Ekmek ve bakmakla mükellef olduğu kişiler adına herkes uğraş vermekte. Bunun içinde çalışmak ve bir iş yapmak, emek üretmek gerek. Helalından ve alın teri en mukades olanıdır. Bu alanda herkes kendince bir ekmek savaşı içinde.Geçinebilmek için farklı iş alanlarında çalışmaktalar. Bu iş alanlarının içinde bekciler farklı bir ortamda işlerini yapmaktalar. Bazıları Lüks vilalarda, bazıları otellerde, bazıları iş hanlarında, bazıları inşaat alanları vs. . Bunların gece ve gündüz işlevleri ayrıdır. Bu alanda farklı bir konumda bekci gördük İşlerinin nekadar önemli aynı anda zorluğunu daha iyi anladık. Bekcileri, fabrika, otel,bağ evleri, işhanı,vs gibi yerlerde görmüştük. Fakat 2000 metre yükseklikte yapanı görmemiştik. Nihayet onuda gördük Bu adam şanslımı desek şansızmı desek. Şanslılığına bakarsak bir günde dört mevsimi yaşamakta hergün. Doğal kilima ile gün geçirmekte. Sansızlığına bakarsak tek başına yapa. Ama tüm emekler bir dilim ekmek uğruna. Zirvede tek başına yapa yanlız. Üstelik orman içinde. Bunun gecesi var, her an hastalanmak vs sayabileceğimiz diğer konular var. Tek başına geceli gündüzlü yaşamak kolay değil.Düşünün günlerce tek başınıza torosların zirvesinde olduğunuzu. Birkaç günde dayana bilir insan. Bu bekci kardeşimiz, K.Maraş Orman İşletme Müdsürlüğü Başkonu yanğın gözetleme kulesinde görevli. Diğer alanlarda kendisi gibi onlarcası var. Ancak buradaki bekci oldukca farklı. Sersem bolgesinde bulunan gözetleme kulesi tam bir seyir tepesi konumunda. Buradan dörtbir yan rahatlıkla görülmekte. Bu nedenle yaylaya gelen piknikcilerin akınaına uğramakta. Kilometrelerce dik yokuşu arac ve yaya gelenleri öncelikle güler yüzle karşılamakta. Peşinden bir demlik çay hazır. Gelen kişilere ikramda bulunuyor. Bunu görünce merakımdan bekciye sordum. Aramızda söyle bir kısa konuşma geçti..
Adınız;
Muslu İnce.
Bu çayları satıyormusunuz.?
Hayır.
Gördüğüm kadarısı ile her gelenlere çay ikram ediyorsun. Satmıyorsanız, bu değirmenin suyu nereden geliyor.
Anlamadım.
Diyorumki bu gidişlle ayda birkaç kilo çay ve şeker tüketiminz olması gerek. Bunları karşılayan varmı.
Yok beyim.
Peki kimin cebinden çıkıyor.
Ben alıyorum.
Neden;
Sizin evinize ben misafir olsam bana bir bardak çayı çokmu görürsünüz.
Yok... Bende burada evsahibi konumundayım. Biz atamızdan dedemizden böyle gördük. Onlar derlerdi ki yedirmede içirmede çömert olun. Lakin israftan sakının Bende dedikleini yapıyorum. Onlar boş birşeyler söylemezler. Bir sırı olmalı muhakkak bu cömertliğin. Ne diyeyim Muhsin kardeş bu davranışaına. Vallahi duyğulandım. Şehirlerde neredeyse elindeki ekmeği alacaklar, hatta alanlar da var, Siz hala vermekten yanasınız. İşte benim Anadolu İnsanım bir dilim ekmeğini ve çayını paylaşmasından mutluluk duyuyor. Çoluğunun çocuğunun nakakasını büyüklerinin , yedirmede, içirmede çömert olun sözü uğruna feda ediyor. İyi yapıyorsun. Senin yaptığın doğru bekci kardeş Yenen ve içilen yerden bereket eksilmez. Allah artırsın... Muslu beyle kısa bir sohbetimizden sonra, boynunda asılı olan dürbününü alarak güzlerine yaklaştırdı. Allah esirgesin, etrafta duman va alev aramaya başladı. Bir eliylede telsizini mandalamakla meşğuldu. Merkez ve civar kulelerle bağlantı ve irtibat için. Aradan biraz geçmiştiki Göksun fındıklı mevkinden bir yanğın anonsu duyuldu. Yüreğimize bir kor düşmüştü sanki. İçimiz sızladı. Nasıl sızlamasın ki O ağaçların herbiri onlarca yıllık. Belki içlerinde yüz yaşında olanı var. Düşünün eğer " Bie ağaç bir , İnsan " ise o ormanlarda kaş Türkiye nufüsunu oluşturan İnsan var. Allah göstermesin, yanan ormanları televziyonlarda görüyoruz. Yürkler dayanmıyor. Ağaçlar dışında nice börtü böcek ve diğer canlı hayvanlar var. Onlarda birer canlıdır. Evet şu yaz günlerinde Orman içi ve çevresinde yanğınlara karşı daha hasas olalım. Orman yanğınının neticesi ve akibetini merek ettiğimden telsiz anosuna yakın bölgede bekciden yanından ayrılmadım. Aradan yarım saat gibi bir zaman dilimi geçmiştiki, söndürüldüğü ve soğutma işmeminin devam ettiği anonsu duyuldu. Şükürler olsun dedik ve rahatladık. İşte Orman gözetleme kule ve bekcilerinin önem ve görevlerinin nekadar mukades olduğu anlaşılmış oldu. Ya bu Muslu beyin alçak gönüllü ve cömertliğine ne demeli. Bu zamanda böylelerinin varlığı bizleri şaşırtmakta. Şaşmak gerek demekki hala İnsanlık ölmemiş. Kutlarım sizi Muslu bey. Sizin gibilerin nesli tükenmesin Yurdumda.