Beşiktaş karşılaşmasının zorlu geçeceği belliydi, rakip çok etkili oyunculardan kuruluydu ve başlarında Sergen Yalçın gibi kurt bir hoca vardı. Rakibi iyi irdeleyen Gaziantep teknik ekibi doğru düşünceyle takımı savunma ağırlıklı ve çift ön libero ile kurgulamışlardı, ancak daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz çift ön liberonun önü (merkez orta) yine boş kalmıştı, bu alanı tek forvet Dicko kapatmaya çabalıyordu.Savunma ağırlıklı takım kurgulanırken; savunma önüne soldan sağa Sousa, Vetrih ve Rashid’den oluşan orta alan kurulsaydı, bunların önüne de serbest olarak Maxim bırakılsaydı, orta alanı güçlü bir takım kurmuş olurduk. İleride de Dicko yırtıcı koşularıyla rakibi daha rahat dağıtırdı. Yani 5-3+1-1 dizilişiyle takım oluşturulmalıydı, ancak bizim takım 5-4-1 gibi kurulmuştu ve bu kurgunun sağ ve sol tarafında oynatılan Kenan ve Maxim’in baskılı oynayan rakibe karşı savunmaya fazla katkıları yoktu.Oyunun başlamasıyla rakip de saldırmaya başladı, iyi direniyor ve savunma yapıyor gibiydik. Ancak bizim takımın savunma arkasına atılan toplarda yetersiz kaldığımızı (Trabzon karşılaşmasında olduğu gibi) Sergen Yalçın çözmüştü, ve daha oyunun başlarında bu yetersizliğimizden yararlanan Beşiktaş’ın etkili oyuncuları golü buldular. Yukarıda belirttiğimiz biçimde savunma önüne üçlü orta alan oyuncularımızı (Sousa-Vetrih-Rashid) yerleştirseydik belki de savunma önümüzden savunmamızın arkasına top atılmasına engel olabilirdik.Aslında takım kurgulanırken rakibe göre davranmak gerekir, rakibin oyuncularının özelliğine göre (hızlı-ağır, yetenekli-becerisi az) ve rakip takımın oyun sistemine göre ( bastıran-savunma yapan) takım kurgulanmalı ve oyuncu seçilmelidir. Beşiktaş’a karşı bana göre yukarıda belirttiğim biçimde takım kurgulanmalıydı. Hatta bu haftadan (Beşiktaş karşılaşmasından) sonra yapacağımız tüm karşılaşmalarda beşli savunma ve üç+bir orta alan kurgusu sürdürülmelidir, çünkü küme düşmeme çabasında olan ve üst sıralara oynayan takımlarla karşılaşacağız, ayrıca takımımız çoğunlukla savunma oyuncularından ve savunma yönü güçlü orta alan oyuncularından kurulmuş bir takım olduğu için böyle savunma ağırlıklı takım kurgusu öneriyorum.Takım kurgusunun yanlışlığına ve golü erken yememize rağmen oyundan düşmedik, savaştık. Bütün oyuncular istekliydi, çabalıyorlardı. Oyuncu değişimlerinde de yanlış yapılmadı. Savunmadan Miranda’nın çıkarılıp ileriye Felipe’nin alınması da çok doğru ama biraz geç kalınmış bir hamleydi. Daha erken alınmalıydı. Beşiktaş karşılaşmasının tek kazancı bana göre Felipe’nin neler yapabileceğini görmüş olmamızdır. Daha önceki yazılarımda bu oyuncunun son vuruşlarının iyi olduğunu ve kullanılması gerektiğini belirtmiştim, oyuna girdikten sonra tam bir pivot santrafor gibi oynadı, attığı şut da gol olsaydı çok hoş olacaktı.Bundan sonraki karşılaşmalarda çift forvet oynatıldığında Felipe’ ninde düşünülmesi gerektiğini görmüş olduk. Beşiktaş karşılaşmasında daha oyunun başlarında Welinton’un oyuncumuz Dicko’ya yaptığını ve birinci golden hemen önce Kenan’a yapılanı görmezden gelmeleri hakem yanlışları olarak gözlendi. Ne yazık ki özellikle İstanbul takımlarıyla oynarken bu türden hakem yanlışlarına uğrayabiliyoruz. Bu hafta Denizli ile karşılaşacağız, rakip tehlikenin içinde, saldıracağı belli, yine beşli savunma (Morais- Tosca- Miranda- Dijilobodji- Olkowski), beşli savunmanın önünde üçlü orta alan ( Sousa- Vetrih- Rashid), üçlünün önünde serbest olarak Maxim, ileride de Dicko olacak biçimde başlamalıyız, rakibin direnci kırıldıktan sonra veya henüz gol bulamamışsak savunmadan bir oyuncu çıkarıp ileride ikili forvete geçebiliriz.Rakibin topla oynamasına izin vererek ve hatalarından yararlanıp kontra ataklarla gol bularak kazanmaya çalışmalıyız. Yukarıda önerdiğimiz takım kurgularında alternatif( değişik) oyuncu olarak; savunmaya yardıma gelmesi koşuluyla Rashid yerine Kuzulj, Maxim yerine Jefferson veya Furkan, Olkowski yerine Oğuz değerlendirilebilir. 12.03.2021