Konuşsan olmuyor sussan gönül razı gelmiyor.
Gerçekleri mi konuşsak yoksa bizde herkes gibi seyire mi dursak kararsız kalıyor insan.
Ama olup bitenleri görünce burnunun direği sızlıyor, yüreği alev alev yanıyor insanın.
Gözlerinizin önünde tedavisi mümkün olmayan derde yakalanmış eriyip giden çocuk gibi GAZİANTEPSPOR
Yıllardır itilmiş kalkılmış iyi bakılmamış ama ölümcül hastalığa yakalandığı yada öleceği anlaşıldığı için kıymete binmiş insanlar gibi.
Maalesef tedavi için ümitler gibi, umursamamazlıkta almış başını gidiyor.
2 milyon insanın yaşadığı, 500 binden fazla Suriyelinin misafir edildiği, yüzlerce fabrikatörün olduğu,
Bir gecede onlarca tır dolusu insani yardım malzemesinin toplandığı,
Yerel yönetimleri ve STK'larının binlerce kilometre uzağa ekmek suyun gönderildiği,
Koskoca birşehrin göbeğinde en önemli markalarından olan bir sembole yağmurlu havada su verilmemesi, İnsanın aklına "Bir Şehir Bir Takımı Nasıl Böyle Yalnız Bırakır Sorusunu" getiriyor.
Düşünün bunca yardımsever işadamının olduğu bir şehrin futbolcusu rakip takımdan su,
Hocasından yardım istiyor, gazeteler bunu yazıyor, tv'lere haber oluyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor.
2 Milyon insan, 80 milyonun gözü önünde elindeki değerin kucaklarında ölmesine seyirci duruyor.
Şimdi haklı olarak birileri; "Siz ne halt etmeye gelip yöneticiyim falan diye yer işgal ettiniz?"
"Paranız yoktu, niye bu işe giriştiniz," vb. şeyler söyleyebilir doğrudur.
Ancak burada ki bir başka doğru koskoca şehrin koca çınarı yapayalnız kaderine terkettiğidir.
Birinin çıkıp ta bu olumsuzluğa dur diyecek en ufak bir girişimde bulunmadığıdır.
Evet koca şehir, koca çınar yıkılıp giderken yağmurlu havada su dahi vermeyecek kadar kızgınlığına nefret katmış, o yıkılıp giderken sessizce izlemeyi tercih etmiştir.
Nice hayaller, olumlu düşüncelerle başlayıp boyumu aşan meselelere karşı bir direncimin olamaması neticesinde.
2 Aydır fiilen bıraktığım ama resmi olarak "Bir Allahın kulu çıkar bu takımı ben kurtarırım der bizde ona destek veririz" düşüncesi ile devam ettirdiğim Gaziantepspor Yöneticiliğim esnasında edindiğim tecrübeleri ileri zamanlarda paylaşacağım
Şuan son 1-2 haftada yaşanan sıkıntıları ve kongre kararı alındığından bu yana yaşanan utanç verici duruma dair üzüntülerimi özellikle paylaşmak istiyorum.
Evet yönetim olarak ateşten gömlek giydiğimizi büyük riskler aldığımızı, tarihi bir sorumluluğun altına girdiğimizi biliyorduk.
Ama böyle bir çıkmazla, böyle bir oyun içinde oyunla karşı karşıya kalacağımızı bilmiyorduk.
Küçük hesaplarla büyük işlerin başarılamayacağını şuan daha iyi anlıyor,
Daha önce dilledirilen Gaziantepspor düşmüyor düşürülüyor, yok edilmek isteniyor feryatlarına hak veriyorum.
Bizim bir Ankaragücü, bir Eskişehir, bir Göztepe bir Adanademirspor taraftarı yönetimleri gibi olamadığımıza ayrıca üzülüyorum.
Damdan düşenin halinden damdan düşen anlarya Gaziantepsporu en iyi Ankaragücü tarfatarı anlıyor.
İnşallah önümüzdeki dönemde Gaziantepspor, onu her şartta seven destekleyen taraftarı hatrına, en kısa sürede yeniden küllerinden doğar.