6111 Sayılı Torba Yasasından sonra af niteliği taşıyan düzenlemeden üç yıl sonra aynı yasaya benzer nitelikleri taşıyan ve 02.06.2014 tarihinde TBMM’ye sunulan Kanun Teklifi kamuoyunda affı tekrar gündeme taşıdı. 02 Haziran 2014 tarihinde TBMM’ye sunulan teklifin genel gerekçesinde 'Borçluların kamuya olan borçlarının enflasyon oranında endekslenmek suretiyle ödenmesi, kamu ile olan mali ilişkinin belli bir plan dâhilinde çözümlenmesi suretiyle faaliyetlerine devam edilmesine imkan verilmesi amacıyla hazırlanan bu Kanun teklifi ile ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir şekilde devamlılığını temin etmek, yatırım ortamını iyileştirmek, özel sektörün kamuya olan borç yükünü azaltmak, maliye ve para politikalarının daha etkin şekilde kullanılmasını sağlamak' amaçlanmıştır. Vergi affı yada yapılandırmaya neden gerek duyulur ? • Ya ,vatandaşın bu vergiyi ödeyecek gücü yoktur, • Veya, 'Hükümet vergi, SGK primi vb. yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerle baş edemediği, yani bir anlamda bu konuda acz içinde kaldığı için bu yola başvurabilir. • Ya da ,ekonomi zor durumdadır,harcama ile gelir arasındaki dengesizlik bunu gerekli kılmaktadır.Böylece af sayesinde hem birikmiş borçları tahsil etmek hem de stok kasa affı,matrah artırımı gibi gerekçelerle bütçeye kaynak aktarmak amaçlanabilir. • Son ihtimalde yaklaşan seçimlere siyasi bir katkı amaçlanmış olabilir. Devlet ihtiyaçları gereği affa ihtiyaç duyuyorsa ,ekonomi politikasını gözden geçirmelidir.Öyle her sıkıştıkça halka dönme her türlü sıkıntıyı bünyesinde taşıyabilir. Devletin tahakkuk eden alacağını tahsil edememe gibi bir sıkıntısı söz konusu olamaz,velev ki oldu devreder özele bu acziyetten kurtulur. Vatandaşın ödemesinde sıkıntı varsa,çoğunluk olarak mükellef borçlarını düzgün ödeyemiyorsa bu kez sıkıntı bu cephede olup,devlerin aftan ziyade mali politikasını gözden geçirerek,vergileri daha makul ve mantıklı seviyelere getirerek,mükellefin ödemelerini kolaylaştırmalıdır. Son 11 yıllık dönemde 5. kere vergi affı vb. uygulamaya başvuruldu. Bu, ekonomik durumun çok da iyi olmadığı anlamına gelir. Zira esnaf, tüccar, serbest meslek erbabı ve diğer yükümlüler ekonomik durumları kötüye gittiği için vergilerini, primlerini ve diğer borçlarını ödeyememişlerdir! Bir de madalyonun ters tarafı var.Vergi, SGK vb. afları, yükümlülüklerini düzgün, dürüstçe yerine getiren vergi mükelleflerini üzmektedir. Zira bu aflar vergisini ödemeyene bir ödül niteliğindedir. Devletin vergilendirme yetkisi, Anayasanın 73’üncü maddesinde yer alan kamu giderlerinin karşılanması, kanunilik, mali güç, genellik, eşitlik, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkeleri ile birlikte anayasanın genelinden ve bazı özel hükümlerinden çıkarılan hukuk devleti ilkesi, sosyal devlet ilkesi ve hukuki güvenlik ilkesi gibi birtakım ilkelerle sınırlandırılmıştır. Peki bu durumda 73.maddedeki kanunilik,mali güç,genellik,eşitlik,vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkelerine ters düşülmemesi için vergisini zamanında ödeyene de ödül gerekmez mi ? Netice de vergisini düzenli ödeyen mükellef için bu uygulama mükellefin devlete olan güvenini sarsmaktadır. Elbette ki, ödeme arzusu içerisinde oldukları halde, ekonomik krizlerden etkilenerek, maddi sıkıntıları nedeniyle borçlarını ödeyemeyenler vardır. Çeşitli ekonomik kriz nedeniyle bazı işletmelerin kamuya yönelik yükümlülüklerini yerine getiremediği asıl olan bir vak’a dır. Ancak, yukarıda belirtildiği üzere, bunlardan bazılarının ödemelerini bilerek ve isteyerek yapmayarak, 'vergilerini, SGK primlerini ve diğer kamu borçlarını ucuz kredi' olarak kullandıkları da bilinen bir gerçektir. Bunu önlemek için Hükümetlerin önceden etkin tedbirler alması, caydırıcı cezalar uygulaması ve bunda da kararlı ve samimi olması gerekir. Bu afların ve matrah artırımlarından,taraf olan her iki kesimin de memnun olduğu muhakkak.Ancak bu memnuniyeti gerçekleştirecek uygulama ve çalışmaları yapacak olan SMMM lerdir.Ve de bu aflar, ekonominin kaydını tutan muhasebeci ve mali müşavirlere büyük yükler angaryalar yüklemektedir. Kolaylıklar dilerim.