Sabahın erken saatlerinde açtığı iş yerinde ilk günkü heyecanla çalışan Bakır, unutulmaya yüz tutmuş baba yadigarı mesleğini devredecek çırak bulamamaktan yakınıyor.
Çocuk yaşlarda başladığı baba mesleği olan bakırcılıkta yeni çırakların yetişmediğini ve mesleğe eskisi kadar yoğun ilgi olmadığını belirten Bakır, "50 yaşındayım. Meslek, baba mesleği, ve 10 yaşından beri bu işi yapıyorum. Farklı meslekler de icra ettiğimiz olmuştur. Fakat genelde bu mesleğin içerisindeyiz. Yıllardan beri de bu mesleği yapıyorum. Çocukluğumuzdan beri babamız bizi elimizden tutup getirdi. Allah kendisine rahmet eylesin. Babamın sayesinde bir meslek sahibi olduk. Bundan sonraki süreçte ise bizden sonra herhangi bir yetişen eleman yok. Malum her meslekte olduğu gibi arkamızdan gelen yok ve kimse yetişmiyor. Yetişen bir eleman topluluğu yoktur. Kolay kolay eleman yetiştiremiyoruz. Artık bundan sonra herhalde son nesil biziz. Ne olacağını bilmiyoruz. Elimizden geldiğince zanaatımızı icra etmeye çalışıyoruz" dedi.
SEVEREK YAPIYORUM
Babasından öğrendiği mesleğini babasından kalan dükkanda sürdürdüğünü belirten Bakır, "Baba mesleği olduğu için çalışıyoruz. Daha önce farklı mesleklerde çalıştım. Fakat bu saatten sonra en güzel işimiz bu ve baba mesleği olduğu için mesleğimizi severek yapıyorum. Çünkü farklı mesleklere yönelmek istemedik. Bakırın ne aşamalardan geçtiğini, bakırın nereden geldiğini, tornasını, tesviyesini ve kalayını, hepsini babamızdan öğrendik. Babamız bize sağ olsun mesleği öğretti" diye konuştu.




