Gaziantep FK, Süper Ligdeki ilk sezonunda açıkçası biraz da şansının yardımıyla, puan anlamında fena sayılmayacak bir performans sergiliyor. Rakiplerinin 2 maçta 9 kişi ve 1 maçta da 10 kişi kalmasını iyi değerlendiren kırmızı siyahlı takım puanları iyi topladı. “Gaziantep FK, iyi giderken de eksiklerini görmeli. Bu takımın bir B planı yok. Kadro mühendisliği iyi planlanmamış. Sumudica’nın hareketlerine çeki düzen vermesi lazım. Antipatik olmanın özellikle uzun vadede çok büyük zararları var. Futbolcuya bahane vermek, başarısızlığa kılıf uydurmak olur ve başarısızlığa zemin hazırlar.” ifadeleri hep, benim ve benim gibi yazarların işledikleri konular oldu bu süreçte. 30 Temmuz tarihli yazımda da ‘Sumudica’ya Mektup: Teknik Direktör Lider Olmalı’ başlığını kullanmış ve bu konuyu irdelemiştim. Amacım ben söylemiştim demek değil ama bazı problemler göz göre göre geliyor, bununla birlikte de skor alınınca sumen altı ediliyor. Esasen futbol özellikle ülkemizde bir skor oyunu! Herkes skora göre konuşuyor, herkes kısa vadede alınan sonuçlara bakıyor. Kimse ‘bu şablonda devam edilirse, sonumuz felaket olur’ demiyor. Meraklısı varsa buyursun Gaziantepspor gerçeğine bir baksın Allah aşkına. Yanlış tercihler, yanlış işler, yanlış rota yolun sonunda uçuruma götürür.Sumudica’yı gerek medyada, gerek maçlarda, gerekse de basın toplantılarında dikkatle izlediğimde,2 tane çok büyük handikapını görüyorum ve bunu sürekli dile getiriyorum. Artık Sn.Mehmet Büyükekşi mi ilgilenir, yoksa yönetimden başka birisi mi bu konuya el atar, bilemiyorum ama bir müdahale edilmesi bence elzem hale geldi. Teknik direktörün verdiği teknik kararlarla ilgili eleştirilerim var ama bu yazının konusu o değil. Teknik kararlar, futbolcuların form grafiğine göre, sakatlık durumuna göre, rakibe göre verilir ve her zaman Teknik direktörün kararına saygı duyulması gerekir. Ama şimdi belirteceğim 2 konuda, kesinlikle büyük bir problemle karşı karşıyayız.1-Bahane Kültürü2-Antipatik HareketlerLigin başından beri, Sumudica, hemen her demecinde, ya rakip teknik direktöre laf yetiştiriyor ya da hakeme veryansın ediyor. Rumen teknik adam, galibiyet alamadığı her maçtan sonra, alınan sonuca mutlaka bir kulp buldu. Siz bahaneyi ortaya koyarsanız, futbolcu topluluğu o bahaneye sizden daha fazla sarılır. “Transferler geç yapıldı. Birlikte çok fazla çalışamadık. Şu oyuncumuzun sakatlığı bizi etkiledi. Bu hakem hakkımızı yedi. O hakem bize şunu yaptı. Bugünkü hakem beni susturmak için erken davrandı vs” bahaneleri yakışmıyor. Bahane kültürü, hem ekibin başına hem de ekibin tüm bireylerine psikolojik bir rahatlama getirir ama gelişimi engellemenin yanında problemlerin çözümünü de devre dışı bırakır.İkincisi; Antipatik hareketler konusunda… Bu konuda sanırım tüm Türkiye hemfikiriz! Basın toplantısında rakip takım teknik direktörüyle polemiğe girecek söylemler, hemen her maçta hakemler hakkında konuşmalar, saha içindeki davranışlar, maç içinde dönüp taraftarla yaşanan münakaşalar, maç içindeki itirazlardan görülen sarı kartlar ve son olarak rakip takım oyuncusuyla didişmeler nedeniyle yine kart ile cezalandırılma… Bu antipatik hareketler ilk 7 haftada, Gaziantep FK markasına ‘ölçülemeyecek derecede zarar vermiştir. Önü alınamazsa Gaziantep FK hem Federasyon hem hakem camiası hem de Süper Lig takımları nezdinde sevilmeyen bir takım haline gelecektir ve bunun neden olacağı zararların haddi hesabı yoktur. İnanın çok merak ediyorum, kart problemine giren bir oyuncuya daha dikkatli olması gerektiğini söylüyor mu Sumudica? Ya da bu uyarıyı yapıyorsa, sporcu ‘Hocam, siz benden daha fazla kart görüyorsunuz’ diyor mu mesela? Sumudica, açık ara teknik direktörler sarı kart lideri!Sözün özü; Marius Sumudica ile ilgili gözlemlerimiz, aradan geçen 3 ayda aynen devam ediyor ve ivedi önlem alınmasını arz ediyor. 48 yaşında olan, bir ekibin başında bulunan, bir şehrin futbolunun sorumluluğunu alan bir teknik direktörün daha olgun davranışlarda bulunması ve markaya zarar verecek eylemlerden kaçınılması beklenir doğal olarak. Bu yaştan sonra bu yönü gelişir mi /değişir mi? Buna da elbette kulüp yönetimi karar verecektir. Ama merak eden okuyucularımın da Sumudica’nın teknik direktörlük geçmişine bakmalarını rica edeceğim: Zira 2 yıl üst üste çalıştırdığı takım yok. Neden acaba?