Aklımın almadığı, kafamın basmadığı o kadar şey var ki son zamanlarda. Misal Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri, siyasi bir parti adına miting yapan başbakan, o alanda "Başbakan"mıdır, yoksa o siyasi partinin propagandasını yapan diğer parti liderlerinden biri mi? Yine kafamın alamadığı ikinci şey ise, o alanda verilen tepkiler yani alkışlanma yada yuhalanma, Başbakan sıfatı ile o mitingde bulunana mıdır, yoksa liderliğini yaptığı siyasi partiye midir? 
Siyasi bir lider alkış da alabilir, yuhalanada bilir.. Peki böyle bir durumda başbakana hakaret suçu diye birşey olabilir mi? Sizde "evet başbakana hakaret edilmez" diyorsanız, önce bir düşünün derim size; tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sorumluluğunu bir kenara bırakıp da, siyasi bir partinin lideri olarak "Onlar ve bunlar", "Bizler ve diğerleri" demesini onaylıyor musunuz? diye. Haa evet onaylıyoruz derseniz saygı duyarım ama aynı başbakanın herkesi kucaklıyoruz demesini nasıl karşılıyorsunuz diye de sormadan edemiyorum.!! Yani bir insan hem siyasi bir partinin lideri olup, mitinglerde seçmen toplamaya çalışırken, aynı zamanda koca bir ülkenin başbakanı olup, kendine oy versin yada vermesin, ülkedeki herkesi kanatları altına alabilir mi? Bu insanların tamamını aynı orantıda bir eşitlikle sevip, aynı eşitlikle davranabilir mi? Başbakanlığa sunulan her türlü ayrıcalıktan yararlanıp ta, o mitingler de eşitlikten yada demokrasiden söz edebilir mi? Siz ne düşünürseniz düşünün arkadaşlar ama benim kafam bunlara basmıyor işte.. Sen kalk, mitinglerde, konuşmalarında senin dışındaki tüm siyasi partileri kötüle, sonra da de ki "Ben hepinizi kucaklıyorum".. Yok artık olmaz bu kadar olmaz diyeceksiniz belki ama durum bu işte. Hadi bu şöyle dursun bir tarafta.. Ya o kötülenen partilere güvenen insanlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değiller mi? Yani onca vatandaşı yok sayarak konuşmak ancak bir siyasi parti liderine yakışır, başbakana değil!! İNSAN HAKLARI İHLAL EDİLMİYOR MU ? Hayır yani tüm çabam sapla samanı karıştırmamak için. Böyle seçim zamanlarında herkes kendince bir sınır çizse sorun kendiliğinden çözülecek zaten.. Haa dönemin başbakanı ille de seçim kampanyalarına katılacaksa eğer, hiç bir şekilde başbakanlık hak ve hukuklarından yararlanmasın! Diğer siyasi parti liderlerine ne kadar hak ve hukuk tanınıyorsa O'na da o kadarı tanınsın.. Ne özel araç, ne özel uçak, ne özel helikopter! Devlet ile ilgili yapılan tüm ödenekler kesilmeli o süreç içinde! Haa, "Yok, ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım, seçimlerde partim adına herhangi bir çalışmam olmayacak!" dersede, o zaman seçimler sonuçlanana kadar görevinin başında kalmalıdır!! Bu kadar basit!! 
Öbür türlüsü insan hakları ihlalidir. Bilmem hangi mitingde birileri çıktı seni yuhalasın, sonra anında polis el atsın duruma ve başbakana hakaretten apar topar tıksınlar içeri!! Yok öyle birşey olamaz olmamalı da! Bir kere o mitinglerde siyasi parti lideri olarak konuşan şahıs parti lideridir, başbakan değildir! Başbakan dediğin, ülkesindeki bütün vatandaşlarının haklarını gözetmekle yükümlüdür. E zaten seçimlerde bundan dolayı yapılmıyor mu? Hani, hala seçmen olduğunun farkında olmayanlar için ufak bir not: Hükümet kendisini yaptıklarını siz seçmenlere beğendirmekle mükelleftir. Yani siz birer seçmen olarak hükümeti illa da beğenmek zorundamısınız, tabiki değilsiniz.. Açlığın, işsizliğin, bölünmenin suçlusu, zira, sizler asla değilsiniz!