Çocukların andı.
Her sabah okul önünde toplanılır. Sıraya geçilir. Bir öğrenci karşıya geçer ve ant içirmeye başlar.
-Türküm.
-Türküüüüüüüüüüüüüüüümmm!
-Doğruyuuum.
-Doğruyuuuuuuuuuuuuuuuuuuumm!
-Çalışkanııımm.
-Çalışkanııııııııııııııımmmmmmmmmm!
Sonra sınıflara girilir ve her zamanki gibi dersler başlar. Taraftar büyüklerin andı. Büyük çocuklar meydanlarda toplanır. Kalabalık olsun diye devlet memurlarının hepsi de mitinge çağrılır. Gelmeyenler hakkında soruşturma açılır. Hava çok sıcaktır. Toplanan kalabalık güneşten korunsun diye başlarına daha önceden örülmüş ve siperinin üstünde ??evet?? yazan külahlar dağıtılır. Geçmiş yıllarda ??Ananı da al git lan???, ??Kelle??, ??Gözünüzü toprak doyursun??, ??Babalar gibi satarım?? ve benzeri sözler söyleyen ve söyleten birisi karşıya geçerek kürsüye çıkar. Bu defa ana baba karıştırmaz. Çok sevecendir. Miting alanı güvenlik güçleri tarafından kuşatılmıştır. Kimin haddine karşı bir söz söylemek. Kürsüden konuşmaya başlar; -Aziz kardeşlerimmmmmmmmmm. Sizler bugüne kadar mutlu olamadınız. Sizleri mutlu etmek için anayasayı değiştiriyoruz. Ancak, X, Y ve Z partileri karşı çıkıyorlarrrrrrrrrrrr.
-Yuuuuuuuuuuuuhhhhhhhhhhhhh..!
-Onların sözünü dinleyecek misinizzzzz?!
-Haaaaaaaaaaayıııııııııııııııııııııırrrrrrrr.
-O halde sandığa gittiğinizde evet miiiiiiiiiii?.?
-Eveeeeeeeeeeeeeeeeettt.
-Evet mi?
-Eveeeeeeeeeeeetttttttttttt.
-Evet miiiiiiiiiiiiiiii?
-Eveeeeeeeeeeeeeeeeeeeettttttttttttttttt?!
-Söz müüüüüüüüüüüüüüü?
-Söööööööööööööööözzzzzzzzz.
-Söz mü?
-Söööööööööööööözzzzzzzzzzzzz? Muhaliflerin andı.
Yine aynı alan. Yine aynı kalabalık. Bu defa ellerdeki bayraklar değişmiş. Yine halkın başına önceden örülmüş külahlar dağıtılıyor. Halk ne olduğunu bilmeden alıp giymekte. Üstelik bu defa kürsüye çıkan kişinin kömür dağıtma ihtimali de yok gibi. Ama olsun. Kalabalıkta bağırıp çağırmak hoş oluyor. Lider kürsüye çıkıyor ve başlıyor hikâyeye;
-Arkadaşlarrrrrrrrr? Bu iktidar lideri kendini kurtarmak, adliyeyi hüküm altına almak, yaptığı yolsuzluklardan cezasız kurtulmak için anayasayı değiştiriyorrrrrrrrrrrrrrrr? Geçim sıkıntısı çekerken duvarları surlarla kaplı havuzlu villalarda oturuyor. Sandığa gittiğiniz zaman bütün bu yolsuzluklara dur diyeceksiniz değil miiiiiiiiiii?
-Eveeeeeeeeeeeeeeetttttt.
-12 Eylülde sandığa gittiğinizde hayır oyu kullanacaksınız değil mi?
-Evveeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeettttttttttt..
-Sandığa gittiğinizde hangi oyu kullanacaksınız?
-Haayııııııııııııııırrrrrrrrrrrr.
-Hangi oyu kullanacaksınız?
-Hayıııııııııııııırrrrrrrrrrrr.
-Hangi oyu kullanacaksınız?
-Haaaaaaaaaaayıııııııııııırrrrrrrrr.
-Söz müüüüüüüüüüüüüü?
-Sööööööööööööözzzzzzzzzzzz.
-Söz mü?
-Sööööööööööööööözz
-Bir daha söyleyin.
-Söööööööööööözzzzzzzzzz Tarihimizde adı hiçbir zaman unutulmayan ünlü kişiler vardır. Bu ünlülerden bazıları olumlu ve yararlı, bazıları da zararlı özellikleriyle ünlüdür. Mesela Mimar Sinan, Hezarfen Ahmet Çelebi, Evliye Çelebi gibi?. Bir de Bekri Mustafa?mız var ki, sarhoşluğuyla tarihte iz bırakmış, efsaneleşmiştir. Yine cumhuriyet dönemimizin bir ünlüsü var ve ne yazık ki, ondan sonra gelenlerin marifetleri dolayısıyla adı unutuldu. Bu şahıs Sülün Osman namıyla ünlenmişti.  Tarihin en büyük dolandırıcısı olarak bilinirdi. Sülün Osman Galata köprüsünü, İstanbul Üniversitesi?ni ve ünlü Galata Kulesi?ni  saftorik vatandaşlara satmakla tarihe geçmiştir. Yazık oldu Sülün Osman?a. Adı unutuldu. Kim unutturdu dersiniz? Kendisinden sonra gelen politikacılar unutturdu. Gelenler arasında öyleleri var ki, Sülün Osman?a bin çeker. Çünkü yeni gelenler memleketin en ünlü köprülerini, ırmaklarını, barajlarını, hayati önem taşıyan bütün KİT?lerini, limanlarını ve topraklarını sattılar. Keşke sattıklarını yerli halka satsalardı. Hepsini de yabancılara sattılar.
Halkımız da ilkokul yıllarını hala muhafaza etmekte. Hala her çağrıldıklarında gelip karşıya diziliyorlar ve hala ant içiyorlar.
-Evet miiiiiiiii?
-Eveeeeeeeeeeeeeetttttttt
-Hayır mı?
Hayııııııııııııııııııırrrrrrrrrrrr?.
Sonra da hep bir ağızdan bağırıyorlar.
-Yuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuhhhhhhhhhhh? Halkımız kime yuh diyeceğini öğrendiği zaman ülkemizde gerçek demokrasinin yerleştiğine ve olgunlaştığına inanacağım.