Türkiye’nin iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada olup,Yaklaşık 5-6 dakikada bir iş kazası olması , bu kazalar neticesinde günde ortalama iki vatandaşımızın hayatını kaybetmesi ,gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması olduğu tespit edilmiş,İşyerlerinde sağlık ve güvenliğin sağlanması çalışma hayatının tüm taraflarının ortak bir sorunu olduğu sonucuyla da ilgili yasa 3 Haziran 2012 tarihinde kademeli bir şekilde geç de olsa bunun için çıkarılmış, çalışma hayatına girmeye başlamıştı.

Devlet, çalışan ve işverenin birer taraf olduğu bu sorunun çözümü için iş güvenliği kültürünün oluşturulması iş kazalarının önlenmesinde büyük önem taşımakta olup,İş sağlığı ve güvenliğini bir maliyet olarak değil, işyerlerinin daha güvenli, huzurlu, çalışanların daha mutlu ve işletmelerin daha verimli olabilmesi için bir öncelik olarak görülmeli toplumun her kesimi tarafından benimsenmeliydi. Ancak olmadı zaten geç çıkartılan bu yasa gerekli şekilde topluma duyurulamadı.

İşin gerçeği kazalar oldukça bu tür önlem alıcı yasların önemi artıyor. Ancak yasa yürürlüğe girdiğinde o yasayı en uygun şekilde uygulamaya geçireceğimize belki de maliyet hesapları yada uygulamanın getirdiği prosedür ağırlığından koca koca hocalar işverenlere yasadan kurtulmanın yollarını açıklayarak,ondan kurtulmanın yollarını paralı panellerde öğretmeye çalışıyor.

13 mayısta ülkemizde soma maden ocağında İş kazası değil büyük bir katliam yaşandı. Bir kez daha yüzlerce işçimizin, ocakları söndü.

İnsan hayatının bedeli bu kadar ucuz olmamalı.

Gelişmiş ülkelerde bu tür kazaların asgari seviyede olması o ülkelerde insan hayatına verilen değerden değil mi ?

Konu ile ilgili Albert CAMUS’un saptamasını söylemeden geçemeyeceğim.

BİR ÜLKENİN GELİŞMİŞLİK DÜZEYİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ,O ÜLKEDE İNSANLARIN NASIL ÖLDÜĞÜNE BAKMANIZ YETERLİDİR.

Canların daha çok acımaması içinde mevcuttaki güvenlik yasalarını uygulamamız bile bu kazaların asgari seviyeye çekilmesini sağlayabilir.Bunun uygulanmamasından menfaat sağlayan, görevini yapmayan, veya yasaları uygulamayan her kim ise bedelini en ağır şekilde ödemelidir. Canımızı acıtan somadaki ölümler öyle yaşadığım hayattaki kazalara benzeyen cinsten değil.

Soma'da madenci işçilerimizin yaşamlarını yitirmesi, yaralanması ve mahsur kalmalarının yarattığı büyük acının tarifsiz hüznünü yaşıyoruz.

Kaderle asla açıklanamayacak, büyük bir ihmalkarlığın yarattığı bu facianın sorumluları tespit edilip, hukuk karşısında en ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.

Tüm yetkileri, İş ve İşçi Güvenliği konusunda, özellikle de iş kazaları karşısında, yasal mevzuatların hızla uygulamaya konulması için daha büyük bir özen ve göreve çağırıyoruz... Maden ocağında yaşamını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza şifa diliyor, mahsur kalanların sağlık haberlerini bekliyoruz.

MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN.