Mart ayını hatırdınız mı?
Sosyal hizmetlere ayrılan ödeneğin yüzde yirmi beşi yalnızca Tunceli ve Diyarbakır?a dağıtılmıştı. Acaba Türkiye?de bu iki ilden başka yoksul il yok muydu? Yok diyen varsa onlara sayayım hemen. Hakkari ve Kilis başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğudaki bütün köyler, bütün ilçeler? Neden musluklar Tunceli ile Diyarbakır?a açıldı dersiniz? Bildiğimiz kadarıyla bu iller terörün kol gezdiği, terör ve terörist imal eden illerin başında gelmekte. Bu illere çamaşır makinası, bulaşık makinası, buzdolabı, koltuk, kanepe dağıtılınca terör durdu mu? Ne kadar para dağıtıldığını da bilmiyoruz. Bu iki ile dağıtılan yardımlar belediye başkanlığını almak için yapılmış görünse de, teröre verilen bir ödül gibi de algılanmakta. Halkımız bazı konularda çok cahil. Dağıtılan bu yardımların bedelini devletin nereden topladığını hala bilmemekte. Bizzat devlet kaç kere öğretmeye çalıştı ama halk bunu ezberleyemedi. Dağıtılan bu ulufeler zam adıyla bizlerden toplanmakta. Yalnız zamlarla mı? Devlet dürümün bir üstünden bir de altından ısırarak yiyor. Yani bir yandan piyasaya zam yaparken diğer yandan da çalışanlara sadaka kabilinden artışlar yapmakta. Kaleme sarılıp hesapladığımızda çalınan bizim lokmalarımız.
Zamlarla başka hangi açıklar kapanıyor? Başbakana bir uçak yetmiyor. Bir uçak daha alıyor. Resmi kurum binalarının yenileri yapılıyor. Eskiler boyanıyor. Hatta ilimizde bir ara kaldırım taşları bile boyanmıştı.
Alt ve üst düzey memur atamaları iktidarın düşünce tarzına uygun olarak yapılıyor ve yolluklar ödeniyor.
Canibaşı Öcalan?ın canı sıkılmasın diye İmralı?ya ek cezaevi ve personel binaları yapılıyor.
Acaba yandaş medyaya ayrılan ödenekler var mı? Bunu da size soruyorum. Maaş zamlarıyla asgari ücretliye on lira, başbakan, bakan, genel müdür ve diğer üst düzey makam sahiplerine iki yüz elli lira zam yapılıyor.
İlk selde yıkılan akarsu bentleri yapılıyor.
Bu listeyi bin sayfalık bir kitap olarak büyütmek mümkün.
Ancak biz özetleyelim hemen.
Devletin yönetim sistemi rötuşlanarak, kuşa benzetiliyor.
Bütün bunlar için de para lazım, para...!
Hadi vatandaş, pamuk eller cebe. Paranın harcanmasının bilinmesi kazanmayı öğrenmekten daha zordur. İktidar hangi giderlerde tasarruf tedbirleri uygulamakta acaba? Tasarruf tedbirlerinden ve ekonomi biliminden haberleri var mı? Vatandaş kümeste tavuk. Yumurtlayacaksın deyince istendiği kadar yumurtlayıp maliyeye teslim etmekte. İtiraz kimin haddine düşmüş.
Üstelik bu iktidar dini değerlere daha çok önem veren bir iktidar değil mi? Van gölündeki metruk Ermeni kilisesini onaracak, Heybeliada Ruhban Okulunu açacak kadar dine saygılı (!). Vatandaşlar arasında Sayın Başbakana padişah diyen de çıktı. Eğer peygamber gelecek olsaydı peygamber olurdu diyen de?
Tarihten habersiz zavallı vatandaşım benim.
Halifelik Osmanlıya Yavuz Sultan Selim Han?la geldi.
Halife nedir? Peygamber vekili değil mi? Osmanlı padişahları devletin tek kuruşunu harcarken kılı kırk yarardı. O padişahlar ki, devletin hazinesini altınla doldururlardı. O dönemde dünyada iki değerli para vardı. Osmanlı altını ile İngiliz lirası. Ayrıca sarayda vatan haini beslemez, bu yanlışlarını da demokrasi perdesiyle örtmezlerdi. Hainlere gereken dersi anında verirlerdi. Bizim şimdiki padişahımız ne yapıyor?
Dine önem veriyor ama halife değil. Paramız var ama Dolar geçerli. Devletin hazinesini altınla doldurmuyor, hazineyi ulufe olarak dağıtıp boşaltıyor. Vatan haini PKK nin Meclis kolu olduğunu inkâr etmeyen DTP lilere de hazineden pay veriyor. Ey benim saf ve sade vatandaşım. Bekle artık. Ergenekon kapsamındaki operasyon dalgalarını unut. Yılbaşına kadar azarak gelecek zam dalgalarına göğüs germeyi öğren. Aldığın bir torba kömürün, beş kilo makarnanın sana kaça mal olduğunu anlamak istemesen bile zam adı altında ve astronomik fiyatlardan ödemek zorundasın.