Diyarbakır'daki çatışmada şehit düşen 13 askerimizin ikisinin Gaziantepli olması, acımızı daha da derinlere taşıdı..Aslında bu konuları yazmak istemiyorum..Çünkü canım yanıyor..Tabii biraz da öfkeleniyorum.. Nedeni tamamen siyasetçiler.. Biliyorsunuz bu yeni bir olay değil.. Yıllara dayalı bir sorun..Ama bir türlü çözüme ulaştırılamıyor..Her olaydan sonra aynen şimdi olduğu gibi, asıyoruz kesiyoruz, 3-5 gün sonra herşeyi unutuyoruz..
Bu konuya öyle akademik, öyle bilimsel veya askeri strateji yönlü bakmayacağım..Ben şehit ailesinin bir ferdi olarak bakıyorum. Kuzusunu kaybeden ana gibi, evladını yitiren acılı baba gibi..Kocasını kaybeden eş gibi, abisini kardesini kaybedenler gibi, akrabaları gibi bakıyorum..Empati yapıyorum..Onların yerinde olsam acaba ne yapardım diyorum..Ve o düşünce ışığında ülkemizi yönetenlerin, bu işten sorumlu olanların televizyon ve gazetelerde söyledikleri beni hiç ilgilendirmiyor..Ben bir Türk vatandaşı olarak icraata bakarım..Çünkü lafla karnımız doymuyor artık..Bu işin çözümü için gerekiyorsa masa başı, gerekiyorsa farklı kulvarlarda hareket edilmesinin zamnanının geldiğini hatta geçtiğini söylüyorum..Çünkü içimdeki ses YETER ARTIK diyor..

BİRAZCIK DUYARLI OLAMAZMIYIZ

Elbette hayat devam ediyor..Elbette ölenle ölünmüyor..Elbette bir yanımızda ölüm evi, öbür yanımızda düğün evi gerçeğini iyi bilenlendenim..Ama yine de bazı olaylar içimi sızlatıyor..Tıpkı perşembe gecesi şehit haberlerinden sonra yaşadıklarım gibi..O gün Gaziantepspor'un Belarusta'ta Minsk maçı da vardı..Ama gözümüz ekranda olsa da, kafamızın içinde şehit olan 13 askerimizin aileleri vardı..Birde içlerinde Gaziantepli olan varmıydı, bunu öğrenmeye çalışıyordum..Haliyle epeyi geciktim ve saat 11'e doğru kafam allak bullak şekilde gazeteden çıktım..Arabaya binip şehitkamil kaymakamlığına yaklaştığımda kendime geldim. Çünkü oradaki düğün salonundan gelen yüksek sesli müzik beni hayatın gerçeğiyle yüzyüze bıraktı. Allah aşkına ne olur bari müziğin sesini kısın dedim ama kendi kendime söylendim durdum..Eve geldim bu kez havai fişeklerin bomba etkisindeki seslerini dinledim.. Bu arada televizyonlara baktım, kimsenin oralı olmadığını üzülerek izledim.. Biraz vakit geçti bu kez düğün konvoylarının klakson sesleriyle bir kez daha sarsıldım..Bunları yaşarken aklıma o şehit ailelerinin evleri geliyordu nedense..Biliyorum belki bunu duygusallıkla nitelendireceksiniz ama, ben yine de böyle günlerde birazcık olsun duyarlı olamazmıyız demeden geçemeyeceğim..

HAVAİ FİŞEK YÜZÜNDEN KUŞLARIMIZ GİTTİ

Bizler bu şehirde yaşayan insanlar olarak havai fişek sorumsuzluğuna son verilmesini sabırla bekler iken, bunu beklemeyip kenti terki diyar edenleri öğrendik maalesef.. Kimse farkında değil belki.. Ama şu anda Gaziantep'te kuşların büyük bölümünü kaçırdık.. Hatta bazılarını öldürdük, bazılarını ise sakat bıraktık..Bunun tek nedeni havai fişekler.. Abartıyorum sanmayın sakın.. Bunun bilimsel sonuçları var.. Bakmayın siz bu konuda kılını kıpırdatmayanlara..İlgisiz kalanlara..Oralı olmayanlara..Sessiz Sivil Toplum örgütlerinin duyarsızlıklarına..Hatta hatta bizim aslan çevrecilere..Hatta ve hatta faaliyette mi, kapıları açık mı, kapatıldı mı, yaşıyorlar mı bilemiyorum, Çevre il Müdürlüğüne..
İşte bakın bu araştırmalardan çıkardığım kısa sonuç, buyrun birlikte okuyalım..?Özellikle geç saatlere kadar süren havai fişek gösterileri kuşları olumsuz etkiliyor. Aşağıdan hızlı bir şekilde gelen fişekleri kuşların fark edebilmesi çok zor bir durum. Kuluçkadaki kuşlar sesten korkarak yavrularını bırakarak kaçıyorlar. Havai fişeklerin sesi, dumanı ve ışığıyla kuşları korkuttuğu, sağır ettiği ve şok sonucu ölümlerine sebep olduğu kanıtlanmıştır. Patlayan havai fişeklerin yakınında olan kuşlar yanmakta, bu yanma ölüm derecesinde dahi olmakta, gözlerine zarar vermekte, göç eden kuşların bir süre oryantasyonunun bozulmasına neden olmaktadır''

GÜRÜLTÜDE VE KAÇAKTA ÖZGÜR KENT

Şu bir gerçek ki,Türkiye'nin gürültü ve kaçak mazot konusunda en ÖZGÜR KENTİ olduğuna inandığım Gaziantep'te yaşamanın getirdiği sıkıntılara katlananlar olarak, yine de sabırla kent yöneticilerimizin bu konuda radikal kararlar alması yolundaki umudumuzun devam ettiğini söylemeliyim.. Bu yönde emniyet müdürlüğünün gürültü ve havai fişek konusunda hareket geçmesi elbette iyi bir gelişme..Ama radikal önlemler alınmadığı müddetçe, bunların etkisinin olma ihtimalini zayıf gördüğümü belirtmeliyim..Emniyetin gerek havai fişek, gereksede kaçak mazot konusunda yaptığı açıklamalar belki onları tatmin etmiş olabilir, ama inanın vatandaşı ikna etmemiştir. Eğer biz bu kentte yaşıyor ve o gürültüyü hissediyor, kaçak mazotu teneffüs ediyor, hatta organize sanayi bölgesine giderken boğulacak zehirlenecek hale geliyor isek, bunların olmadığını ifade eden tüm açıklamalara sadece gülüp geçeriz..Dahası ve en kötüsü, olmayacağının söylenmesine rağmen devam etmesi karşısında, yetkililere yönelik güven unsurunun diplere vurduğunu söylemek zorunda kalırız..

BİZ DE SİZLERİ SEVİYORUZ, İYİKİ VARSINIZ

Okuyucularımızdan gelen bazı mailler bizleri çok duygulandırır..Ama aynı zamanda motive eder.. Gazetemizde eleştiri kadar övgülerin de yer aldığı tüm okur yorumlarına terbiye sınırlarını aşmadan yer veririz..Özellikle internet sitemize gelen yorumlar bizlerin göremediklerini resmetmesi bakımından çok önemlidir..İnternet okurlarımızın isimleri genelde kod olarak veya sadece ön adı-soyadı gibi yayınlanır..Bunlardan MÜSLÜM adındaki okurumuzun göndermiş olduğu yorumu bu köşede sizlerle paylaşmak istedim..Bu okurumuz dahil tüm gazete ve internet okurlarımıza teşekkür ediyorum..
SEVGİLİ GAZİANTEP27.. Farkınız var ki sizi seviyoruz. Farkınız var ki her gün sizinleyiz. Farkınız var ki, gündemi sizinle takip ediyoruz. Farkınız ki dogru adresteyiz. Farkınız var ki, isteklerimizi size iletiyoruz. Farkınız var ki, sizinle bir Aileyiz. Farkınız var, fark yaratıyorsunuz. Farkınız var, fark ediliyorsunuz. Kısacası İyi ki Var sınız... Tesekkürler GAZİANTEP27 AİLESİ... SİZLERİ SEVİYORUZ. Müslüm - 14.07.2011 00:12:30

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR