Rüyanızda görseniz inanamayacağınız. Hadi canım sende deyip geçeceğiniz.. Aklınıza, hayalinize gelmeyecek her şey birer birer gerçeğe dönüşüyor. Namussuzluğun gırla gittiği bu düzenin karanlığından fayda mülahaza edenler, üniter yapının nasıl parçalanacağı konusunda fetva üzerine fetva veriyorlar. Televizyon programlarıyla, gazeteciliğin yüz karası paçavralar, egemen devletin ulusal iradesine zılgıt çalarak muhtariyet'ten konfederalizme, sıtma mikrobundan ağrısız sancısız ölüme kadar bütün bu seçenekleri Türk milletinin gözüne gözüne dürtüyorlar. Peki bütün bunlar olurken. Hükümet ne yapıyor? dediğinizi duyar gibiyim. Ortada hükümet yok ki. Araki bulasın. Hükümet bu yıkım sürecine dahil olmuş. BDP ve PKK'yla birlikte Kürdistan'ı inşa etmekle meşgul. Peki, devlet? diyorsunuz. Devletle kavgalı hükümet, geçen doksan yılın intikamını almış. Hükümet dışarıya teslim olmuş, devlet ise iğdiş edilmiş. Her günü bir diğer günü aratır olan bu namüsait süreç, yaşanan ve yaşanacak her türlü ihanetin kanıksandığı yeni günleri işaret ediyor. Bakın bir gazete haberindeki vurdumduymazlığın, neme nazımcılığın ve ipe un serişin PKK'yı adeta devletleştiren manzarasına birlikte bakmayı deneyelim. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Tunceli'nin Pülümür Vadisi içindeki Tunceli - Erzincan karayoluna yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan Alacak Mevkisi'nde vadinin her iki yakasının tepelerine asılan PKK flamalarının olduğu bölgeye gitti. Genç, PKK flamalarını hiç kimsenin gidip sökemediğini söyledi. Hükümetin, Suriye sınırı içinde PYD bayrağını asılması nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'nı devreye sokarak bayrağı indirdiğine dikkat çeken Kamer Genç, "Peki buradaki bayrakları neden indiremiyorlar? Bayrak bir devletin egemenliğinin varlığını gösteren bir güçtür. Öyle görünüyor ki, Başbakan Erdoğan buradaki egemenliği PKK'ya terk etmiş" diyor. Söz konusu Gezi Parkı eylemcileri olunca, onların karşısında aslan kesilen, CHP'ye laf yetiştiren, MHP'ye küfreden, kendileri gibi düşünmeyen, herkesi ti'ye alan, bölücüğünün karşısında süt dökmüş kedi gibi miyavlayanlar; KCK'yı özgürleştiren, PKK'yı devletleştiren, Türk Ordusu'nu ise esir alanlardır. Yeni bir Atatürk beklentisinin acil ve ateşli bir coşkuyla arzulandığını biliyoruz. Tarih yeni Mustafa Kemalleri rahminde büyütürken, halk önderini tayin etmekte hiç bir gücün kılavuzluğuna ihtiyaç duymaz. Birde bakmışsınız gelmesi beklenen gelmiş. Tahtlar yıkılmış, kavuklar rüzgarın önünde tıngır mıngır, diktatörler alaşağı, dalkavuklar yerle bir. Atatürk siz, biz, hepimiz. Atatürk topyekün Türk ulusun ruhunda, yüreğinde. Atatürk geliyor. Bunu onlar biliyor, sizde bilesiniz.