Bağımlılık oldukça geniş bir alan. Yeme bağımlılığından, teknolojiye, sigaradan, kimyasal maddelere, spordan, uyuşturucu ve uyarıcı maddelere kadar 72 ayrı bağımlılık çeşidi var. Okuyucumuz da bebeklerle ilgili edinmek istediği ‘nesne bağımlılığı’ hakkında bilgi edinmek istiyor.

Bazen bir bebeğin elinden hiç düşürmediği ve nereye gitse yanından ayırmadığı oyuncağını sıkı sıkıya tuttuğunu ve onu her türlü tehlikelerden korumak için tetikte beklediğine şahit olmuşuzdur. Bu durum sevimli bir tablo gibi görünse de zamanla önemli bir bağımlılığa dönüşebilir. Üstelik bu durumun arkasında bebeğin kendisini güvende hissetmemesi yatabilir. Reem Nöropsikiyatri Kliniği Merkezi Kurucusu Nörolog Mehmet Yavuz, bebek ve çocuklarda görülen nesne bağımlılığını anlatıyor.

Bebek ve çocukların bir oyuncağa veya herhangi bir nesneye karşı olan aşırı bağlılığı ve sahiplenici tavrı, belli bir aşamaya kadar normal karşılanabilir. Çünkü bebek ve çocuklar gelişim süreçlerini tamamlarken birçok farklı evreden geçer. Her evrenin kendine özgü davranış biçimleri ve alışkanlıkları vardır. Bu noktada bir bebeğin emziğini bırakmak istememesi veya bir çocuğun elinden düşürmediği oyuncağı gelişimin bir parçası olarak düşünülebilir. Ancak burada ebeveynlerin gözlemi çok önemlidir çünkü bu bağlılığın gelişimsel bir sonuç mu, kişilik özelliği mi yoksa bir bağımlılık mı olduğunu tespit etmek için gereklidir.

Bu bir ‘Güvendeyim’ bağlanmasıdır…

Bebekler söz konusu olduğunda yabancı bir dünyaya adım attıkları andan itibaren güvende olmak isterler. Güvendeyim diyebilmek için anne ve babalarının yanında olmak ve onların tanıdık sınırlarında kalmak ister. Bu durum bebeğin yürüme ve konuşmayı öğrenmesiyle birlikte bu bağımlılık azalmaya başlar ancak bebek yine de onları hatırlatacak bir nesne ile ilişki sürdürür. Bu kimi zaman bir emzik olur, kimi zamansa favori battaniyesi… Biraz daha büyüyüp okula başlayan çocuklar ise bu durumu dış dünyaya adapte olmayı kolaylaştırmak için etkili bir yol olarak görür. Çocuklar dış dünyaya alıştıkça nesnelere olan bağımlılığı da giderek azalır. Ancak bu durum bebeklikten başlayarak 8- 9 yaşlarına kadar devam ederse,uzman bir doktordan görüş almak çok önemlidir.

Bağımlılık anne karnında başlamış olabilir

Bir kadın anne olacağını duyduğu andan itibaren hayat bambaşka bir anlam kazanır. Karnının içinde büyümeye başlayan mucizeye sürekli dokunmak istemesi ve temas kurması bu yüzdendir. Ancak sevgisini göstermek ve sağlıklı bir bağ kurmak için yapılan karna dokunma davranışı bebekte nesne bağımlılığına yol açabilir. Çünkü her an annesini hissetmeye alışan bebek, doğduktan sonra onun yokluğunu bir nesneyle doldurma ihtiyacı hissedebilir. Dolayısıyla anne adayları içgüdüsel olarak yaptığı karna dokunma hareketini, sadece sevmek istedikleri zaman yapmalıdır ki, bebeği nesne bağımlısı olmasın.

Emzik bağımlılığı için endişelenmeli miyiz?

Bebeklerde en sık rastlanılan nesne bağımlılığı emziklerle ilgilidir. Ebeveynleri en çok endişelendiren konuların başında da bebeğin emziğine duyduğu aşırı ilgi gelir. Çünkü uzun süreli emzik kullanımları hem bebeğin diş sağlığını ve yapısını hem de konuşma becerilerini olumsuz etkiler. Bu noktada ailelerin benimsemesi gereken tutum ceza veya tehdit yöntemi olmamalıdır. Sabırlı davranmalı, ilgisini başka yöne kaydırmak için çeşitli yollar tercih edilmelidir.

Aileler nasıl bir yol izlemeli?

Bebek veya çocukların nesnelere karşı geliştirdikleri bağımlılık karşısında ebeveynlerin takındıkları bazı tutumlar, doğru olmayabilir. Özellikle de bebek veya çocuğun bağlı olduğu nesneyi saklamak veya atmak sorunu çözmek yerine daha da derinleştiriyor. Çünkü çocuklar kendini güvende hissetmek için bu yol başvuruyor ve ellerinden alındığında kendileri yalnız ve korkmuş hissedebiliyor. Bu durumda yapılması gereken çocukların duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve saygı duymak gerekir. Bağımlılığı en aza indirmek içinse pratik yollara başvurabilirsiniz. Örneğin, bebek veya çocuğunuzla daha fazla vakit geçirebilir, beraber oyunlar oynayabilir, sık sık temas ederek varlığınızı hissettirebilirsiniz. En önemlisi de bir yere giderken kaçarak gitmek yerine gideceğini ama geri geleceğinizi söylemeli, haberleşerek vedalaşılmalıdır.