Tarihin yeniden yazıldığı, kartların yeniden karıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bu realitenin ışığında yeniden anımsayalım. Büyük Atatürk diyor ki; "Türkler bütün medeni milletlerin dostudur" bu veciz söze içtenlikle katılmakla birlikte bir parantez açma gereği duyuyorum. Aksi gerekmedikçe.Türkler, büyük ve kadim bir medeniyetin mümessilleri olarak yerküreye hakkı, adaleti, paylaşmayı, barış içinde yaşamayı öğretmişlerdir. Tarih bu öğretinin sayısız örnekleriyle doludur. Bu yaşam biçiminin adı Türkçe yaşamak, bu duruşun adı ise Türk duruşudur. Türklük ahlak ve fazilet, iman ve itikattır. Bu manada Türkler sebep oluşturan koşulların hasıl ettiği mecburiyetin dışında, elini silahına uzatmamış, sefere kalkışmamıştır. İşte bu günlerde "aksi gereken" tarihsel koşulların bizi mecbur kıldığı, kendi iç cephemizde yani Azerbaycan'ımızın yüreği saydığımız Karabağ"dayız. İşgalden bu yana geçen 30 yılda Karabağ'ın demografik yapısını bozmak amacıyla Ermenistan dışından binlerce insan transfer eden, olağanüstü teşviklerle binlerce yıllık Türk yurdunu ermenileştirmek için canhıraş bir gayretle ermeni aklını harekete geçiren o üst akıl, Doğu ve Batı Emperyalizminin ta kendisidir. Suriye'de adı konulmamış bir paylaşım savaşının tarafı olan Rusya ve ABD, söz konusu Kafkasya ve Türkler olunca aynı safta birleşebilmişlerdir. Daha İran gibi müslüman bir ülke, Ortadoks Hristiyan ittifakının içinde yer almaktan geri kalmamış, bu anti -Türk bloğa Rumlar ve PKK'lı kürtlerde dahil olarak, tarihi fırsatı değerlendirmişlerdir.Yani Türkmen söz konusu olduğunda, bütün şeytani güçler kayıtsız ve şartsız birleşebiliyor. Bu kadar kötüyü bir mıknatıs gibi bir arada toplayan Türk karşıtlığıdır. Peki, bu ırki ve faşizan karşıklığın diğer tarafındaki Türklük hangi anlamları bünyesinde biriktiriyor. Yine Büyük Atatürk'ün dediği gibi "Muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda" fazlasıyla bulan, insan ırkına insanlık dersi veren ve yeryüzüne gelişi Allahu teala zülcelal hazretleri tarafından müjdelenmiş necip bir millet oluşu ve Allah'ın nizamını yeryüzüne yayacak olan bayraktarlığıdır. Ordusu, peygamber ocağı olarak isimlendirilen ve paye bulan, mazlumlara rahmet, şeytana ve onun işbirlikçilerine karşı ise bir felakettir. Kafkaslar'da, Balkanlar'da, Doğu Akdeniz'de ve Ortadoğu'da neden, kimlere karşı ve ne adına bir mücadele verildiği kendiliğinden ortaya çıkmıyor mu ?Karabağ'da kendi milli coğrafyasında, Ermeni işgaline karşı mücadele veren Azerbaycan, aslında İran'a, Rusya'ya, ABD'ye ve Birleşik Avrupa'nın tamamına karşı mücadele veriyor. Bir tarafta Doğu Emperyalizmi, diğer tarafta Batı Emperyalizmi bu tarihsel çullanışın, katliamcı ve savaş suçu işlenen tarafında değil mi ?Peki içimizdeki Ermeni Muhipleri ve hümanist şampiyonlar nerede ? "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz" diyenler neden bu kadar suskun?"Hrant'ı öldürdünüz. Zehirli kanınız temizlendin mi ?" diyerek Türk milletini aşağılayan ve kimliğimize küfreden Rakel ve Sara Dink nerede ?Cephe gerisinde sivil yerleşim birimlerini vurarak Azerbaycan Türklerinin kanına girene Ermeni despotizmine karşı susan "Agos" gazetesi nerede ?Ermenicilik oynayan ve PKK'ya aynı akordla güzellemede bulunan sol maskeli sahtekarlar nerede ?CIA'nın sicilli kapı köpekliğini yapan Kürt ve Ermeni kökenli sözde milletvekillerinin duruşu bizi şaşırtmadı, teşhiste ve tedavide bu kanı bozuklar takımına karşı ne kadar isabetli fikirler ürettiğimiz bir kere daha kendini teyit etti. Tarih onları bir yerlere yeni baştan yazdı. Herkes bunu böyle bilmeli.