Stres, endişe ve kaygıların yol açtığı depresyon her ne kadar yetişkinlere özgü bir problem olarak görülse de çocuklarda da depresyon bulgularına rastlanıyor. Çocukların kaygısız dünyasını bir endişe evrenine çeviren depresyonun ortaya çıkmasının birçok nedeni olsa da her şeyin önce ailede başladığını söyleyen Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nin Kurucusu Nöroloji Uzmanı Mehmet Yavuz, çocuklarda depresyonu anlatıyor.

Davranışlarınız çocuklarınızı depresyona sürükleyebilir

Farkında olarak veya olmayarak yapılan davranışlar, söylenilen sözler, mükemmeliyetçi ebeveyn tutumu çocuğu giderek daha da stresli hale getiriyor ve çocuk kendini depresyonun kucağında buluyor. Bir çocuğun en güvendiği sığınağı ailesi olması gerekirken kimi zaman depresyona sürükleyen en büyük etken olabiliyor. Çoğu zaman çocuğun dikkat çekmek için yaptığını düşündüğünüz depresyon ve belirtileri, Dünya Sağlık Örgütü tarafından en önemli sağlık problemleri arasında kabul ediliyor.

Bu davranışları sergiliyorsa dikkat!

Çocuklar içinde bulundukları duygu durumunu sözle ifade edemezler. Dolayısıyla çocukların içinde yaşadığı zorlu ruh halini fark edebilmek kolay olmayabilir. Bu noktada davranışlarını gözlemlemek, mevcut farklılıkları anlayabilmek ve doğru zamanda müdahale edebilmek olası depresyon riskini daha kolay ortaya çıkaracaktır. Her zaman olduğundan daha mutsuzsa, Daha önce sevdiği şeyleri yapmaktan zevk almıyorsa, Olaylara karşı ilgisizse, İştah sorunu yaşıyorsa, Hızlı kilo kaybediyorsa, İçe dönükse ve sosyal ortamlardan uzak durmak istiyorsa,

Okula gitmek istemiyorsa, Son zamanlarda okuldaki başarısı düştüyse, Davranış sorunları gösteriyorsa depresyona girmiş olma ihtimali vardır.

Çocuklarınızı dinlemeyi öğrenmelisiniz

Çocukların dünyayı anlama ve algılama biçimi yetişkinlere göre farklılık gösterir. Yetişkinler bu konuda kendini ifade edebilirken çocuklar bu duyguları davranışlarına yansıtmayı seçer. Bunun en büyük sebeplerinden biri de aile içinde iletişimin türüdür. Artık çoğu evde normal ve sağlıklı bir iletişim süreci yaşanmıyor. Ebeveynler kendi hayatlarının rutinine dalarken çocuklar ellerine tutuşturulan tablet ve telefonlara mahkum ediliyor. İletişimin giderek azalması, çocukların konuşma ve duygularını ifade etme girişimlerinin şımarıklık olarak yorumlanması depresyona davetiye çıkarıyor. Bunun yanı sıra sevgisizlik, ilgisizlik veya aşırı ilgi de çocukların depresyona sürüklenmesine yol açan diğer unsurlar arasında yer alıyor.