Gaziantep Baro Başkanı Avukat Ali Elibol, Yargının bağımsızlığını Türkiye'nin çoktan beri kaybettiğini söyleyerek, yürütme, yargının tek elde toplanırsa bunun adına demokrasi denmeyeceğini belirtti. Elibol, "Yargı bağımsızlığını Türkiye'de çoktan beridir kaybetti. Yargının bağımsızlığını kaybettiğini gösteren Türkiye'de birçok şey var. Seçilen arkadaşlarımızın hepsinin bir siyasi görüşü var ben bu cemat olayında da bunu söylemiştim herkes hele hele hakimler savcılar, belli bir siyasi görüşün sahibi olabilirler. Belli bir siyasi görüşleri yoksa onlar için büyük bir eksikliktir ama bundan önemlisi siyasi görüşlerini kendi mesleklerine yansıtıyorlarsa işte orda toz kopmuştur”dedi. Elibol, HSYK seçimlerinin sonucunu değerlendirerek, "Bizim HSYK ile ilgili görüşlerimiz belli. HSYK diye bir kurulun aslında olmaması lazım" dedi.

KARGAŞA DÖNEMİ TEKRAR YAŞATILMAK İSTENİYOR

Bölgede yaşanan şiddet olayları nedeniyle basın toplantısı düzenleyen Elibol, "Kürt sorununa gerçekçi ve önyargısız yaklaşımlarla çözüm aranmasın gerektiğini belirtti. Elibol, "Yanı başımızdaki kanlı çatışmaların,Türkiye’ye sıçratılması şeklindeki uğursuz bir senaryo, gündeme sokularak, çok acılar çektiğimiz,unutmak istediğimiz bir kargaşa dönemi tekrarı bize yaşatılmak istenilmektedir. Birbirine karşı doldurulan, kışkırtılan toplum kesimleri uğursuz senaryo kurucularının devreye girmesi ile içlerindeki öfke ve nefretin etkisi ile etrafı kırıp dökmeye, yakıp yıkmaya ve kan akıtmaya başladı. Bu tür çatışmanın yeniden alevlenmesine sevinip “yesinler birbirlerini” diyen kişilerde olabilir. Ancak böyle düşünen kesimlere buradan seslenmek istiyoruz.Bu tür çatışmalar en büyük zararı, gergin olan atmosferi daha da kızıştırarak tüm ülkeye, dolayısıyla kendilerine ve yakınlarına da verecektir. Biz sorunun barış, birlik ve kardeşlik içinde çözümünün bulunmasını, ırk temelinde tartışılmasını son derece tehlikeli ve vahim görüyoruz" dedi.

"HSYK DİYE BİR KURULUN ASLINDA OLMAMASI LAZIM"

HSYK seçimlerinin sonucunada değinen Elibol seçimlerin önemine vurgu yaparak yürütmenin yasamayla ilişkilendirilmemesini belirtti. Elibol, " Bizim HSYK ile ilgili görüşlerimiz belli. HSYK diye bir kurulun aslında olmaması lazım. Hakimler Yüksek Kurulu, Savcılar Yüksek Kurulu olarak oluşması lazım bunun çünkü savcı taraftır yargılamada. Avukat taraftır tarafsız olan yargıçtır. Bu nedenle taraf olan yargıçla tarafsız olan yargıcın aynı yüksek kurul içerisinde özlük haklarının tayininin terfisinin oluşmasını biz yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu düşünüyoruz. Biz böyle düşünürken bunun bile yargı bağımsızlığına, hukuk devletine aykırı olduğunu düşünürken son HSYK seçimleri öncesinde hep beraber yaşadık öyleki artık yargı falan cemaatin, falan bakanlığın veya falan örgütün, falan hizibin elinde olacak diye medyada çarşaf çarşaf medyada haberler çıktı.

Yargı falan cemaatin, falan bakanlığın, idarenin veya belli bir grubun, hizibin etkisi altında olması yargı bağımsızlığına çok büyük bir darbe vurur dünkü yapılan seçimler en az genel seçim kadar, en az hükümetin kurulması kadar önemli bir seçimdi çünkü yargının üç kurucu unsurundan ikisi olan Hakim ve Savcıların bütün sorunlarını çözecek kurumun yöneticilierinin seçimiydi ama orda işte yürütmeyle uyumlu yeni çıktı bu tabir. Yürütmeyle uyumlu artık hareket edeceğiz diye oraya seçilen bazı arkadaşlarımızın basından duyduk biz izledik hakikaten ben hayretler içinde kaldım Yargı mensublarının nasıl böyle şey yapacağı konusunda çünkü demokrasi biliyorsunuz üç temel erk üzerine oturur bu yasama, yürütme ve yargıdır. Bunların birbirerinden birbirleriyle bir bağı yoktur anayasada 6,7,8,9 bunlar çok güzel açıklıyorlar ama yürütmenin oluşumuna yargı karışmıyor.

Yasamanın seçimlerine genel seçimlerde yargı karışıyordu. Genel seçimlerde halk daha çok yargının denetiminde onun güvenilirliği noktasında karışıyordu. Bu şekilde oluşmuş bundan sonra yürütmeyle uyumlu çalışacağız diyen bir yargının denetiminde yapılacak seçimlerden ne kadar verim alabilirsiniz fakat inşallah bunlar bir seçim atmosferi içerisinde söylenen sözlerdir. Esas görev yapılacağı zaman yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Yürütmeyle yasamayla hiç ilişkilendirilmemelidir. Biz Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ayrı düzenlensin ayrı örgütlensin derken şuanda tamamen bakanlığın tamamen denetiminde, bakanlık bürokratlarının denetiminde yapılan seçimdi ama ülkemiz için inşallah iyi olur ben hiçbir hukukçunun hukukun üstünlüğünde hukuk devletinden ödün vereceğine ihtimal vermiyorum çünkü hakimlerin savcıların sorunlarının en büyük koruyucuları yine hakimler savcılar olacaktır.

Bizde yargının üçüncü kurucu unsurunun savunma temsilcileri olarak bundan sonra daha dikkatli olacağız gerçekten daha araştırıcı ve gözlemleyici olacağız bu konuda çünkü demokrasideki daralma hak ve özgürlü ihlalleri hukuk devletindeki bilhassa daralmalar bizi çok yakından etkileyecektir. Bu nedenle burada basın mensuplarınada çok görev düşüyor. Basın muhalif olma tavrını kesinlikle hemen acilen kazanmalı ve herkesin doğruyu yapmak aslında görevidir. Hükümetler doğruyu yapmak zorundadır ama bizler yanlış yapılan şeyleri görüp onları öne çıkarıp, onları o yanlışlardan döndürmemiz gerekir biz barolar olarak bu görevi şimdiye kadar yapmaya çalıştık bundan sonra dahada yapmaya çalışacağız çünkü nerde hukuk ihlali varsa nerede demokrasi ihlali varsa nerde anayasa ihlali varsa biz bunları bu tür toplantılarla bildiklerimizi gördüklerimizi dilimiz döndüğü ölçüde halkımızla paylaşacağız . İnşallah artık seçimler yapıldı tabiki meşru seçimlerdir. Onların meşrutiyetine bizim hiçbir itirazımız yoktur ama gözümüzde bundan sonraki uygulamaların üzerinde olacaktır. Türkiye'de hukukun 3 ayağından birisi biziz hukukun ayaklar altına alınmasına asla müsade etmeyeceğiz" dedi.

"YARGI BAĞIMSIZLIĞINI TÜRKİYE ÇOKTAN KAYBETTİ"

Yargının bağımsızlığını Türkiye'de çoktan beri kaybettiğini söyleyen Elibol yasama, yürütme, yargının tek elde toplanırsa bunun adına demokrasi denmeyeceğini belirtti. Elibol, "Yargı bağımsızlığını Türkiye'de çoktan beridir kaybetti. Yargının bağımsızlığını kaybettiğini gösteren Türkiye'de birçok şey var. Seçilen arkadaşlarımızın hepsinin bir siyasi görüşü var ben bu cemat olayında da bunu söylemiştim herkes hele hele hakimler savcılar, belli bir siyasi görüşün sahibi olabilirler. Belli bir siyasi görüşleri yoksa onlar için büyük bir eksikliktir ama bundan önemlisi siyasi görüşlerini kendi mesleklerine yansıtıyorlarsa işte orda toz kopmuştur. Şuanki arkadaşlarımızın siyasi görüşlerine biz birşey demiyoruz biz onları hakim, savcı olarak biliyoruz seçildiler kutluyoruz ama gözümüz kulağımız hakikaten üzerlerinde olacaktır.

Nerde hukuk ihlali varsa, nerde hukuk devleti ihlali varsa orda kesinlikle biz ses çıkaracağız, sesimizi duyuracağız fakat olmamış birşeyi, insanları olmamış suçlarla suçlamak bir hukukçu mantığı değildir bunu biz kesinlikle kabul etmeyiz ama itirazlarımız var seçim öncesi yapılan konuşmalar falan onlar seçim propagandası olarak yapılmıştır yapılmaması gerekir aslında onların. Bir yargı mensubunun yapmaması gerekir ordaki o konuşmaları görevlerindede uygularlarsa o zaman dediğiniz şey doğrulaşır Yargının bağımsızlığı kalmaz sizde biliyorsunuz yasama, yürütme, yargı tek elde toplanırsa zaten biliyorsunuz yürütme ve yasama tek elde, yargıda tek elde olursa bunun adına artık demokrasi denmez otoriter bir sistem denir.

Yargıda böyle bir olayın içerisine girmez diye düşünüyorum. Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi Anayasa Mahkemesidir, Anayasa Mahkemesi seçimleri yapıldığında bizlerde belli bir grubun eline geçtiği yönünde konuştuk ama son günlerde benimde çok alkışladığım demokratik kararlar veriyor. Ben bir hukuk grubunun kendi ayağına balta vuracağını sanmam onun için hukuk devleti ülkemizde yaşamaya devam edecektir" diye konuştu. Haluk ŞAHİN