Evet, bu ülkenin bir beka sorunu olduğu konusunda, herkes hem fikir. Doksan yıl boyunca bölgesinde bir kale gibi duran, içerden ve dışardan hiç bir şer gücün bir tüy dahi koparamadığı Türkiye ne oldu da bu duruma düştü?

Bunları uzun uzadıya anlatacak, detaya girecek değilim. Küresel aktörlerin belirleyici olduğu bölgesel senaryolar, içerdeki kaynama, falan filan. Bunları bilmeyen yok.

BOP ilan edilirken siz neredeydiniz? Diye sormazlar mı adama. Filmi biraz daha geriye sarmayı deneyelim.

Turgut Özal’dan, Çekiç Güç’e, “Bir koyup, üç alma” ahmaklığından, Eşref Bitlis suikastine kadar parçaları birleştirelim. Bakın puzzle bize neler anlatacak?

Dünyadaki hiçbir siyasal oluşum Yahudi bir kürdün yuvarlağını böylesi takdire şayan bir şekilde kaldırmamıştır. Ayağının altına kırmızı halı sermemiş, aşiretin bezini, çulunu çaputunu bayrak diye 20 bin yıllık bir ırkın bayrağıyla denk tutmamıştır.

Sen yerini bilmez, oturduğun makamın ağırlığını tartamazsan, o vakit sana anlatırlar. Atatürk Havalimanı’ndaki çul ve çaput dile gelir. Art ayağıyla kulağını kaşıyanların cevabı artık Kerkük kalesine asılan Barzanistan bayrağıdır.

Baktı ki, taşta kayada ses var, sende yok. Bu kez “bağımsızlık referandumu”dur Güney’de. Güney'i ise Kuzey’i neresi bu meymenetin diye soran olmaz. Dahası sanki bu duruma bir günde gelinmiş gibi sitem eder beyzadeler.

Anti-Saddamcılık değil midir, Kuzey’deki yarı devlet durumunu yaratan. Esat karşıtlığı değil midir Suriye'nin Kuzeyi’nde inşa edilen Batı Kürdistan.

Peşmergeyi Kobani’ye ben mi geçirdim milli topraklardan.

Tarih sizi de, rolünü oynayan herkesi de not ediyor.

Ve hükmü şimdiden veriyor. Barzani'ye ruhunu üfleyen ve yaratan kimse, Kürdistanı’da kuran odur diye.