Bir süre önce emekli milletvekillerine yapılan zamları hatırlarsınız. Bir gece yarısı operasyonuyla 4980 TL emekli maaşı alan vekillerin maaşı 8040 TL ye çıkarılmıştı. Sonra köşkten dönen zamlar tekrar ele alınıp oran biraz aşağıya çekilerek yasalaştı.

Milletvekili ne iş yapar. Liderinin emriyle parmak kaldırır ve parmak indirir. Bu kadar zor ve yorucu bir işte çalıştıkları için iki üç yıl vekillik eden biri emekli olmayı hak etmekte. Tabi Meclis lokantasında en pahalı kebapları bir liraya yiyerek, eskortlarla ve korumalarla gezerek, gittiği her gezi için de astronomik yolluklar alarak vekillik ettikleri için aşırı derecede yıpranmaktalar. Bu kişilerin devlet tarafından el üstünde tutulması, her türlü olanağın önleri serilmesi gerekir. Çünkü Meclis binası içinde halen görev yapan milletvekillerinin gelecek seçimde seçimi kazanma garantileri yoktur. Bu nedenle işi sağlama alıp, kalan ömürlerinde bol para içinde yaşamaları için de emekli vekillere astronomik zamlar yapılması şarttır.

Emekli vekillerimizin yeni zamlarla yükselen yedi bin beş yüz lira civarındaki maaşlarının onlara yetmesi mümkün değildir. Bu nedenle TBMM 'ne bir önerge verilerek emekli vekillerin yaşadıkları illerdeki Sosyal Hizmetler il Müdürlüklerinin olanaklarından da yararlanmaları sağlanmalıdır. Bu seçkin şahıslara kömür, gıda ve benzeri yardımların dağıtımında öncelik tanınmalı.

Çünkü emekli milletvekilleri Türkiye'de yaşamaktalar.

Türkiye'de yaşayan başka emekliler de var mı? Bana sorarsanız var, Ankara'ya sorarsanız yok. Ankara Türkiye'de yaşayan memur ve işçi emeklilerin varlığının farkına varsaydı yılbaşında yapılması gereken maaş zamlarını bu zamana kadar yapmış ve ödemiş olurdu.

1. Dereceden emekli olan bir öğretmen ne kadar maaş almakta? Ortalama 1250 TL. Yani bir emekli öğretmenin aldığı yıllık maaş toplamı emekli vekillerin aldığı iki aylık maaş tutarından da az. Bir emekli öğretmenin hizmet yılı ortalama 25 yıl. Bir emekli vekilin hizmet yılı de ortalama üç yıl. Emekli öğretmene yapılacak maaş zammı ne kadar tutar? Yaklaşık elli lira. Ancak devletin parası yoktur. Olsa hemen zam yapacak ama yok işte. Bu nedenle önce benzine, elektriğe, doğalgaza zam yapacak, sonra da emeklilerin doktor, muayene ve ilaç fiyatlarını arttırarak zam için kaynak bulacaktır. Eğer yeterli kaynağı bulur, şehitlere elli bin lira, kaçakçılıkta vurulanlara yüz yirmi üç bin lira dağıtır ve geriye para kalırsa onu da emekli, memur, dul ve yetim maaşlarına yansıtır.

Seçimlerde kendilerine destek veren belirli işadamı, sanayici, holding ve diğer şirketlerin avantadan kazanç sağlamaları için ülkeyi GDO suyla oynanmış gıdalarla dolduran, mısır şerbetinden bal yapıp satmalarına izin veren ve nüfusun tamamının hasta olmasına yol açan iktidar, çalışanlardan ömür boyu kesip aldığı sağlık ve sosyal yardım paralarını da iç ederek, hastaneye giden hastalardan ilaç ve muayene katkısı alabilecek kadar yüzsüzleşmiştir.

Kendimden bir örneği araya sıkıştırayım. Son aldığım üç aylık maaşımdan kesilen muayene ücreti 146 TL, ilaç katkı payı 39 TL dir.

Özellikle emekli maaşları devletin döner sermayesi haline geldi. Sağ elinle ver sol elinle geri al. Bir emeklinin yıllık maaşının ortalama yarısı elektrik, su, telefon faturalarına gitmekte. Diğer alışverişlerde ödediği dolaylı vergileri de hesaba kattığımızda ödenen paranın % 75 i tekrar devlete dönmekte.

Hep emekli odaklı yazdım ama halkın diğer kesimlerinin de emeklilerden pek fazla bir farkları yok. Mesela kredi kartlarının halkı ne kadar perişan ettiğini anlamak için icra dairelerindeki kayıtlara bakmak yeterlidir.

Bir ülkede yoksul halkın umudu devlet eliyle oynatılan kumarlara bağlanmışsa , emekli, dul yetim ve yoksullar unutulmuşsa bunun sonucundan hayır beklenemez. Dolandırıcılık, hırsızlık, kaçakçılık, fuhuş, kapkaç, vurgun, terör, cinayet çıtası sürekli yükseliyorsa, bu ülkeyi iyi yönetiyorum diyerek, rakamlar verip gözümüze baka baka bizi aptal yerine koyanların utanmaları gerekir. Tabi ki, utanacak yüzleri varsa…

Evet, zavallı emekli vekillerimize devlet çok iyi bakıyor. Onları el üstünde tutuyor. Bazı emeklileri de ayaklarının altına almış, üzerinde tepinmekle meşgul.

Devletin veya hükümetin bütün bunlarla ilgili olarak herhangi bir suçu var mı?

Yok. Asla yok.

Suçun kimde olduğunu Neyzen Tevfik uzun yıllar önce yazmış. İki şiirini bulup okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. Birisi ''Türk milleti gariptir/Her sözü kaldırmaz/…dersin kızar da/…..aldırmaz. Diğer şiiri de şöyle başlar. ''Kime sordumsa adını doğru söylemediler….''

Halkla iktidar arasındaki zamlaşmada kural şudur; % 20 al ve % 02 ver. Onu da canın isterse ver, istemezse verme. Hem de her iki rakam da sıfır ve iki ile yazılmıyor mu?