Barış sürecini hatırlarsınız.

Doğu ve Güneydoğudaki güvenlik güçlerine kışla ve karakollardan çıkmamaları emredilmişti. Şikâyet, ya da zorunlu hallerde yukardan izin alınarak müdahale hakkı tanınmıştı.

Son zamanlarda aklıma bir soru sık sık gelmekte.

Acaba güvenlik güçlerine ülke genelinde pasif kalmaları emri verilmiş mi?
Tabi ki, bu düşüncemin nedenleri var.

Gece saat yirmi dörtten sonra havai fişekler ve çoğunlukla da gerçek silahlardan mermiler atılıyor.

Ulusal TV kanallarında siyasi haberlerden kalan zamanları hırsızlık ve dolandırıcılık haberleri doldurmakta.

Onlar kanallara yansıyanlar.

Gerçekler daha feci. Şehirlerde her gün yüzlerce hırsızlık ve telefon dolandırıcılığı vakası yaşanıyor. İşin garibi hırsızı yakalamak ve darbetmek suç. Güvenlik güçleri ise yalnızca şikâyet olduğu zaman olaylara müdahale etmekte.

Farzet ki hırsızlar yakalandı. Farzet ki, adliyelere sevkedildi. İki saat sonra hırsız serbest.

Sanki, yasalarımız hırsızları koruyacak şekilde tanzim edilmiş.

Mağdurlar için bir teselli yok.

Caddelerde sokaklarda gezinirken hepinizin şahit olduğu bir durum var.

Araçlar kaldırımlara parkedilmiş, gün boyu kaldırımda bekliyor. Bari adam gibi parketseler. Kaldırıma dikey konumda ve yayaların geçmesi için yarım metrelik bir boşluk bile yok.

Yayalar araç yollarından yürümekte. Haliyle trafik kazalarında can verenlere her gün yenileri ekleniyor.

Trafik polisleri veya belediye zabıta ekipleri nerede? Bunların görevi nedir ve nerede görev yapıyorlar?

Başta Gaziantep olmak üzere birçok şehrimizin gençleri uyuşturucu batağında.

Esrar, eroin, bonzai, ateş-buz, bally… ne ararsanız var ve ucuz.

Güvenlik güçleri bunun önüne geçemiyor. Uyuşturucu belası ilköğretim çocuklarına kadar inmiş durumda. Torbacılar özgür…

Bilim ve teknolojinin son derece geliştiği bir çağda yaşıyoruz.

Bu uyuşturucuların hammaddeleri nelerdir? Nerede ve nasıl üretilir? Uyuşturucu haline gelinceye kadar hangi yolları izler? Ülkenin en ünlü uyuşturucu baronları kimler? Bu baronların kaçakçılık teknikleri nelerdir?....

Narkotik büronun bunları araştırması, izlemesi, yakalaması ve dağıtımını önlemesi gerekir.

Bu işler onların asli görevidir.

Bunlar yapılıyor diyeceksiniz.

Doğrudur.

Son birkaç yıl içinde Diyarbakır’da ekilerek yakalanan esrar maddesi birkaç bin tondan fazla.

Ancak yeterli değil.

Hükümetimiz ahlaklı bir nesil yetiştirmek istiyor.

Yaşadığımız zamanda ahlak tatile çıkmış durumda. Uyuşturucu, fuhuş, kumar, dolandırıcılık, cinayet, hırsızlık ve her türlü ahlaksızlık zirvede.

Yazımdan güvenlik güçlerini eleştirdiğim anlamını çıkarmayınız.

Onlar yasalar çerçevesinde kendilerine verilen görevleri yerine getirmekle mükellefler.

Sorun yasalarımızda ve ülkeyi yöneten zihniyette. İyi niyetli olabilirler ama niyet sorunları çözmüyor ne yazık ki.