"Eski zamanda bir sehhar adam gayb ilimleriyle uğraşarak istediği şekle girebilmenin tılsımını keşfeder. Cifr, remil, falcılık, yıldız ve kıyafet ilimlerine de vâkıf olan bu adam, sihirbazlıkta o derece ileri gider ki kendini eğlendirmek ve halka marifetini göstermek üzere sık sık şekil değiştirmeye ve insanları hayrette bırakan oyunlar çıkarmaya başlar. Hatta bu oyunu menfaatleri için kullanmakta ve halkı aldatmakta da üstüne yoktur. Söz gelimi hanımına, “Bahçede bir keçimiz var, pazara götürüp satıver.” der, sonra da bahçeye gidip keçi kılığına girer, hanımı kendisini sattıktan sonra yine insan olup eve döner.Bu sihirbaz adamın bir huyu da isteyen herkese sihrini öğretmektir. Ne var ki marifetini her kime öğretse, sonra ona bir oyun yaparak onu öldürür. Mesela oyunu öğrenen kişi kanarya olsa, sihirbaz bir atmaca olup onu avlar; öğrenen ağaç olsa, sihirbaz ateş olup onu yakar. Devrin padişahı, bu gidişata dur demek isteyince, tellallar çığırtıp bu düzenbazı kendi huzurunda mat edene kızını vermeyi vadeder. Herkes bu tehlikeli sınavdan kaçarken Ali Cengiz adında fakir bir derviş, bu işe talip olur.Ali Cengiz, sihirbazdan oyunu öğrenmek üzere ders almaya başlar. Ne var ki ahmak gibi davranıp asla öğrendiğini göstermez. Böylece sihirbaz, Ali Cengiz’i kolay lokma olarak görüp oyunu en ince ayrıntısına kadar anlatmakta çekinmez.Sınav, padişahın Cuma selamlığından sonra yapılır. Ali Cengiz, bir koç kılığına girip meydana gelir. Sihirbaz, derhal bir kurt olur. Ali Cengiz su olup kurdu boğmak isteyince, sihirbaz kendini ateşe çevirir. Bir müddet ikisi de kılıktan kılığa girer. Sonunda Ali Cengiz bir çiçek olup padişahın kucağına düşer. Sihirbaz bir eşek arısı olup üzerine konar. Ali Cengiz derhâl darı olup yere yayılır. Sihirbaz hemen tavuk kılığına girer ve darıları toplamaya başlar. O, darıları yiyedursun Ali Cengiz arkadan bir tilki olup tavuğu boğar.Sihirbazın cenazesinin defnedildiği gün, Ali Cengiz ile padişahın kızının kırk gün kırk gece sürecek düğünleri başlar. Ne var ki Ali Cengiz’in sol elinden iki parmağı eksiktir artık."Yukarıda ki hikaye halk içinde hile ile iş görenlerin akla hayale gelmez dalaverelerini anlatmak için kullanılır.Asırlardır süregelen Ali Cengiz oyunlarının en son versiyonunu dün milyonlarca memuru ilgilendiren toplu sözleşme masasında yapılan tiyotralle birkez daha izlemek durumunda kaldık. Hükümet işveren patron pozisyonda olduğundan talepleri yüzde yüz karşılama noktasında çok iyi niyetli olmayabilir, oy kaygısı da taşımıyorsa bizim eleştirilerimiz daha çok memuru, emekliyi temsilen masada bulunanlara yönelik olacaktır. Siyasi iktidarı ikna etmek için çalışandan destek isteyip alanlardan hesabı elbette üyeleri ve çalışanlar soracaktır. Hükümet ile yandaşı durumunda ki sendikamsı yapı 6. defadır kurulan bu tiyatro sahnesinde, daha önce ki yıllardan farklı olarak, "kabul etmiyormuş, eleştirip, eylemler yapıyormuş, direniyormuş" gibi yapıp yine önceki yıllarda olduğu gibi bir gece yarısı mutabakata varıyor.Sahnenin tertemiz masanın bir tarafında hükümeti temsilen Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat BİLGİN, diğer tarafında memuru, memur emeklisini 11 iş kolunda yetkili olmanın verdiği özgüven ve rahatlıkla Ali CENGİZ pardon Sayın Ali YALÇIN temsil ediyordu.Belki içinizden "1 milyon üyenin temsilcisi " pozisyonun da ki Sayın Genel Başkana Ali CENGİZ benzetmesi yapmamı yadırgayanlar, ayıplayanlar olacaktır ancak bu benzetme bu durumda hafif kalıyor. Düşünsenize bir sendika genel başkanı masaya oturmadan atıp tutuyor, esip gürlüyor taleplerinin yerine getirilmemesi halinde hükümete rest çekip gereğini yapacaklarını ileri sürüyor!. Kamu görevlilerine 600 TL seyyanen zam, 2022'de yüzde 21, 2023'te yüzde 17 zam talep ediyor! Vergi dilimi ve matrahının düzenlenmesi, çocuk, eş, doğum, ölüm, düğün yardımlarının artırılmasını istiyor, sonra hükümetin birer puan artırarak getirdiği zam tekliflerini 400 TL sendika ödeneğine tav olup taleplerinin yarısı kadar yüzdelik orana razı oluyor. Şimdi soruyorum sayın ali cengiz ve sendikasının değerli başkanlarına bu mantıkla sendikacılığı mış'lı miş'li kabul edilemez diye direndiğiniz maddeleri nasıl kabul ettiniz, madem edecektiniz niye onca rol yaptınız. Neden size üye olup kazanım bekleyen yüzbinleri, enflasyonla hayat pahalılığı ile mücadele edip maaş zammı ile bir nebze rahatlamayı hayal eden memurları hayal kırıklığına uğrattınız.İçinizde "hanginiz daha iyi rol yapıyor" yarışması mı yapıyordunuz ki milyonlara böyle tiyatro izlettiniz?Rakamlarla oynatarak algı yönetimini iyi yönetmiş olabilirsiniz, kendinizi başarılı da ilan edebilir, hatta siyasi paydaşlarınıza şirinlikte yapmış olabilirsiniz ancak temsil ettiğiniz, bulunduğunuz makamları borçlu olduğunuz Memurları yine masada satmış oldunuz.Türkiye Kamu-Sen'in, milyonlarca memurun ve kamuoyunun desteğini yok sayıp, kendi bildiğinizi pardon size verilen rolü çok iyi oynadınız. Bu sayede selefiniz izinde istikrarlı bir yol kat etmiş oldunuz, elbette vekilde bakanda olabilirsiniz ancak Sn. Ahmet GÜNDOĞDU'nun 2013 yılında yaptığı satış gibi 2021 yılı toplu sözleşmesi ile sizde hafızalarda yerinizi almış oldunuz. Elbet unutanlar olur, elbette sizin gibi sizi başarılı bulanlarda olabilir ancak Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz misali bu durumu 4 milyon memur, 2 milyon memur emeklisi ve milyonlar bu oyunu unutmaz.