Kim ne derse desin şu musibetsiz ve hatta münasebetsiz Corona sadece öğrencilerin derslerini değil, yazı çizi işleriyle uğraşan herkesin işini büyük ölçüde aksattı.Taa 1800’lerden başlayıp 1970 lere kadar gelecek ve gene Antep ve Ermenileriyle ilgili bir romanın 1963 yılına kadar geldim. Şimdi iki roman kahramanımın evlilikleri söz konusu…Kızın Antep’e gelmesi, biraz çevreyi tanıması_ Çünkü kız Fransız ve de üstüne üstlük Ermeni- Hem de bir Antep Ermenisinin torunu-“Alaha?!”(Antepçe okuyunuz!) Bunun için bir onbeş günlüğüne çalışmalarımı güzel ve özlediğim kentimde yazmayı tasarlıyordum. Tasarlıyordum ama evdeki hesap çarşıya uymuyor!Önce çalışmalarımı yürüttüğüm ve tüm kütüphanemin orada olduğu yazlığa gidemedim. Bazı kitapları alıp iki günde döndüm. Oraya benzer bir çalışma atmosferi yapabilmek için, Ankara varoşlarından da biraz uzak .bir bahçe işine girdim. Oturulacak, çalışılabilecek bir hale yola ancak geldi. Geldi ama internet sıkıntısı var. Telefondan çekilen pek verimli olmuyor. Keyfe keder çalışıyor…. Düşünebiliyor musunuz, tam bir fikir yoğunluğunun olduğu bir bölümü yazarken elektrik kesiliyori,ya da internet bir halt ediyor…tüm konsantrasyon dağılıp uçup gidiyor işte… Beni umutsuz bir sinirlilik içinde gören…. Demirci dostum halime acıyor galiba: “ Senin işin zor be abiii!” diyor.“Dertleri zevk edindim bende neşe ne arar!” diyemiyorum dostuma “Hı hı”layıp geçiştirip kara kara düşünmeye devam…ya da Dıştan dezenfekte ettiğim bedeni bir de içten dezenfekte ediyorum….Neyse bu içten sohbeti uzattık galiba. Diyeceğim şu ki kendimi sizlere ve de gazeteme affettirebilmek için birkaç gün eskilere ait olsa bile bazı anılarımı yazmaya karar veriyorum. Tabii sevgili kentimle ilgili anıları…Ve de tabii anlatabileceklerimi…Yıl galiba 19553 ya da 54,ya da ibr eksik bir fazlası. Orta iki de öğrenciyim. Ticaret lisesi orta 2. Okulumuz Hemen hemen kırkayak’ın karşılarında iki katlı bir bina.Yakınlarımızda Tekel binası mı vardı ne ? Müdürümüz galiba Kayserili Mehmet Bey….Fizik öğretmenimiz onun karısı…Mehmet bey sinirli, karısı cici mi cici,müşfik bir öğretmen….Ben aynı zamanda öğleden sonra Emek Muhasebe Bürosunda çalışıyorum. Aylığım yirmi gayme!Okulda dikiş tutturamayan bir arkadaş gene aynı sınıfımızdan bir başka arkadaşla ortaklaşa bir kitapçı dükkanı açtılar. Hemen Milli Eğitim Kitabevinin yanı.Varlık yayınları yeni başlamış,yani belki bir yıl falan olmuş her kitap bir lira.Sadece >Varlık yayınlarını değil,diğer kitapları da ha babam de babam alıyorum.Aldığım maaşı doğrudan kitapçıya…Ama gene de borcum çok…Harçlıklarımı da kitaba bağlıyorum…Okulu sevmiyorum. Derslerde bile ders kitaplarının arasında roman okuyorum.Okula 59 gün gitmiyorum….Ya evde ya kavaklıkta kitap okuyorum… Her gün bir kitap bazen iki….Bu okul kaçaklığı işi ayrı bir öykü sonra anlatayım….