Sonuç olarak kadın ; erkeğin gönlünü hoş tutması gereken, ona itaat etmesi kaçınılmaz olan ve cinsel hazdan da utanç duyması gereken bir suçlu, bir cinsel araç olarak algılanagelmiştir yüzyıllardır. Bu anlayışa bizzat kadınların öncülük etmesi kendilerini “öyle” kabul etmeleri, elbette ki yüzyıllar süren baskı, ezme, ekonomik erkek üstünlüğü toplumsal ayıplama, fiziksel güçsüzlük ve özellikle din kültürünün bir sonucudur.Bir “mal” olarak kadın ortaçağlardan beri anahtarlı madenî külotlara mahkûm edilmiş, esir pazarlarında alınıp satılmış, savaşlarda. Barışlarda , mübadele malı gibi kullanılmış; gelin, karı armağan olarak verilmiş, alınmış, evlere, kafes arkalarına hapsedilmiş ve kadın başak insan başka muamelesi görmüştür!Kadın kısmı eksiklidir. Yüce Tanrı onları öyle yaratmıştır, erkeğe itaat etmesi ve kendini ikinci sınıf olarak görmesi evlâdır. Bunu erkeklerin böyle görmesi bir yana hele de bizzat “yarı mağdur yara suçlu” kadının dakendni öyle görmesi içler acısı!Ana kızına öğüt veriyor :*Kızım! Kocan sana yakın gelip ilişki arzuladığında bir miktar nazendelik edip yani hemen canına minnet uçkurunu kendin çözme. Eğer elinden veya belinden tutup seni kendine çekerse, o zaman durma, şehvetini göster…-Bu masum bir öneri!-*Kocan canı sıkkın göründüğünde “Niçin keyfiniz yoktur ? Eleminiz nedir ? Dünyada sizinle kulunuz sağ olayım!”diye hatırını sor, güleryüz gösterince, hangi tarafa meyil gösterirse, o tarafı tercih eyle,zira erlerin gönlünü almakta bundan âlâ nesne olmaz. Ne murad ederse sözüne uy!”-Burada biraz tarla meselesi mi kokuyor ne ?!-*Ben senin cariyenim sense benim efendimsin, emir senindir, diye daima emrinde ol!”(Murat Bardakçı,Osmanlı’da Seks)Analar kızlarına ne öğütte bulunurlarsa bulunsunlar, erkeklerin özbenliklerinde daima kadınlara karşı bir güvensizlik, bir horlama, onları “kadın” görme duygusu, sabit fikirleri oluşagelmiştir galiba binlerce yıldır. Bugün en “feminist!” erkekte bile kadın hakları konusunda sözel ve kadınları tavlamak içgüdüsünden öteye geçmeyen bu anlayış vardır. Katı bir yargı! Evet! Ama büyük bir yüzdeyle doğru! Erek için “kadın kadındır işte!”Erkek her ne kadar kendi cinsinin beğeneceği özellikleri ve güzellikleri kadında ararken gene de içten içe şunu söyleyecektir Lamii’nin şiirinde olduğu gibi; Kadınların dışlarına aldanma, onların içi kötülük ve fesatla doludur!”Gerçekten de kadın, gerek kutsal kitaplarda, gerek atasözleri ve özdeyişlerde ve bir çok yazar ve düşünür indinde “cinsel” bir nesne ve kötülük kaynağı olarak düşünülmüştür. Bir araştırma yapılsa edebiyatta ne kadar kötü kadın vardır acaba ? Cinsel anlayışta gene de hoş bir yan var gene de : Erkek için kadın ne kadar cinsel bir nesne(!) ise, kadın için de erkek o kadar cinsel bir nesne(!)dir hiç değilse. Doğal gereksinim! Elmanın yarısı! Ama şu ayrımı gözden kaçırmamak gerek: Erkekler kadını sadece cinsel yanlarıyla görmeye daha çok eğilimli. Kadın yatakta, mutfakta, analıkta, sokakta…-Erkeğin onurunu temsil edeceği için! - işe yarar… Kısaca cinsel gereksinim,hizmet eden varlık ve neslin devamını sağlayan araç olarak!Çok eskilerde değil daha 1920 yılında Mecliste frengi kanunu görüşülürken kadınların doktora muayene olmasını bile namussuzluk, iffetsizlik sayan anlayışlar egemendi. Yozgat mebusu Hulusi efendi bangır bangır bağırıyordu:”Bu yüksek Meclis bir İslâm Meclisidir.Burada her şey şeriata uymalıdır. Biz niçin cihad ediyoruz? Irz her şeyden mukaddestir.15 yaşında kendisini kimseye göstermemiş bir kız nasıl olur da doktora muayene ettirilir ?!Konya Mebusu Vehbi Hoca da tartışmaya katılır :”Hiç kimseye belki sende illet vardır, gel seni muayene edelim denemez. Onun için yalnız erkeği,yani koca olacak kimseyi muayene etmelidir!”Erzincan Mebusu Fevzi Efendi durur mu hiç :”Sahipsiz, mahremsiz kadınlar için avucunun içini dahi göstermek caiz değildir!”1920...2010’lar. Cumhuriyet ve lâiklik sayesinde alınan yolu düşününüz! Ümmetten millet büyük kurtarıcımızın dehası sayesinde yaratılmıştır. .Önce müslümandan önce,Türk olarak!ATASÖZLERİ HAKKINDA ATASÖZLERİ*Atasözleri herkesin anlayabileceği basitlikte ve anlamı derin en iyi sözlerdir. (Eski Çin,Mencius,KitaplarKitabı,İ.Ö.IV.yy.)*Bilgelerin sözlerinin iğneleri vardır ve kitapları çıkmış çivi gibidir. (Eski ahir)*Bir atasözü hatıra gelince onu işitmek herkesin hoşuna gider. (Plaute,Latin,İ.Ö.II yy.)*Atasözleri kelebeklere benzer, birkaçını yakalarsınız, ötekiler uçup gider. Alna,W,Wander,1880)*Atasözü halkın sesidir, yani Tanrı’nın. (İng.R.C. Trencih,1854*Bir atasözü , bir kişinin düşüncesi, herkesin bilgeliğidir. İng.JohnRussel 1792-1878)*Bir atasözü bir sebep, bir mantık değildir. (Voltaire,1764)*İyi bir atasözü kaşlara değil gözün içine vurur.-Anlamı açıktır anlamına-(Rus atasözü)Devam edecek