Altay karşılaşması öncesindeki karşılaşmalarda takımın yanlış oynatıldığını, yanlış oyuncular seçildiğini yazmıştık. Örneğin Karagümrük karşısında takım kurgusu doğruydu (3-5-2) ama savunma yapılıp kontra deneyeceğimize baskın oynamaya çalışmış ve savunmamızın arkasına atılan toplarla goller yemiş, ve birlikte oynama alışkanlığı olmayan oyuncularla baskın oynamayı denemiştik, sonuçta yenilmiştik. Malatya karşılaşması da Karagümrük karşılaşması gibiydi. Malatya karşısında yenilince Erol hoca sistemi değiştirdi, takımın oyuncularının uygulamakta zorlandığı 4-2-3-1 sisteminde takımı oynatmaya başladı. Antalya karşısında denediği yeni atak oynama sistemiyle, atak oynayamadı, savunma yaparak ve zorlanarak kazandı. Başakşehir karşılaşması da Antalya karşılaşması gibi geçti ve kazandılar. Demirspor karşısında yanlış oyuncu seçimlerinin ve takımı yanlış oynatmanın sonucunda rakibin fark yapmasına fırsat vererek yenildik. Demirspor karşılaşmasıyla ilgili ayrıntıları önceki yazımızda belirtmiştik. Demirspor karşılaşması sonrasında oyuncularımızdan Dijilobodji hakkında yapılan yorumlara katılmadığımı vurgulamak istiyorum, yukarıda özetlediğim gibi takımın yanlış düzende oynatılması ve yanlış oyuncu seçimleriyle oynatılması sonucunda başarısız kalınmasının bedelinin Dijilobodji’ ye kesilmesi haksızlıktır. Demirspor karşısında Dijilobodji elinden geleni yapıyordu, yediğimiz üçüncü gol öncesinde topu kaptırınca kendisinin çabasının yetmediğini kenar yönetimine duyurmak istercesine, kendinden topu çalan rakip oyuncu Assombalonga’nın peşinden gitmeyip ‘’çaresiz kaldım artık’’ dercesine bekledi. Rakibi kovalamaması yanlıştı, ama çaresiz kaldı, kötü niyetle davrandığını sanmıyorum. Her oyuncunun gerek bedensel gerekse de bilişsel yorgun olduğu dönemler olabilir, dinlendirilir, sonra yeniden takıma alınır.Erol hoca Altay karşısına takımı yine 4-2-3-1 düzeniyle çıkardı, geçen haftadan farklı olarak ilk on birde üç değişiklik yapmıştı; ileri üçlünün ortasında gezinip duran, şimdiye kadar bir pozisyon üretemeyen Messaouidi’nin yerine son derece üretken (ileri kontra paslar atan, rakip kale önlerinde al ver paslaşmalar yaparak pozisyon oluşturan, top sürerek rakip kaleye giden) Maxim oyundaydı. Savunmada geçen haftadaki Demirspor yenilgisinin günah keçisi varsayılan Dijilobodji’nin yerine Tosca oyundaydı. Tosca iyi oyun çıkardı, haftalardır savunmada yıpranan Dijilobodji’nin yerine oynatılması doğru karardı. Diğer bir değişim de sağ taraftaki Oğuz’un yerine yeniden Kıtsıou’nun seçilmesiydi. Bu değişimlerden Altay karşılaşmasının sonucuna en çok etkisi olan kuşkusuz Messaouidi’nin yerine Maxim’in oynatılmasıydı. Oyunun rakip alana yıkılmasında ve kontra ataklar oluşumunda Maxim’in etkisini fazlasıyla izledik. Ancak Maxim’in olmadığı karşılaşmalarda da yerine ortaya henüz bir şey koyamayan Messaouidi değil, ne yaptıklarını gördüğümüz Jefferson, Furkan veya Recep Niyaz oynatılmalıydı. Altay karşısında Maxim’in ortadaki üretkenliğine ek olarak sağ açık olarak oynatıldığı halde pivot santrafor gibi paslar dağıtan Figueiredo’nun katkısını da vurgulamak gerekir. Oyuncu böyle verimli oynarken ve yorulmadığı halde Dicko oyuna alınırken oyundan çıkarılmakla yanlış yapıldı, Muhammed çıkarılmalı, Figueiredo ileri sürülmeliydi. Yapılan değişimlerle oyunun son bölümünde 3-5-2 düzeninde oynatılan takımımızda Dicko ile beraber iyi işler çıkarabilirlerdi. Muhammed biraz yorulmuş görünüyordu. Altay karşısında kazanmamıza Altay takımının beklediğimizden etkisiz ve yetersiz çıkmasının yanında yönetim tarafından teknik ekibin uyarılmasının da etkisi olduğu kanısındayım. Bunlara ek olarak teknik ekibin oyuncuların özelliklerini daha fazla tanımaları, birbirleriyle daha iyi oynayabilecek oyuncularla takımı oluşturmaları da kazanmamızda etkili oldu, ileride de daha fazla olacaktır.Ulusal takımın karşılaşmaları nedeniyle verilen aradan sonra Hatay takımıyla karşılaşacağız. Hatay karşılaşması oldukça zorlu geçecektir, Hatay karşısında Maxim’in takıma katılmasına rağmen bu düzende (4-2-3-1) oynatılırsak ikinci Demirspor olayı yaşayabiliriz kanısındayım. Hatay karşısında üçlü savunma (Tosca-Dijilobodji-Coulker), savunma önünde iki ön libero (Merkel- Recep Niyaz, Doğan veya Furkan), ön liberoların önünde forvet arkası olarak Maxim ( yoksa Jefferson), iki kanat (solda İbrahim veya Mendyl, sağda Oğuz veya Kitsiou), ileride iki forvet ( Sagal ve Figueiredo veya Dicko ve Muhammed) olacak biçimde oynatılmasını öneriyorum. Bu düzenle oynatılınca bastıran Hatay karşısında iyi savunma yaparak ve kontra ataklarla gol arayarak puan alabileceğimiz kanısındayım.Altay karşısında başta teknik ekibimiz olmak üzere, oyunculardan da öncelikle Maxim, Figiueredo ve Merkel olmak üzere tümünü kutluyorum, Hatay karşısında da başarılar diliyorum.