Türkler onları devrimci kültürle eğittiler. Önderlik ettikleri Kürtleri Türkiye Devrimci Hareketinin pratiği içinde yoğurarak kıvama getirdiler.

O kadar iyi niyetli ve hümanittiler ki, üst yapıdaki önder Türkler, alt yapıdaki sempatizan Kürtleri hareketin ortağı ve yoldaşı saydılar.

Ancak genetik olarak ihanete yatkınlık o meşum zamanın ağlarını örmesine engel olamıyordu.

Süreç içinde solcu Kürtler giderek şovenleşti ve ırkçılığın derin çukurunda bölücülüğe tahvil oldular.

Oklarını öncelikle kendilerini devrimci harekete ikame eden Türk devrimcilerine yönelttiler.

Kendilerinden olmayan bütün grupları, özellikle de Türk devrimcilerini düşman ilan ettiler.

Artık devrimcilikle bölücülüğün, solculukla vandallığın temelli ve kesin çizgilerle birbirinden ayrılma zamanı gelmiştir.

Dünün solcu Kürtleri işçi sınıfının ve ezilenlerin karşısında , emperyalizmin ve ırkçı faşizmin yanıbaşında saf tuttular.

Sanatçılar, ortak yaşama kültürünü unutarak giderek ırkileşen bir batağa saplandılar.

Kürtçü faşizmin kıblesi haline getiriler Ahmet Kaya'da bunlardan biriydi.

Ahmet Kaya ile ilgili tespitlerimi bir bardak suda fırtınalar kopartılmadan çok önceleri dile getirmiştim.

Bedrettin Sarpkaya'nın Belediye Başkanı olduğu Tarsus'ta düzenlenen ve Kültürel davetlisi olduğum 2. Gençlik Günleri Kültür ve Sanat Festivali etkinliklerinde, uzun bir sohbete koyulduğum Ahmet Kaya'nın baldızıyla paylaşmıştım.

Ki o zamanlar Ahmet Kaya daha masumdu, Öcalan'la hemhal olduğu yılardan çok önceydi.

Zaman tanıklık edenlerden Doğu Perinçek'in ifadelerine müracaat edelim.

Ahmet Kaya'nın ne olup ne olmadığını bu tespitler sonucunda daha iyi kavrayacaksınız.

"Ahmet Kaya, 1976 yada 1977 yılında partimize katılmıştı. Anadolu'nu yollarında beraber yürüdük. Partimizin gecelerinde yiğitliğin sesiydi. 1980'li yılların sonlarına kadar böyle gitti. Nasıl oldu, arkadaşım Hasan Hüseyin Demirel daha iyi bilir, onun ustası sayılır. Ahmet Kaya "Yorgun Demokrat" oldu. Ezilenler, bütün eziklikleriyle onu yüreğine bastılar. Kahpe feleğe küfredenlerin sevgilisi oldu. Oradan tırmandığı yer çarpıcı. Artık Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün sevgilisidir. Denilebilirki, büyük sanatçıları herkes sever. Ama Tayyip Erdoğan'lar Fazıl Say'ı hiç sevmiyorlar. Mehmet Aksoy'u da sevmiyorlar, "ucube" deyip heykelelrini idam ettiler. Levent Kırca'ya da sevgi yok, açılan davalar var. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'lerin aşkı Ahmet Kaya'nın son konumu belirliyor"