Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Alzheimer'la mücadelede hasta yakınlarının önemli bir role sahip olduğunu vurguluyor. "Bilgi, bakımı kolaylaştırıyor" diyen Kulaksızoğlu, bu süreçte hastalık hakkında bilgi sahibi olmanın hasta bakımını daha kolay hale getirdiğini belirtiyor.
Teşhisle Birlikte Zorlu Süreç Başlıyor
Alzheimer teşhisi genellikle hasta yakınları tarafından fark ediliyor. Teşhis sonrası aileler genellikle üzüntü ve hayal kırıklığı yaşasa da bazıları hemen hastanın rahat etmesi için adım atarken, bazıları tedavi arayışına giriyor. Ancak hastanın iyileşmeyeceğini bilerek 7 gün 24 saat bakım vermek, hasta yakınlarını yıpratıyor.
Tükenme Sendromuna Karşı Bilinçli Destek
Alzheimer hasta yakınlarının önemli bir kısmı tükenme sendromu yaşıyor ve dörtte biri depresif belirtiler gösteriyor. Bu nedenle hasta yakınlarının kendilerini ihmal etmemesi, doktor kontrollerine gitmeleri ve yardım almaktan çekinmemeleri gerekiyor. "Hastaya bakarken kendinizi unutmayın" diyen Prof. Dr. Kulaksızoğlu, hasta yakınlarının da sağlıklı kalması gerektiğinin altını çiziyor.
Farklı Evrelerde Farklı Bakım
Alzheimer hastalığının her evresinde farklı bakım gereksinimleri bulunuyor:
- Birinci evre: Hastanın sosyal hayatını sürdürmesine, zihinsel aktiviteler yapmasına yardımcı olunmalı.
- Orta evre: Hastaya yapabileceği işleri kendisinin yapması için fırsat tanınmalı. Uzun seyahatler yerine kısa geziler tercih edilmeli.
- İleri evre: Hasta 7-24 gözetim altında tutulmalı. Yürüyebildiği müddetçe hareket ettirilmeli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı. Yakınlarının sevgisini hissetmesi büyük önem taşıyor.
Prof. Dr. Kulaksızoğlu, hasta yakınlarının aşırı gayretle başlamamaları gerektiğini vurguluyor: "Bu yolculuğu büyük bir üzüntüyle yapmaya çalışırsanız, hastalanırsınız."