Amerikalı işadamı Jeno Paulucci şöyle der:

"Büromda her zaman başımda şapkayla oturuyorum. Biri geldiğinde: "Şimdi ben de gitmek üzereydim" diyebilmek ve lafı uzatmamak için. Hep bir yerlere yetişmek için acelem varmış gibi gelir. Bu acele gerçekten benim kafamın yapısındandır. Bir şeyler için hep geç kaldığıma inanır, kafam uyurken bile acele etmeye çalışır. Sabahın erken saatlerinde ortalıkta kimse yokken kırmızı ışıklarda bile durmam. Saniyelerin değeri o kadar büyüktür ki gözümde..."

Öğrenciler birbirlerinden anlama, çalışma, zamanı planlama bakımından farklılık göstermektedirler. Hangi dersi en iyi hangi dersi daha az iyi öğrenebildiğini biliyorsa zamanını ona göre değerlendirebilir. Zor ya da ağır öğrenilen dersler için en verimli saatlerin ayrılması uygundur. Zihnin uyanık ve canlı olduğu zamanlar en verimli saatlerdir. Çalışma için en verimli saat bireylere göre değişebilir. Ama bedenin dinlenmiş ve zihnin öğrenmeye açık olduğu saatler verimli kabul edilmektedir. Onun içi öğrenciler daha az öğrendiği derslere, zihnin en canlı ve en öğrenmeye müsait olduğu zamanlarda çalışmalıdırlar. Buna da öğrenci kendisi karar verebilir.

Edison, bir icat peşinde 24 saate yakın çalıştığı günlerin birinde, uykuya mağlup olur. Yardımcısına kendisini yarım saat sonra uyandırmasını tembih ederek çalıştığı sedire uzanır. Fakat yardımcısı yarım saat sonra öyle derin ve tatlı bir uyku içinde bulur ki Edison'u, uyandırmaya kıyamaz. Bir yarım saat daha bekler ve öyle uyandırır. Edison uyanır uyanmaz ilk işi saati sormak olur. Durumu öğrenince de çok sevdiği asistanını şiddetle azarlar: "Sen ne hakla benim yarım saatimi yersin?" der.

Öğrenciler, hangi derse veya konuya ne kadar yoğunlaşacağının da kararını vermeliler. Derste çok iyi öğrendiği bir konu ile öğrenmede zorlandığı bir konuya çalışma saatleri ve yoğunlaşma aynı oranda olmamalıdır. Sınıfta anlatılanları o akşam birkaç kere tekrar etmek ideal bir çalışma temposudur. Şöyle de denilebilir; bir ders saati anlatılanlar yaklaşık bir saatlik bir çalışma gerektirir. Bu öğrencinin anlama kapasitesine göre değişebilir. Dersten önce ders veya konu çalışılırsa, dersin içeriği hakkında bilgi sahibi olunur ve dersi daha iyi anlar. Unutmanın en aza inmesi için de dersten sonra tekrar yapmak gerekir.

Ders çalışma günün aynı zaman dilimlerinde yapılmaya çalışılırsa, vücut ana alışkanlık kazanacaktır. Eğer o saatte öğrenci ders çalışmazsa kendisin huzursuz hissedecek mutlu olmayacaktır.

Daha az uyuyarak ömür sermayeni tasarruflu kullanmaya bak. Her sabah 30 dakika erken kalkarsan, bir yıl sonra uyanık olduğun 7,5 gün, ömründe yaklaşık bir yıl kazandıracaktır. Fakat bunun ön şartı, uğruna uykunu feda edebileceğin bir ideale sahip olmandır. Yani niçin uyanık kaldığının şuurunda olman gerekmektedir.

Ders çalışılırken ara vermek ihmal edilmemelidir. Uzun süreli çalışmalarda vücut daha fazla yorulacak, öğrenme de o oranda azalacaktır. Genelde 40 dakikalık bir çalışmadan sonra 5- 10 dakikalık bir ara yeterli olabilir.

"Unutma! Şimdi, diğer zamanlardan her zaman üstündür. Çünkü sana aittir. Ne yapabileceksen, ne yapmak istiyorsan, neyi idealize ediyorsan şimdiden başlamalısın. Çünkü ancak şimdiye hakimsin. Hayat peşi sıra geçen şimdilerin toplamıdır ve her kaybolan şimdi, bir daha gelmemek üzere geçip gitmiştir."

Birbiriyle hemen hemen aynı olan konular ve dersler art arda çalışılmamalıdır. Çünkü bu tür bir çalışma öğrencilerde karıştırılmasının yanında sıkıcılık da oluşturacaktır

İşlerini belirli bir zaman dilimine yayarak planlı yapmayı alışkanlık haline getir. Böylece göreceksin ki en zor işler bile kolaylaşacaktır. Unutma ki zor iş, zamanında yapman gerekirken yapmadığın işlerin birikmesiyle oluşur.

Ders çalışmada azim, kararlılık ve hırs çok önemlidir. Çalışırken yaptıklarımızdan mutluluk duymalı, keyif almalıyız. Bunu ne kadar iyi yaparsak öğrendiklerimiz o ölçüde zihnimizde yer işgal eder. Kendimizle mücadele ederek çalışmak, bize bir şey kazandırmaz. Sıkıldığınızda hemen çalışmayı terk ederek yanlış yapmayın. Ayrıca ders çalışırken dinlenme ve uyku asla ihmal edilmemelidir. Öğrencilerin sosyal hayatları tamamen kısıtlanmamalıdır. Oyun oynamaları, eğlenmeleri yasaklanmamalıdır. Kontrol altına alınmalıdır.

Lord Bacon, şöhretini İngiltere meclisinde boş saatlerdeki çalışmasına borçludur. Doktor Mason, "Lucretis" adlı eserini hastalarını görmeye gittiği arabanın içinde tercüme etmiştir. Watt, matematik ve kimyayı fabrikada çalışırken öğrenmiştir. Dr. Burney, İtalyanca ve Fransızca'yı at üzerinde işe gidip gelirken öğrenmiştir.