'Padişah bir gün, 'Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!'demiş.

Yalancılar hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; 'Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü'.

'Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!.. 'Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..'

'Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..'

'Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!' 'Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir'. Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş.

Ama bir gün Keloğlan gelmiş; 'Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!. '

Kısa hikayede söylenen her yalana gerçek bir bahane bulunabileceğini...

An olup köşeye sıkışma ihtimali olduğunu anlıyoruz...

Yalan söylemek dinen günah ahlaken ayıp kabul edilir.

Toplumumuz da; Bir insanın yalan söyleyerek itibar kaybetmesi, malını servetini kaybetmesinden daha kötü kabul edilir.

Her insan yalan söylemeyi beceremez, kiminin eli ayağı titrer

Kiminin yüzü kızarır, terler, kekeler bir şekilde kendini ele verir.

Bazıları için YALAN SÖYLEMEK alışkanlık yapmıştır.

Doğru işine bile yalan karıştırır ki böylelerine büyüklerimiz YALAN AĞZINA YUVA YAPMIŞ diye eleştirir.

Yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren insanlar

Yalanları ortaya çıktığında bir başka yalanla yalanlarını örtbas etmeye çalışır.

Yüzleri kızarmadığı, bir emare göstermedikleri için karşılarındakini kandırmaya devam ederler.

Son yıllarda yalanı gerçek gibi aktaran nice siyasiler, nice sendikacılar türedi...

Adamlar harbiden profosonel yalancı.

Tv ekranlarında onları dinlerken Yalannn diye bağırasım geliyor...

Dün yaptıklarını bugün olmamış gibi aktaran nice Yalancılar var memlekette...

Taktikleri hep aynı

Bir yalan olmadı bir daha bir daha hergün ayrı bir yalan.

Bakalım ne zaman ellerinde patlar, mumları ne vakte kadar yanar...

İnsanların ümit bağladığı konularda yalanlarına devam edenleri Allaha havale etmekten başka yapacak bir şey yok.

Bu güzel Cuma günü, Nevruz Bayramı öncesi tüm yalanlara Yalancılara cuk diye oturur diye güzel sözleri beğeninize sunuyorum...

Yalanlarımız ortaya çıkmadıkça, hepimiz dürüstüz.' - Schindlers List

Bana yalan söylediğine üzülmedim, bundan sonra sana inanamayacağıma üzüldüm. Friedrich Nietzsche.

Belli bir amaçla söylenen yalan, en ahlaksız yalan biçimidir. Ama en çok da o işe yarar.

Finley Peter Dunne

Oğulcağızım, sakın yalanı diline alma, o serçe eti gibi tatlıdır. Bir daha ağzından çıkaramazsın.

Lokman Hekim

Doğru pabucunu giymeden, yalan dünyayı dolaşır.

Mark Twain

Hayırlı Cumalar, Güzel bir Nevruz Bayramı diliyorum...