yaşamaya devam edeceğimiz konusunda kuşkularım var.. Hemde yüzde 1'lik ihtimal de olsa.. Ama bir bakarsınız o yüzde 1'lik ihtimal yüzde 99'a yükseliverir.. Ki, hiç şaşırmam yani…

Dün bizim ekip bu işin başından beri içinde olan ama hiç konuşmayan bilgi vermeyen eski bakanımız yeni büyükşehir adayımız Sayın Fatma Şahin ile konuştular.. Yapılan görüşmeyi deşifre ettikten sonra okuduğumda, 'umarım Sayın Şahin üzülmez' dedim.. Çünkü ben, iyi tanıyıp bildiğim Kızıl kardeşlerin söylediklerine değil, yaptıklarına bakan birisiyim..

Ne zaman kongre kararı alınır.. Ne zaman kongrede liste çıkarmaz.. Ne zaman Bilal Çeker veya başkası yönetime talip olur.. Ne zaman oylama yapılır.. Ne zaman kongre divan heyeti kararı açıklar.. Ne zaman Gaziantepspor başkanlık koltuğuna Bilal Çeker oturur, işte ben o zaman inanırım..Bunun dışında hiçbir söz, hiçbir eylem, hiçbir teşebbüs bana inandırıcı gelmez."

İbrahim Kızıl konusunda uzmanlaşan Ökkeş Özekşi’nin bu yazıları Kızıl ailesini dahi şaşırtmış olmalıdır. Zira Kızılları kendilerinden daha iyi tanıyan bu gazetecinin öngörüsünü dehşetli bir hayretle izlediklerini düşünüyorum. Gelinen nokta şu:

Sen yeni oluşuma parayı ödet. Çekileceğim diye bakanı, milletvekilini, valiyi, ekabiri makaraya dola, bütün şehrin aklıyla dalganı geç. Kulübe üye kaydetme. Asker delegelerle Bilal Çeker’i köşeye sıkıştır. Son dakikada "Ben de adayım" diye golünü bu şehrin ağlarına yolla. Bravo doğrusu. Bu kaypaklığa pes, bu cesarete bir kere daha bravo.