Siyasi partilerin anons araçları nasıl kontrole alınır bilmiyorum.. Ama il başkanlarından ricam, otobüs dahil küçüklü büyüklü araçlarda yüksek sesle müzik çalınmaması için harekete geçmeleri olacaktır.. Fazla birşey diyemiyorum, nihayetinde bu seçimdir, duyurular yapılması lazım elbette.. Ama ölçüyü kaçırıyorlar gerçekten.. Zamanlı zamansız, sabahı, gündüzü gecesi yok.. Yer mekan saygıları yok.. Hastanelerin, okulların yanından geçerken açılan yüksek sesli müzikler, inanın daha çok tepki görüyor. Hangi partiye aitse yüksek sesle anons yapan, inanın insanlar hoş karşılamıyor..

Özellikle hastane ve okulların yanından geçerken.. Okullarda öğrencilerin konsantrasyonları bozuluyor o gürültü sonucu. Ya hastanedekilerin durumları. Hastaların psikolojileri.. Bence başta AK Parti il başkanı Sayın Eyüp Özkeçeci, CHPden Sait Köse, MHPden Muhittin Taşdoğan, HDPden Mehmet Karayılan ve Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisinin yetkilileri bu soruna el atmalıdır.. Organizeyi kimler yapıyorsa, araç sorumlularına talimat vererek, hiç değilse hastane yakınından, okul civarlarından geçerken anons yapmamalarını sağlanmalıdır..Haa birde ezan okunurken müzik çalınmaması için ayrıca uyarıda bulunmaları..Hiç hoş olmuyor çünkü..

FATMA HANIMDAN İYİ HAMLE

İyi şeyler yaptığında hakkını vermeliyiz.. Kent adına yanlış bulduklarımız olduğunda nasıl eleştiriyor isek, topluma yönelik güzel adımlar attığında bunu dile getirmemiz gerekir.. Zaten başından beri böyle yapıyoruz ama Fatma hanım nedense bunlara daha doğrusu bize alışamadı.. Her haberde, her köşe yazısında sürekli art niyet arama düşüncesi tercih ettiği yöntem oluyor..

Bizim için problem yok aslında.. Daha önceleri de yazdım, Celal Doğan döneminde de, Asım Güzelbey zamanında da benzer şeyler yaşadık hep.. Ama çizgimizi bozmadık, öylede sürdürüyoruz.. Nitekim her iki belediye başkanı da yıllar sonra her fırsatla mesleğimizi en iyi şekilde yaptığımıza inandıklarını dile getiriyor, her platformda ifade ediyor.. Sayın Fatma Şahinde zaman gelecek, bunu görecektir.. Umarım geç olmaz..

YEŞİL ALANLAR KORUNMALI ŞEHİR NEFES ALMALI

Gelelim söyleyeceklerimize.. Toplu konut hamlesi çok doğru bir adım.. Şehir merkezinden uzakta olması bazı çevrelerce eleştirilse de, bence bu çok doğru bir karar. Yıllardır şehrin dışında uydu kentler yapılması gerektiğini yazar dururum. Bunun ilk işaretini Beykent için vermiştim. Çünkü buraya yapılacak toplu konut, Organize sanayi bölgesinde çalışanlar için büyük nimet olacaktı. Şehir merkezi de rahatlayacaktı.. Beykent işi ne oldu bilmiyorum ama şimdi bu şehrin kuzey batısındaki Karacaören köyü civarındaki hazineye ait araziye, 50 bin konut yapılma projesinin mükemmel olduğunu söylemeliyim.. Tabii bu bir başlangıç olmalı.. Şehir merkezi rahat nefes aldırılmalı.. Kent Konutlara boğdurulmamalı.. Yeşil alanlar korunmalı, cadde ve sokaklar nefes aldırılmalı.. Sayın Şahinden bundan sonraki beklentimiz budur.. Şehir yeterince binalarla doldu, artık konut meselelerini kuzeye, batıya, güneye, hatta doğu yönlerine kaydırmak için projeler üretmelidir..

LÜTFEN HAVALANINA

VATANDAŞ GİBİ GİDERMİSİNİZ

Havaalanında park meselesi gerçekten çok ciddi bir sorun.. Bu sorunu çözecek yetkili isimler, yani Vali, Milletvekilleri, Belediye başkanları, hatta Bakanlar, mutlaka vatandaşların neler yaşadığını görmelidir..VIP salonu yerine yolcu salonuna giderek normal yolcular gibi o havayı solumalı, araçlarını nasıl parkedeceklerini görmelidir.. O zaman bu söylediklerimiz anlam kazanır. Çünkü o zaman vatandaşlar, şehri yönetenlerin kendi sorunlarıyla ilgilendiklerine inanır..

Bir kere park işi acil çözüm gerektiriyor. Yerin altı veya üstü, hatta başka bir yer.. Ne yapılacaksa biran önce yapılmalıdır. Gerçekten de Türkiyede ve dünyanın birçok ülkesine gidildiğinde, Gaziantep havaalanı gibi park düzeni olmayan, çevresi düzensiz başka bir havalimanı yoktur.. Tuvaletler zaten ele alınacak gibi değil.. Artık karayolculuklarında bile en kötü istasyonların, lokantaların tuvaletleri düzene binmiş iken, Gaziantep hava limanının tuvaletlerine girdiğinizde burnunuza önce pis bir koku geliyor. Hele sabah erken saatlerdeki yolculuklarda.. Sonra sulardan temizlenmemiş yerlerden dikkatli adımlar atarak girdiğinizde herşeyle karşılaşabiliyorsunuz.. Ama önce o pis koku.. Gerçekten yakışmıyor Gaziantepe..

MEZARLIKTAKİ CAMİNİN TUVALETİ DE KOKUYOR

Sırası gelmişken dile getireyim en iyisi.. Tuvalet meselesi çok önemli. Yıllar önce yazmıştım, şehir merkezlerindeki tuvaletlerin pis olduğunu. Biliyorsunuz camilerde abdest almak için tuvaletlere girildiğinde inanılmaz kokular geliyor. Bir kere sidik kokuları çekilmez durumda. Geçtiğimiz günlerde mezarlıktaki Nakıpoğlu caminin tuvaletine gittim yine aynı koku. Üstelik temiz değil. Dahası paralı.. Adam küçücük kulübesinde oturmuş, para almakla meşgul. Tuvaletler pis kalmış, içerisi kokuyormuş umurunda değil.. Bunu da belirtmiş olalım en iyisi..Belki harekete geçilir ve şehirde hem genel tuvaletlerin, hemde camilerin tuvaletlerinin temiz kalması için gereken ne varsa yapılır..

SİNAN ATAKANA

HAKSIZLIK EDİLDİ

Bürokratların kaderindendir.. Yıllardır kimler geldi kimler geçti..Üzüldüklerimiz de oldu, görevden alınmalarını isabetli bulduklarımızda.. Valiler dahil, kaymakamlar, yargı mensupları, üst yetkililer.. Genel olarak memurların kaderinde bunlar var deriz elbette.. Ama öyleleri var ki, kent olarak ihtiyacımız olanların görevlerinden alınmalarını hep kayıp sayarım.. Çünkü konularında uzmanlaşmış, iyi şeyler yapan her kim olursa olsun onların bu şehirde görev yapmalarını hep kazancımız olarak görürüm.. AFAD Müdürü Sinan Atakanda bunlardan birisiydi.. Bir kere işi biliyordu. Sadece Suriyeliler için oluşturulan çadır ve konteyner kentlerdeki başarılı çalışması değil. Şehrin hassas noktalarında, deprem konularında inanılmaz bilgi birikimine sahipti.. Çok özveriliydi, gecesi gündüzü yoktu.. Hele Suriye olayından sonra sorumlulukları 10 kat daha artmış ama Allahı var, hepsini de dört dörtlük yerine getirmişti. Tanımasam bilmesem yazmam elbette.. Ne varki, Sinan müdür başarılı olmuş birçok bürokratlara söylediğimiz gibi bize tekrar 'hiçbir başarı cezasız kalmaz' diye yazdırttı.. Ben aslında Sinan Atakanın görevden alınmasını kayıp sayarım.. Çünkü böyle insanlar kolay kolay yetişmiyor.. Kaldı ki bu şehrin evladı.. Eğer bizler bu şehirde yetişmiş insanlara sahip çıkamıyor, onları bazı gizli hesaplara kurban veriyorsak, görevlerinden alınmasına ses çıkarmıyor, göz yumuyorsak, ki aynen öyle, o zaman bu şehir kolayına etkisiz hale getirilmedi demek zorundayım..

Hepinize iyi haftalar