Bağımlılık yapıcı maddeler sorun çözmediği gibi, sorunu daha da derinleştirir. ‘Kimyasal terör’ adını verdiğimiz uyuşturucu maddeler ruhsal ve fiziksel sorunları da oluşturmaktadır. Kullanılan maddeler; bireyin aile hayatını yıkıma uğrattığı gibi boşanma, depresyon, intihar riski, kaygı, panik atak, uyku sorunları, ruhsal travma, dikkat eksikliği, hiperaktivite, düşünmeden hareket etmek, öfke kontrol problemi, kendine zarar verme davranışları; alkol ve madde kullanımına eşlik eden en yaygın problemlerdir. Bağımlı kişiler, genellikle sorunlarıyla baş etme yöntemi olarak alkol veya maddeyi kullanmaya başlamışlardır.

Kişinin bağımlılığı ve yaşadığı psikolojik problemler kısır döngüye girer. Kişi alkol ve madde kullandığı için problem yaşamaya başlar ama bir yandan da bu problemleri yaşadığı için de kullanmaya devam eder.

Çoğu zaman kişiler madde ya da alkolün kendilerine iyi geldiğini, sıkıntılarını azalttığın düşünerek kullanmaya başlar ve devam ederler. Ama kısa bir süre kendilerini iyi hissetmelerini sağlasa bile bir süre sonra bu etkisi geçer ve kişinin problemlerine bir problem daha eklenmiş olur.

Tedavide bu kısır döngünün bir yerden kırılması gerekmektedir. Kişiye yaşadığı ya da yaşayabileceği problemler hakkında bilgilendirme yapılır, bunların arasındaki döngü anlatılır. Örneğin, depresyon kişide alkol ve madde kullanımı artırır çünkü kişi kendini daha iyi hissetmek için içer ya da depresyonda olduğu için kendini denetlemesi daha da zorlaşır ve kullanımını kontrol edemez.

Öte yandan, alkol ve madde kullanımı depresyonu artırır çünkü alkol ve madde ilk süreçlerde kişiye kendini iyi hissettirse de zamanla depresyonu tetikler ve antidepresan ilaçların etkisini azaltır. Bu kısır döngü bu şekilde devam eder.

Bunun kişiye aktarılması ve bu süreçte alkol ve madde kullanımının sıkıntıları ile baş etmek için doğru çözüm yolu olmadığını görmesinin sağlanması önemlidir. Kişiye doğru baş etme yöntemleri öğretmek de tedavinin bir parçasıdır. Bu nedenle bağımlı kişinin tedavisinde psikolojik desteğin önemi çok büyüktür.

Bunun yanı sıra psikolojik desteğin önemi, alkol ya da maddeyi bıraktıktan sonra tekrar kullanmayı önleme sürecinde de gereklidir. Bağımlılık, düzelir ama tamamen iyileşmez.

Kişi içmediği sürece iyidir ancak tekrar içerse aynı bağımlılık sürecinin içine tekrar girmiş olur. Bu nedenle tekrar kullanmayı önlemek ve bunun uzun süre boyunca olmasını sağlamak tedavinin önemli aşamalarındandır. Örneğin, şeker hastalığını düşünün. Bu kronik bir hastalıktır ve kişi tatlı yiyecekler tüketmediği zaman iyidir. Ancak bir gün diyetini bozarsa ve tatlı tüketirse şekeri yükselecek ve sağlığı riske girecektir. Alkol ve madde bağımlılığı da benzer şekilde kronik bir hastalıktır. Kişi kendini devamlı olarak bu maddelerden uzak tutmayı öğrenmelidir.

Bıraktıktan sonra uzak durmak için kişilerin hayatlarında bazı değişiklikler yapmaları gerekebilir. Arkadaş ortamlarından uzaklaşmaları, çevrelerini değiştirmeleri gibi kendilerine alkol ve maddeyi hatırlatan durumlardan kaçınmaları gerekir. Nasıl ki bir önceki örnekteki şeker hastası, çikolata dükkânına girdiğinde kendini tutması daha zor olacaksa, maddeyi bırakmış bir kişi için de madde kullandığı kişilerle birlikte olmak ve aynı ortamlara girmek onu zorlayacaktır.

Çoğu zaman alışkanlıklardan kurtulmak ve yerine yenilerini edinmek kişi için zordur. Tedavide psikolojik destek, kişinin yaşamını yeniden düzenlemesi sürecinde de önemli olacaktır. Bağımlılıkta kullanımı bırakma süreci kadar kullanımı bıraktıktan sonraki süreç de önemlidir. Kişinin maddeden veya alkolden bir süre uzak durup kullanıma tekrar başlamasına ‘'kayma'' adı verilir. Tekrar başlamayı önlemek için kayma dönemlerini bilmek, kaymanın sinyallerinin farkına varmak gerekir. Kişinin alkol veya madde kullanmadığı dönem Düzelme dönemidir. Bu dönemde kullanım yoktur. ‘'Bir kereden bir şey olmaz'' diyerek tek bir kez bile kullanım olursa kişi artık Düzelme döneminden Deneme dönemine geçmiştir. Kullanımın kontrol altında olduğunu düşünüp kullanıma devam etmesi Denemeye Devam Etme dönemidir. Bir süre sonra ilk kullandığı sıklığa ve miktarlara ulaştığında ise bu Eskisi Gibi Kullanma dönemi olarak adlandırılır.

Kayma hemen gerçekleşmez, belli aşamalardan sonra gerçekleşir, gerçekleşmeden önce kişiye kayma yaşanacağının sinyallerini de verir. Bu sinyallerden bazıları alkol veya maddeyi rüyada görmeye başlamak, kullanıcı olan eski çevreyle tekrar görüşmeye başlamak, kendine bakmamaya başlamak, kendine fazla güvenmeye başlamak, alkol ve maddeyle ilgili olumlu şeyler düşünmeye başlamaktır. Kişinin riskli ortamlardan kaçınması, alkol veya madde isteğini tanıması ve bu istekle başa çıkma yöntemleri geliştirmesi tekrar başlamayı önleyen başlıca yöntemlerdir.

Bağımlılıkta iyileşme bazen uzun zaman alabilir. İyileşme dönemi içinde kayma yaşanması kişinin maddeyi veya alkolü bırakamayacağı anlamına gelmez. Önemli olan tekrar başlama riski doğduğu anda kişinin bu durumla tek başına başa çıkmaya çalışmayıp uzmanlardan yardım alması ve durdurabileceğine inanmasıdır. Bu gibi durumlarda kişinin kendini suçlamaması ve eleştirmemesi gerekir. Ortamı değiştirip bu duruma gereken önem verilirse tekrar başlama riski de ortadan kalkmış olur. (KAYNAK: YEDAM.)