Büyükçekmece Belediyesince 'Bağımlılık ve ebeveyn tutumları konulu seminerde konuşmacı olarak davet edildim. Davet edilenler arasında madde bağımlısı genç vardı. Bir ara söz alan madde bağımlısı bir gencin 'ailem bana çok güveniyordu. Ama ailem arkadaşlarımın varlığını hesaba katmamışlardı. İlk maddeyle tanışmam 11 yaşında oldu. Babası torbacı olan bir arkadaşım babasından çaldığı maddeleri bize getiriyordu ve içiyorduk. Kimlik ve kişilik arayışlarımızın dorukta olduğu dönemlerdi. Aklın sıra kendimizi özel ve değerli hissetmek adına madde kullanarak bu korkunç hatayı işlemiştik. Ailem madde kullandığımı fark etmiyordu. Keşke ailem beni takip etseydi. Ailem benim madde kullandığımı ne yazık ki iki yıl sonra öğrenmişti. Ailelerden ricam çocuklarını uzaktan da olsa nereye gittiklerini, ne yaptıklarını izlesinler. Ailem bana güveniyordu ama arkadaşlarıma ne kadar güvenebilirlerdi ki? itirafları bana şu gerçeği hatırlattı. Arkadaş belirleyicidir. Yöndür. Kılavuzdur. Ya da tam tersi. Hayatı cehenneme çevirendir. İlk sigarayı, ilk kadehi ikram eden en yakındaki arkadaştır. Hayatı anlamaya ve yeni kavramaya çalışan bir gencin arkadaş çevresi de çok önemlidir. Çünkü arkadaşlık etkileyendir, etki edendir her konuda. Düşünceleri, kıyafetleri, konuşmaları, eylemleri… O kişiliğin oluşumu döneminde karşımızda her haliyle kötü arkadaşlık tipine sahip bir çevre varsa o çevre, kişilik oluşturmada bizi etkileyen önemli bir faktör oluyor. Gittiğim liselerde ve kolejlerde gençlerin hep bir ağızdan haykırdıkları şey 'arkadaş seçimi belirleyicidir Konuyla ilgili Psikolojik Danışman Özlem Adıgüzelin bu konudaki tespitleri şöyle: Arkadaş seçimi gençlerin ortalama 14-18 yaş aralığında üzerinde durdukları en önemli konudur. Aileden uzaklaşıp kendine yeni ve orijinal bir kimlik oluşturmaya çalışan gencin dışarıya yönelmesi gayet normaldir. Burada anne-baba olarak dikkat etmemiz gereken çok önemli konular var. İlk olarak 'bu arkadaşını beğenmiyorum, onunla bir daha görüşmeyeceksin gibi bir yaptırım çok yanlış ve tehlikelidir. Bu dönemde tüm seçimlerinin doğru olduğuna inanan genç için bu 'ben senin seçimlerini beğenmiyorumdur. Ve büyük ihtimalle aileden gizli saklı yine de görüşülecektir. Bir diğeri her çocuk ortak bir dil konuştuğu, bir ihtiyacına cevap veren ya da benzer özelliklere sahip arkadaşlar seçer. Yukarıda kurduğumuz cümlenin gencin zihnindeki bir diğer anlamı 'ben seni beğenmiyorum olabilir ki bu da gencin aileden uzaklaşmasına yetecek bir gerekçedir. Unutmayalım ki çocuğumuzun hayatında bizim olmadığımız her boşluk bir başkası tarafından doldurulacaktır. Bu bir kişi, bir ideoloji olabilir. Fakat biz kendimizi geliştirirsek yetersiz kaldığımız noktaların farkına varıp, çocuğumuzun doğru insanlarla, doğru fikirlerle boşlukları doldurmasına rehber olabiliriz. Tabii bunun için kendi çevremizin, oturup kalktığımız, hasbihal ettiğimiz, evine gidip geldiğimiz insanlarında karakterli, doğru ilkelere sahip kişiler olmasına dikkat etmeliyiz. Anne- baba olarak gerçekten iyi bir gözlemci olmamız gereken bir zaman dilimindeyiz. Zaman maalesef bizim aleyhimize işliyor. Çocuklarımız birçok insanı tanıyarak, birçok hayata tanık olarak büyüyor. Onların dünyasında sadece biz yokuz. Bizimle beraber kendilerine göre seçebilecekleri birçok alternatif hayat var. Bizler ise baskı merkezli bir otoriteyle, korkutmayla, duygusal baskı ile onların doğru yerde olmalarını sağlayamayız. İlk olarak onları anlamamız gerekiyor. Bunun içinde onları dinlemek zorundayız. Hem de can kulağıyla, tüm gelenekselliğimizi bir kenara bırakarak. Gençlerimize doğru düşünmeyi ve karar vermeyi sağlayacağı, doğrularının ve yanlışlarının arkasında durabileceği, hatalarını üstlenip sonuçlarına katlanacak cesareti gösterebileceği, sağlıklı ve işe yarayan bir öz güven sahibi olan bir kişilik geliştirmesi için gerekli fırsatları tanımamız gerekmektedir. Bunun için eğitim ve iletişim kanallarını doğru ve etkili kullanmak zorundayız. Zayıf aile bağlarının bir diğer sebebi ise ortak değerlerin ailede paylaşılmıyor olması. Birçok ailede temel değerler başta olmak üzere birçok konuda bireyler tek başlarına kalmış durumdalar. Bunun adına modern dünya ya da demokratik ortam denilebilir. Ama bence aile bireylerinin akşam oturduklarında konuşabilecekleri ortak bir konusu olmalı. Ve bu daha çok aile bireylerini dizginleyebilecek, doğruya ulaştırabilecek bir konu olmalı. Maalesef artık gençlerimiz birçok değeri saçma ve sıkıcı buluyor. Burada anne-babaya büyük görevler düşmektedir. Anne- baba, eğitimci olarak gençlerimizin doğru idealler oluşturmalarını sağlamak zorundayız. Bunun içinde ev-okul- dershane arasına sıkışmış, soru çözmekte birbiriyle yarışan gençler yerine hayatlarına anlam katacak, hedeflerini, hayatlarını iyiye yöneltecek meşguliyetlere ihtiyaçları var. Unutmayalım çoğu zaman yetişemez, zamanı yok bahanesi biz yetişkinlerin gerekçeleri oluyor. Gençler ise boş zamanlarında uyuyarak, anlamsız, kendilerine hiçbir katkısı olmayan müzikler dinleyerek, internet başlarında harcanıp gidiyorlar. Bu nedenle aile ve toplum olarak gençlerimiz için yapacağımız en gerekli ve faydalı şeylerden biri onlara kendi programlarını hazırlayabilecekleri, potansiyellerini, enerjilerini doğru kullanabilecekleri alanlar oluşturmak olacaktır.