Platform adına konuşan Gaziantep Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, “Akademik meslek odaları demokrasinin sağlıklı işlemesi için olmazsa olmazdır. Bu yüzden akademik odaların seçim süreçlerine müdahale ve etkisizleştirmek ülkemizi beşinci sınıf demokrasiler grubuna dâhil etme çabasından öte bir anlam ifade etmez. Akademik meslek odaları bu ülkenin birikimidir” dedi.ÜZÜNTÜYLE TAKİP EDİYORUZPlatform adına konuşan Gaziantep Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, pandemi döneminden geçtiğimiz bir dönemde iktidarın, başta TBB ve Barolar olmak üzere TTB, TMMOB ve diğer akademik meslek odalarının, STK’ ların yapısını değiştirme girişimlerini üzüntüyle takip ettiklerini söyledi. Sürücü, “Bugün ülkemizde yapılması gereken; hukuk, sağlık ve toplumsal yaşamın bütününü ilgilendiren mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ve örgütlerini, kısaca Anayasal dayanağı olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını hedef haline getirmek değil; evrensel normları demokratik bir şekilde benimsemek, yerleştirmek, geliştirmek ve ihlal etmemektir. Seçim sistemlerini değiştirmekteki amaç gerçekten demokratik temsiliyet ise öncelikli olarak ülkemizdeki seçim sisteminde uygulunan barajın düşürülmesiyle başlanmalıdır. Gelin hep birlikte ülkemizin sorunlarını konuşalım, çözmek için yan yana gelelim . Ekonomiyi, işşizliği, sağlığı, hukukun üstünlüğünü, eğitimi, çevreyi konuşalım, bizler bu ülkenin aydınları, akademik meslek mensupları olarak tıpkı pandemi sürecindeki katkılarımız gibi ülkemiz için yine çalışmaya devam edelim. Unutulmamalıdır ki; bir ülkenin ekonomik, siyasal, toplumsal gelişmesi, çağdaşlaşması ve demokratikleşmesi; baroların, odaların ve STK’ların, ülkenin demokratikleşme ve demokratik toplum yaratma sürecine katılımı ve katkısı ile doğru orantılıdır. Hiç kimsenin ne Akademik meslek odalarının emeğini ne de ülkemiz demokrasi birikimini yok saymaya hakkı yoktur.” dedi.DUYARSIZ KALMAYACAĞIZAkademik meslek odalarının demokrasinin sağlıklı işlemesi için olmazsa olmaz olduğunu belirten Sürücü şunları söyledi:“Bu yüzden akademik odaların seçim süreçlerine müdahale ve etkisizleştirmek ülkemizi beşinci sınıf demokrasiler grubuna dâhil etme çabasından öte bir anlam ifade etmez. Bizler bu ülkenin aydınları, mühendisleri, mimarları, avukatları, eczacıları ve doktorları olarak; gerek kentimizde, gerek ülkemizde gerekse dünyada toplumumuzu ilgilendiren hiçbir soruna duyarsız kalmadık, kalmayacağız. Unutulmamalıdır ki; bir ülkenin ekonomik, siyasal, toplumsal gelişmesi, çağdaşlaşması ve demokratikleşmesi; baroların, odaların ve STK’ların, ülkenin demokratikleşme ve demokratik toplum yaratma sürecine katılımı ve katkısı ile doğru orantılıdır. Hiç kimsenin ne Akademik meslek odalarının emeğini ne de ülkemiz demokrasi birikimini yok saymaya hakkı yoktur. Hekimliği, avukatlığı, mühendisliği, mimarlığı, eczacılığı toplumdan yana ve hiçbir baskı altında kalmadan yapacağımıza dair yeminimiz var. Bunun için de bilimsel bilgiye dayalı olarak yanlışa yanlış eksiğe eksik demeyi sürdürüp, toplum yararına yapılması gerekenleri açıklamaya, talep ve takip etmeye devam edeceğiz. Ayrıca sosyal hukuk devleti, planlama, sanayileşme, kalkınma, kamusal yarar, kamusal hizmet ve kamusal denetime yönelik mücadelemiz her koşulda sürdürülecektir.”