Alkol çözüm değil, sorunun kendisidir.
Bağımlılığa alkolle başlayan bireyleri bekleyen olumsuzluklardan
birisi de aile içi sorunların artması. Devamında
da diğer sorunlar( boşanma, depresyon, aile içi şiddet
vb) geliyor. Alkol gibi bağımlılıklarda da Yedam vatandaşlarımıza
yol gösteriyor. Rehberlik ediyor. Bugünkü
öykümüzde de 49 yaşındaki T.B’nin öyküsü. T.B alkolle
13 yaşında tanışmış. Küçük yaşlarda alkol kullanmaya
başlayan ve alkolü hayatının her alanına sokan T.B., başlarda
alkol oranı daha düşük olan birayı tercih ederken ilerleyen
yıllarda rakı ve viski kullanmaya başlamış. Çoğunlukla
sabah saatlerinde başlayarak belli saat aralıkları ile gün
boyu bir küçük rakı bitiriyordu. Aldığı alkolün ise kendisinde
herhangi bir sorun yaratmadığını, aksine yapacağı her
iş için kendisini daha çok motive ettiğini düşünüyordu. Hatta
alkolü hayatında kendisine arkadaş, iş görür bir yardımcı
olarak görüyordu. Bu durum 30’lu yaşlarına kadar böyle
devam etti.
30 yaşından sonra ise kullandığı alkol miktarının günde
2 litreyi bulmaya başlamıştı. Alkolün kendisi için bir arkadaş
olduğunu düşünüyordu, çünkü alkol aldığında kendisini
daha rahat ifade edebildiğini sanıyordu. Hatta öyle
ki, yeri geliyor iş görüşmelerine bile alkol alarak gidiyor,
böylelikle görüşmelerin daha rahat geçtiğini düşünüyordu.
Hal böyle olunca, alkol kullanmanın kendisi için bir sıkıntı,
sorun olduğunu düşünmüyordu; çünkü zaten alkol kullanmak
kendisini ne işinden ne de sosyal çevresinden uzaklaştırıyordu.
Bu yüzden bugüne kadar alkolü bırakmayı
veya azaltmayı düşünmüyordu. Ancak bir yakının alkollü
iken kendisine söylediği bir sözün ona ağır gelmesi üzerine
alkolü bırakmaya karar vermesi onun için bir dönüm
noktası olmuştu.
Bunu tek başına yapabileceğini düşünmesine rağmen bir
tarafının da destek alması gerektiğini kendisine söylüyor,
ancak önünde iki engel görüyordu. Engel olarak gördüğü
şeylerden biri; yaşıydı diğeri ise “elalem ne der?” korkusuydu.
Eğer bir tedaviye başlarsa bunu kimseyle paylaşmayacağını,
düşünüyordu. İnternetten tedavi merkezlerini
araştırırken YEDAM’ı buldu ve başlangıçta “sadece bilgi almak
giderim” diye düşünerek randevu aldı.
İlk görüşmede bu durumu gizli tutmasının kendisi için
anlamı sorulduğunda, kendi duygularını ve düşüncelerini
paylaşırken aslında bu durumun utanılacak bir durum
olmadığını fark etmeye başlamıştı. Psikolog ona, gizliliğin
bağımlılığı beslediğini söylemişti. Bunu kendi hayatında da
çok net görebiliyordu aslında. Bunca zamandır gizli tutmaya
çalıştığı için kimseden destek isteyememiş ve sonunda
tek başına bu durumla başa çıkamaz hale gelmişti.