8 Mayıs 1920’de Halep’ten hareketle 13 Mayıs’ta Anteb’e dönen Dr. Mecit Bey önce Ahmet Muhtar Bey’in Suburcuda ki hanları, sonradan Şıh Camii’ndeki hastanede göreve başlar. Hastanenin ameliyathanesi için kullanılan tüm cerrahi aletler Dr. Mecit Bey’in kendi özel aletleri idi. Evde istirahata çok vakit bulamayan Dr. Mecit Bey bombardımanda yaralanıp gelen bir kafileyi tedavi edip yataklara yatırıp, istirahata giderken bir kafile daha yaralı geliyordu. Yaralıların bir

Kısmı bombardımandan yaralanan kadın ve çocuktu, bir kısmı da cephede yaralanan askerlerdi. Bu

Bir facia, yürekler acısıydı.

Yaralıları tedavi için ilaç ile pansuman malzemesi yoktu. Gaz bezi yoktu. Etraftan kadınların tülbentlerini, o da bitince hocaların sarığındaki beyaz bezleri toplayıp kaynatarak yaralıların tedavisine devam ediliyordu. Dr. Mecit Bey anılarında: “İstirahata çok vakit kalmıyordu. Bombardımandan yaralanan bir kafile geliyor onları tedavi edip yataklarına yatırıp eve giderken bir kafile yaralı daha geliyordu. Bu bir fecaatti, yürekler acısıydı. Yaralılara tedavi için vasıta ve ilaç yoktu. Bin bela ile tentürdiyot tedarik ediyorduk. Gaz bezi yoktu, oradan buradan tülbent topluyorduk. Hidrofil pamuk pek azdı, adi pamukları kaynatıp sıkıp kullanıyorduk. Asepsi ve antisepsi kaidelerini hakkı ile tatbik imkânı yoktu. Noksan vasıtalarla laparatomi yapıyor ve beyin yaralanmalarını tedavi ediyordum. Eter kloroform olmadığı için ameliyatı narkozsuz yapmak zorunda kalıyordum. Bu çok feci bir haldi.

Kuşatma devam ettiği günlerde ilaç darlığı başlamış, tentürdiyot bile bulunamaz olmuştu. Evlerden erzak toplayanların bir mahzende buldukları 90 derecelik ispirto ile yeteri kadar tentürdiyot yapılmış, ihtiyaç bir nebze giderilmeye çalışılmıştır. Kloroform olmadığından hastaların kol ve bacakları iplerle bağlanarak, bağırta bağırta kesilmiş, serumsuzluktan birçok yaralı tetanoz olmuştu.”

Bir gün bomba imal ederken patlama neticesi etraf şehir komutanı Özdemir bey’in yüzü yanmış, onu tedavi ettik. Bu arada ihtiyat sabiti Mustafa Yavuz çok ağır yaralı olarak hastaneye geldi ve orada şehit oldu. O an Özdemir bey’in hüngür hüngür ağladığını gördüm” demektedir.(6)

Sahir Üzel ise: Antep Savunması’nda heyeti sıhhiye’nin hizmet ve fedakârlıklarını şöyle tanımlamaktadır; “ İlaçlar civar kazalardan, hatta Halep’ten getirtiliyordu. Bu eksik şartlar içinde Mecit Bey 11 ay geceli gündüzlü çalışmıştır. Mecit Bey ile Dr. Fahri Can, Dr. Şahap ve İbrahim beyler sağlık heyetinin ruhu Antep sağlık durumunun kurtarıcıları idiler. Evvelce bu teşkilat kurulmadan önce en ufak yaralılar bile bakımsızlıktan, doktorsuzluktan ölüp gidiyordu. Mesela Suburcunda erkân-ı harp kaymakamı Sabit Bey’in kardeşi Mahmut Bey kaba baldırından yaralanmış, bakımsızlık sonucu ölmüştü. Sağlık Heyeti Antep Savaşı’nda büyük sebat, özveri ve sabırla çalışmış, harbin felaketlerini birazda olsa hafifletmişlerdir.(5)

Burada yıllardır Gaziantep’te söylenen bir yanlışı ve yalanı düzeltmek istiyorum. Şöyle ki: Dr. Mecit Bey ihtisas yapmamış, cerrahlığı Antep Harbi’nde ameliyat yaparak öğrendiği söylenir. Çok ayıp ve günah bir söylem. Dr. Mecit Barlas’ın kemiklerini sızlatmayalım. Nankörlük etmeyelim. Gerek harpte ve gerekse harp sonrası benim babamda dâhil binlerce insanı o zamanın koşullarında ameliyat ederek hayata kavuşturmuştur. Dr. Mecit Barlas 1906 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’ne girer mezun olduktan sonra genel cerrahi ihtisasını yapar. 1. Dünya Savaşında Gülhane ve Etfal Hastanelerinde çalıştı

. Harp başlayınca Antep’e geldi. 1918’den itibaren Gaziantep’te ilk Türk Operatör Doktor olarak 1969 yılında vefatına kadar memleketine hizmet etmiştir. Antep Harbi’nde Dr. Mecit Bey adeta bir insan mimari idi, parçalanmış ayaklar, hurda haş olmuş omuzlar onun usta elleriyle eski haline geliyordu. Anteplinin Dr. Mecit Bey’in en büyük mükâfatı şu dizelerdir(4).

Antep’in etrafı dumanlı dağlar

Doktor Mecit gelmiş yaramı dağlar

Analar ah çeker, bacılar ağlar

Hani benim mor sümbüllü bağlarım

Antep diye hazin hazin ağlarım.

Tüm şehitler ile Gazi olup sonsuzluğa göç edenleri ve Antep Harbi’nde gecesini gündüzüne katıp, bıkmadan ve usanmadan hizmet veren tüm sağlık personeline Tanrıdan rahmet diliyorum.

KAYNAKLAR:

• H.İBRAHİM YAKAR, Antep Savunması Hastane Defteri Bir Şehrin Feryadı, Gng ofset 1. Baskı,2014,s:48-50-51-52-53-54-55

• M.BİROL GÜNGÖR, Eren Yayıncılık,2004,s:264-265

• LOHANİ ZADE M.NURETTİN, Gaziantep Savunması, Kastaş Yayınevi,2011,s:130-131

• OLAYLARLA GAZİANTEP SAVAŞI, Gaziyurt Matbaası,1992,s:123-124

• SAHİR UZEL, Gaziantep Savaşının İç Yüzü, Ankara Doğuş Matbaası,1952,s:160-161

• DR.MECİT BARLAS ANILARI Cinius yayınları, S: 35,36,37,38

• ATATÜRK VE TIBBİYELİLER PROF.DR. Metin ÖZATA, Umay yayınları,2007,s:265