KURTULUŞ VE GAZi OLUŞUMUZUN YILDÖNÜMÜNDE ANTEP HARBİ SAVUNMASI ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI TARİHİMİMİZDE YİĞİTLİK, KAHRAMANLIK VE FEDAKÂRLIĞIN ULAŞILMAZ ABİDESİDİR.BU DESTANI YARATANLAR YURT SEVGİSİ,ULUS AŞKI VE İNANÇ DOLU GÖĞÜSLERİNDEN BAŞKA SİLAHLARI OLMAYAN BİR ŞEHRİN VE TÜRK KENTİNİN ÇOCUKLARI İDİLER.

ANTEP HALKI,BÜTÜN YOKLUKLAR VE İMKÂNSIZLIKLAR İÇİNDE HİÇBİR YERDEN YARDIM GÖRMEDEN,KADINI,ERKEĞİ,KADINI,İHTİYARI,ÇOLUK ÇOCUĞU İLE GÖĞÜSLERİNİ SİPER EDEREK ÇARPIŞTILAR.

KOCA FRANSIZ ORDUSU BU ŞEHRİ ALMAK İÇİN 11 AY BÜTÜN GÜCÜ İLE SALDIRDI.ANTEP SAVUNMASI,BU EŞSİZ KAHRAMANLIĞI HEM KENDİNİ,HEMDE GÜNEYDOĞU ANADOLUYU DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTARMAKLA KALMADI;BATI ANADOLUDA CEREYAN EDEN SAKARYA VE DUMLUPINAR SAVAŞLARINADA UMUT IŞIĞI OLDU.MEDENİ OLDUĞUNU İDDİA EDEN FRANSIZLAR ULUSLARARASI ANTLAŞMALARA GÖRE SİVİL HEDEFLERE KULLANILMAMASI GEREKEN 105 VE 150LİK TOP MERMİLERİ ANTEP VE ANTEPLİ ÜZERİNE ATILMIŞ,ŞEHİR DE BUGÜN SAYISI 6317 OLARAK SÖYLENEN ANCAK ÇOK DAHA FAZLA OLDUĞU İNSANI ŞEHİT ETMİŞ VE 2000 ÜZERİNDE EVİ VİRANEYE ÇEVİRDİ.

ANTEP HARBİ ÇOK YAKIN BİR TARİHE SAHİP OLMASINA RAĞMEN,ELİMİZDE O GÜNLERE AİT BELGE VE BİLGİ SINIRLI KAYNAKLARA DAYANMAKTADIR.

ANCAK SON YILLARDA GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELERİNİN ARAŞTIRMA VE YAYINLADIKLARI KİTAPLAR SAYESİN DE DAHA BİLİMSEL VE SAĞLIKLI KAYNAKLAR İLE BİLGİLERE ULAŞMIŞ OLMAKTAYIZ.

ANTEP HARBİ VE GAZİLERİNİN ANILARINI GÜNÜMÜZE YAYINLARI AKTARAN GAZİANTEP LİSESİ EDEBİYAT ÖĞRETMENİM VE ESKİ GAZİANTEP RADYOEVİ MÜDÜRÜ SAYIN ADİL DAİYE MİNNET VE ŞÜKRANLARIMI SUNARIM.

BİZLERE BU GÜNLERİ ARMAĞAN GEÇMİŞLERİMİZE SONSUZA DEK VEFA BORÇLUYUZ.HİÇ KİMSE BU BORCU ASLA UNUTAMAZ.ÇÜNKÜ VATAN BORCUDUR,NAMUS BOCUDUR,VİCDAN BORCUDUR.

NE,ZAMAN AŞIMINA UĞRAR

NE ERTELENİR

NE ÖDENİR/NE BİTER

SONSUZA DEK SÜRER GİDER.

İŞTE BU AMANSIZ VE ÇETİN MÜCADELE SONUNDA HAK ETTİĞİMİZ GAZİLİK ÛNVANININ ONURUNU,GURURUNU YAŞAMAK VE YAŞATMAK,ECDADIMIZA YAKIŞIR BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRÜP,NESİLDEN NESİLE AKTARARAK ANLATMAK,HEM HAKKIMIZ,HEM ÖDEVİMİZ VE GÖREVİMİZDİR.

BU ANLAYIŞLA ÇEŞİTLİ KAYNAKLARDAN FAYDALANARAK ANTEP HARBİNİN BAZI BÖLÜMLERİNİ GELECEK NESİLLERİN BİLGİ DAĞARCIĞINA KATKIDA BULUNMAK İSTEDİM.

ÖZELLİKLE YILLARDIR GAZİANTEPTE DİLLENDİRİLEN 'DR.MECİT BARLAS BEY HARPTE AMELİYAT YAPARAK CERRAHLIĞI ÖĞRENDİĞİ 'ŞEKLİNDEKİ ASLI OLMAYAN SÖYLENTİYİ ARAŞTIRDIM.DR.MECİT BEYİN İHTİSAS BELGESİ İLE GENEL CERRAHİ ,ORTOPEDİ VE BEYİN CERRAHİSİN DE KULLANDIĞI AMELİYAT ALETLERİNE ULAŞTIM.BU KONUDA BANA ARŞİVİNİ İNCELEMEME İZİN VEREN SAYIN NESTEREN BARLASA TEŞEKKÜR EDERİM.

BU İNCELEME DE ŞİFAHEN BİLGİLERİNE BAŞVURDUĞUM,AYNI ZAMANDA ESERLERİNDEN FAYDALANMAMA İZİN VEREN ÜNİVERSİTEMİZİN DEĞERLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ;CELAL PEKDOĞAN,HALİL İBRAHİM YAKAR VE BİLGEHAN PAMUKA DA TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLİRİM.

ANTEP KUVAY-I MİLLİYENİN KURULUŞU VE KARŞI ÇIKANLAR

Birinci Dünya Harbi bitmiş, imzalanan Mondros Mütarekesi(Silah Bırakışması) imzalandıktan sonra , İngilizler 7.maddeye dayanarak Antepi işgale karar verdiler.Mondros Mütarekesi 7.madde :Müttefikler emniyetlerini tehdit edecek durum karşısında herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkına sahiptir.

Birinci Dünya Savaşından önce 80.000 nüfuslu Antepte birkaç yüz Yahudi, birkaç Amerikalı, 35.000 Ermenisi ve 50.000e yakın Türk ile yaşayan bir kentti. Seferberlik ilan edildi, genci ,orta yaşlısı ve eli silah tutan herkes Filistin ve Yemen cephelerine savaşmaya gittiler.Az da olsa dönenler oldu,ancak dönenlerin kimisi kör,kimisi topal ,kimisi çolak ve özetle yarım adam olmuşlardı.

17.Aralık. 1918de Antepi işgal eden İngilizler önce Kolejtepe 'de Amerikan Kolejine, sonra Bayazhana ,bilahare Belediyenin yanındaki ekmek fırınına el koydular.

Antep halkı şaşkınlık içerisindeydi.23.Ocak.1919da İngiliz general Mc.Andrew mutasarruf MısrÎ Zade Arif Efendiyi makamına çağırarak ;işgalin hukukî olduğunu, barış ve bir arada yaşamak isteyenlerin kendilerine itaat etmelerini ,kesinlikle karşı koymamalarını ve sonuçta 1915de tehcir de (sevk ve iskan)giden Ermenilerin geri dönmelerini sağlayacaklarını belirtti.

Fakat burada önemli olan bir nokta şu idi:İngilizlerAntebe gelmezden önce Ermeniler şehrin aydınlarını bildiren bir listeyi İngiliz komutana hazırlayıp vermişlerdi.Ermeniler İngilizleri kullanıp Büyük Ermenistan hayalleri ile jurnalcilik yapıyorlardı.

/

23.Ocak.1919daki görüşmeden sonra şehrin ileri gelenlerinden bir çok kişi Kolejdeki İngiliz karargahına çağrılarak 1915 tehcir olayı sebep gösterilerek, sorgulanmadan ve ailelerine bile haber verilmeden tutuklanıp önce Halep sonra Mısıra sürgün edildiler.Buyurtseverler:Fransızca öğretmeni Sedat bey ,Taşçı zade Abdullah Hoca(Taşçıoğlu),Mennan zade Mustafa,İmam zade Mustafa ,İnco zade Hasan(İncioğlu),Patpat zade M.Bahtiyar ,Gazeteci Kethuda zade Hüseyin Cemil(Göğüş),Tapu Müdürü Hayri efendi ve Urfalı Dişi Kırık zade Halil efendi idi.

O tarihlerde Antepte yayınlanan 'Antep Haberleri gazetesi tek sağlıklı haber kaynağı idi,ancak gazetenin yazarı ve sahibi Hasan Cemal Göğüş sürgün edilince Anteplinin haber alma kaynağı da kesilmiş oldu.Çünkü Antep Haberleri gazetesi Anadoluda ve İstanbulda cereyan eden olaylardan halkı haberdar ediyordu.

Asıl üzücü olan halk arasında İngilizlerin gelişinden ticaret canlanacak diye memnun olanların varlığı idi.Çünkü alışveriş olacak,İngiliz askeri birliklerine yiyecek,giyecek ve ihtiyaç maddeleri satılacak,böylece ticaret yapılıp para kazanmayı hesaplayanlar var idi.

/

İngiliz komutanı General Weir ,Fransız komutanı Saint-Marie ile 30.Ekim.1919da beraber hazırladıkları beyannameyi Antep halkına duyurdular.Ancak Antep Belediye reisi M.Lütfi Bey yayınladığı bildiri ile 'Bir yılı aşkın süredir kentte en ufak bir olay olmadığı,Türk ve Müslüman olan ahalinin ,Antep ili köy ve mezralarına yerleşmiş,gayrimenkullerin Türklere ait belirtilerek,Antepi işgal eden Fransızların Halep üzerinden hak iddia etmelerinin yersiz olup bu işgale asla izin verilmeyeceğini bildirdi. 29.Ekim.1919da İngilizler Antepten ayrılıp Fransız birlikleri Kilis üzerinden Antepe girmeye başladılar ki Antep halkı için karanlık günler başlamış oldu.

Antep Harbinin her safhasında müdahil ve haberdar olan Mustafa Kemal Paşa Sivastan gönderilen 09.Kasım.1919 tarihli telgrafta 'Fransızların ateşkes şartlarına aykırı olarak bölgeyi işgal ettiklerini ,müdafaa-ı hukuk ve yerel yöneticilerin mitingler düzenleyerek işgali protesto etmeye ve Türk hükümetinin en küçük toprak parçasının dahi koparılamayacağına müsaade etmediklerini belirtmiştir.

Fransız birlikleri Ermenilerin coşkun tezahüratları eşliğinde kolej ve zerdalilikte ki Ziraat okuluna yerleştiler.Binlerce Ermeni kadın, erkek, çoluk, çocuk, çiçekler, Ermeni ve Fransız bayrakları ile sevinç gösterileri arasında karşıladılar.

Antepte direniş ve örgütlenme işi önceleri Cemiyet-i İslamiyenin Maarif Kavşağına yakın olan Nakşibendi Tekkesindeki toplantılarında dile getirilmeye başlandı.İngiliz işgali sırasında pek fazla etkinlik göstermese de Fransız işgali ve Ermeni taşkınlıkları ,kışkırtmaları ve işgalin kalıcı olasılığı karşısında cemiyet etkinliğini arttırmaya başladı.

Türklerin 1895 yılında Antepte kurdukları Maarif-î Mahalliye Cemiyeti Antep Harbi başında Cemiyet-i İslamiye adı altında faaliyet göstermiştir. Cemiyet-i İslamiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine dönüşünceye kadar yalnız Antepte değil diğer kazalarda da ayrı ayrı kurulmuştur.Cemiyet işgal kuvvetleri ile Antepliler arasında üzücü olaylar olduğunda toplanıyor ,kararlar alıyor,haksız muamelelere karşı duruyor ve protesto ediyordu.

/

Sivas Kongresine Antepi temsilen Kara Vasıf Bey(Karakol) ve Hafız Şahin katılmış,burda alınan kararla Antep ve Kilisin savunması 3.Kolordu ve İkinci bölge içinde bulunan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine verilmiştir.

Antepte Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurulması faaliyetlerine gizli olarak başlandı.Mustafa Kemal şafakla beraber Kılıç Ali ile birlikte Sivas Kongresine Antepi temsilen katılan Hafız Şahinin yanında getirdiği Antep ve havalisinin durumunu bildirir raporu inceler.Rapor üzerinde görüşünü bildiren Kılıç Aliye Mustafa Kemal şu yanıtı verir:Fransızları Antepe sokmayınız.Antepte Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurulması sekteye uğradı.

Antep Belediyesi reisi Şeyh Mustafa Efendi cemiyetin kurulması fikrini ilk defa belediye doktoru Hamit Urasa açtı.Belediye reisi eşraftan, ûlemadan ve esnaftan bir çok kimseyi toplantıya davet etti.Doktor Hamit Uras düşman karşısında seslerini duyurabilmek ve günün birlik ,dirlik ve beraberlik olduğunu anlattı.Leyhte ve aleyhte konuşmalar oldu.Toplantıda bulunanların tepkisi daha ziyade korkakça idi,İngilizlerle baş edilemeyeceğini, onlarla dost olmak gerektiğini belirttiler.

Söz alan Antep müftüsü Bulaşık zade Hoca Arif Efendi şunları söyler:

'Şimdi durup dururken milleti kışkırtıp boş yere Müslüman kanı dökmeye ne luzüm var?...İşte bu vaziyette bize düşen vazife ûlema ve eşraf olarak ,Müslüman olarak,dindar olarak böyle işlerin meydana gelmesine mani olunmalıdır.Belediye de yapılan toplantıda söyledim.Öyle bir cemiyetin kurulması asla ve kata dinen ve şeran vacip değildir.Bu Mustafa Kemal Halife-i Müslümine karşı gelmiş,rütbe ve nişanları alınarak baği (asi) ilan edilmiştir.Böyle bir asinin arkasına düşmek şeran caiz değildirdemesi oluşumu sekteye uğratmıştır.

4 Eylülde toplanan Sivas Kongresinde çok önemli kararlar alındı.Bu kararlar çerçevesinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Milliye cemiyetlerinin il ve ilçelerine şubelerinin açılması ve Misak-î Millinin gerçekleştirilmesi için valilik ve kaymakamlıklara yazılar gönderildi.

Antepe gönderilen bu yazılar Kaymakam Celal Kadri tarafından saklandı.Ancak yazı işleri müdürü Ragıp Bey cemiyetin kurulması için faaliyetlere başladı.

Toplantının neticesiz kalması üzerine memleketin ûlema ve eşrafından bir hayır gelmeyeceğini gören aydın ve vatansever gençler cemiyetin kurulması için kendi aralarında teşebbüse geçtiler.Bir gece idare meclisi baş katibi Eşref Beyin Gümüşkasteldeki evinde :Doktor Hamit ,yazı işleri katibi Ragıp ,Alay katibi Avni, telgraf muhabere memuru Mahir ve Hakim Kuşçu zade Hamdi Beyler toplanarak Sivas Beyannamesini okumuş ve cemiyeti kurmuşlardır.BilahareMısrî zade Nuri(Kutlar) Bey ,Kepkep zade Mustafa ve Abdurrezzak Efendiler , ûlemadan eski müftü Rıfat Teymur Efendi ,Hafız Şahin Hoca Efendi(eski milletvekili),Kahraman zade Süleyman Ağa ,Kanevetci zade Mahmut Efendi , Marak zade Şerif Ağa ,Hacı Halit Ağa,Ağa zade Sadık Efendi ,Hacı Ömer zade ,M.Ali Efendi(Kayaalp) ve Kilisli komiser Halil Efendi cemiyete girmiş ve yemin etmişlerdir.Sonradan İstanbuldan dönen Ahmet Muhtar(Göğüş)Bey de cemiyete katılır.Telgraf memuru Mahir Bey postahanede İngiliz nöbetçi ve tercümanlar olmasına rağmen ,bütün gece uykusuz kalarak cemiyetin kurulduğunu Sivasta Mustafa Kemal Paşaya bildirmiştir.(23.Ekim.1919)

/

Cemiyet üyeleri sırası ile bir üyenin evinde toplantılar yapıp Sivastan alınan emirleri duyurup, Antep hakkında Mustafa Kemale rapor veriyorlardı.Her türlü riske rağmen cemiyet gizli olarak çalışıyor, üye artırımı ve işgal aleyhinde propaganda yapıyorlardı.

Fransız işgali ile başlayan Ermeni taşkınlıkları, Türklere reva görülen zulüm ve hakaretler, Türk kadınlarına yapılan tecavüzler cemiyetin süratle gelişmesini sağlamış ve silahlı mücadelenin zeminini hazırlamıştır. Yine Ermeni taşkınlıklarının oluşturduğu eziyet ve nefret bir Kuvay-i Milliye ruhu ve gönül beraberliği yaratmıştı.Dost-küskünler bir olmuş, herkes el ele vererek Müdafaa-i Milliye teşkilatına girmiş, memleket ,vatan endişesi ile çarpan bir kalp haline gelmişti.

Her semtte cemiyete mensup hoca efendilerden kurulu yemin heyetleri akın akın cemiyete gelen vatandaşlara yemin ettiriyorlardı.

Silah ve Kuran-ı Kerim üzerine edilen yemin metni aynen şöyledir:

'Milletin selahı , hürriyetimizin temini , düşmanın itlafı için ser verip sır vermeyeceğime , din ve milletimizin bekası için cemiyetin bütün emirlerini yerine getireceğime , bedenen ve malen hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağıma , cemiyet azalarını ve amacını hangi şartlar altında olursam olayım açıklamayacağıma, kuran-ı kerim ve silah üzerine el basarak namusum ve şerefim üzerine yemin ederim, yeminime uymadığım takdirde cemiyet heyet-i merkeziyenin vereceği her türlü cezayı kabul ederim idi.

Cemiyet-i İslamiyeye katılan Ahmet Muhtar Göğüşde bilahare Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin örgütlenip kuvvetlenmesinden sonra Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine katılmıştır.

Ancak Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şehirde çok iyi örgütlenince Cemiyet-i İslamiyenin halk nazarında etkisi ve kudreti azaldı, hatta savaş başlayınca da tarihe karıştı, üyelerinden bir kısmı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine katılmış, bir kısmı da savaşı bahane edip Antepi terk edip Halep veya çevre şehir ve köylere çekildiler.

Cemiyetin köylere yayaılmasına merkez jandarma bölük komutanı Esad Beyin büyük gayreti olmuştur.Cemiyet genişledikçe yeni örgütlere ihtiyaç duyulmuş, para ,satın alma ve hesap işlerini kontrol etmek üzere Pazarbaşı zade Nuri , Kanevetci zade Mahmut , Hacı HalidAğa zade Sadık ,Kahraman zade Hacı Mehmet Efendiler idare heyetine alınmışlardır.

Antepte harp başladığında merkez heyetinde görevli Hoca zade Ferit başkanlığında Hacı Ömer zade M.ALİ ,Kepkep zade Abdurrezzak ,Kahraman zade Hacı Mehmet, Mahmut Budeyri ,Hesap memuru Avni Beyler savaşın sonuna kadar bu görevi yürütmüşlerdir.

Cemiyet Antep ve köylerinde örgütlenirken diğer taraftan Kiliste Askerlik Şubesi Başkanı Yüzbaşı Mehmet (Molla Recep), Hoca Şerif zade Mehmet(İslam Bey) ve Halfetide idari faaliyetleri yürütmüşlerdir.Aralık ayına girildiğinde cemiyet en yoğun fakat en verimli devresine girmiştir.Bir taraftan cemiyet üyeleri artırılırken ,diğer taraftan silah ve cephane temini için çalışılıyordu.Cemiyete giren her vatandaş fakir değilse bir silah temin etmekle yükümlü ,hali vakti yerinde olanlardan ayrıca yardım da alınıyordu.

Çiftçiler çifte koştukları hayvanlarını, rençberler yatak ve yorganlarını satarak silah alıyorlardı.Halepten alınan silah ve cephaneler işgal kuvvetlerinin sıkı kontrolüne rağmen geceleri konvoylar halinde Antepe getiriliyordu.Türüne göre 1 tüfeğin bedeli 10-20 altun lira, en ucuzu Rus tüfeği , en pahalısı Alman ve Osmanlı tüfekleri ,filinta ise 40-50 altunidi.Bir tüfek mermisi 5-7,5 kuruş idi.

Direniş için yavaş yavaş hazırlıklar başlamıştı, muharebe oluşmaya başlamıştı.Bir kaç mahallenin silahlı gücü birleşerek 'Semt teşkil ediyordu.Semt reisi o semtte oturan yedek subaylardan veya savaş görmüş çavuşlardan seçiliyordu.Her semtin kadrosu 100 kişiydi.Silahsızlar ise hendek, siper kazmak veya yaralıları taşımak ,şehit olanların yerine savaşmakla görevliydiler.Antep 27 semte ayrıldı ve silahlı mücadelenin hazırlıkları başlamış oldu.

Antepteki bu hazırlıklar Ermenilerin dikkatinden kaçmadı.Türklerin silahlanmasına engel olmak amacıyla Ermeniler Fransızlara Antepe gelen silah ve cephane konvoylarını ihbar ettiler, Aralık 1919 sonuna doğru Halepten getirilen iki araba silaha Fransızlar tarafından el konuldu, ancak Antep halkının şiddetli karşı koyması sonucu silahlar geri alındı.

İşte Antep Harbinin başlangıcında direnme ve düşmana karşı örgütlenip mücadele vermeye başlamak için insanların ne uğraş verdiklerini anlatmaya çalıştım. Kimisi kefenlerini giyip bu onurlu mücadelede ya şehit olup allah katında en kutsal mertebeye ulaştılar, ya da gazi olup onurlu bir yaşam sürdüler, ama bazıları ise savaşın başında Antepi terk edip arkalarına bakmadan kaçmayı tercih ettiler ve ömür boyu sürüngenler gibi yaşadılar.