Günçalı'da lojmanı müdür Aşur'a devredip kirada oturuyordum. Alttaki ahırı garaj olarak kullanıyordum. Üstte de üç oda bir salon bana yetiyordu. Beldeden gelen radyoları evde televizyonları da sahibinin evinde tamir etmekteydim.

Uyanık bir ev sahibim vardı. Bir gün bana;

-Hocam sen bu tamir işlerini iyi biliyorsun. Neden köylere çıkıp tamir yapmıyorsun, diye sordu.

-Ben devlet memuruyum. Ayrıca tanımadığım bir köye gidip bozuk televizyonlarınızı tamir ederim demek gururuma dokunur.

-Seninle beraber gidelim. Ben duyuru yapar sana getiririm. Sen tamir edersin. Alacağın paranın yarısı benim olur.

-Tamam, anlaştık, dedim.

Bir Pazar günü Çamlıbel yolu üzerinde büyük köylerden biri olan Kervansaray köyüne gittik. Köy meydanında kahvenin önünde durduk. Duvarın dibine çömelmiş birkaç kişi sohbet ediyordu. Ev sahibim yanlarına giderek bir şeyler söyledi. Ben arabada bekledim. Adamlar yerlerinden kalkıp dağıldılar.

Biraz sonra koltuğuna radyosunu alan geldi. Kahveye oturduk. Birer birer tamir edip parasını alıyordum. Ancak bazılarının arızası zor bulunan cinstendi. İşin uzadığını gören ev sahibim;

-Hocam uzayacak olanları bagaja koyalım. Köyde yaparsın. Haftaya getiririz, dedi.

Mal sahiplerinin yüzüne baktım. Onaylıyorlardı.

Kolay yapılanları yaptım. Diğerlerini bagaja doldurdum. Bagaj tıka basa radyo dolmuştu. Günçalı'ya döndük. O gün iyi iş çıkarmıştık. Hacı murat hurdaydı ve tamir ettirmek için paraya ihtiyacım vardı.

Bagajda gelen radyoları evde tamir etmeye başladım. Yirmi kadar bozuk radyo vardı. İki günde hepsini de çalıştırdım. Tamir bitince okulun paydos saatinden sonra bagaja doldurdum. Kervansaray yakındı. Gittim ve radyoları sahiplerine teslim ettim. İyi kazanmıştım.

Artık her Pazar ev sahibi erkenden beni kaldırıyordu. Her zaman aynı köye gidiyorduk. Çünkü çok sayıda bozuk televizyon vardı. İşlerin azaldığı bir gün ev sahibim Kervansaray'a komşu Yarımca köyüne gitmemizi önerdi. Yakındı. Hemen gittik. Orada muhtarla tanıştım. Muhtar köye haber saldı ama çok küçük bir köy olduğu için iş çıkmadı.

Bilgilerin değerlendirilmesi gerektiğini bu iki köyde öğrenmiştim.

Günçalı'ya döndük.