Anayasa mahkemesinin kapatma davasından kıl payı kurtulan Gaziantep AKP milletvekili Fatma Şahin'i saymazsak Dokunulmazlık zırhıyla 79 dosyadan korunan 52 AKP milletvekili içerisinde Gaziantep milletvekillerinin olmayışı bana gurur verdi… Bakanların, hatta başbakan ve başbakanlık yapmış ama daha sonra Anakaranın en tepe noktasına kadar çıkmış şimdi milletvekilliği de düşen siyasilerin içerisinde hiçbir “Gaziantepli yok…” Bakanlar dışında suçlamaları olan milletvekillerinin şehirlere dağılımı ise şöyle: İstanbul, Amasya, Trabzon, Afyon, Kütahya, Şanlıurfa, Bursa, Giresun, Konya, Tokat, Kırşehir… Sadece AKP vekilleri dokunulmazlık zırhına bürünmüyor elbette, diğer siyasi partilerinde zırhlı vekilleri var… 21 DTP, 18 CHP ve 1 MHP vekilinin zırha toslamış dosyaları bulunuyor… Bazılarının bir, bazılarının ise onlarca dosyası var… Dokunulmazlığı kalkınca sadece bir ufak suçtan ceza alarak ev hapsine çarptırılan eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan ise, Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün affıyla bu cezadan kurtulmuş durumda… Kurtuldu ama bu suçun içerisinde millet hakkı, kul hakkı olduğu söyleniyor… Kul hakkının ancak Allah tarafından affedileceğini, kulun dahi affedemeyeceği söyleniyor ve bunu biliyoruz… Mübarek ramazan ayında, günahlarımızın affı için yalvarıp dualar ediyoruz… Milyon dolar olarak ifade edilen bu suçtan kurtulmak için acaba “kaç ramazan, kaç milyon secde” etmek gerekir… Suç elbette cezasız kalmaz… Hele bu Tüyü bitmemiş yetimin ve kulunun ise… Hoş bir fıkra ile bitirelim bu günü… HHHH Kasaba Papazının, kasabaya gelişinin 25. yıldönümünü kutlamak için bir yemek tertip edilmiş... Bu yemeğin şeref misafiri olarak kasabada uzun seneler yaşamış ve şimdi de Bakan olan bir politikacıyı davet etmişler… Yemeğin başlama saati gelmesine rağmen trafikte sıkıştığı ve geç kalacağı anlaşılan politikacı ortalıkta görülmeyince Papaz, etraftaki sıkıntıyı dağıtmak ve sessizliği bozmak için konuşmaya başlamış… —Biliyorsunuz arkadaşlar… Demiş… Bir papaz ile günah çıkartan Hıristiyan arasında geçen konuşmalar mahremdir… (trilyonlar olsa bile) Hiç bir zaman açıklanamaz… Ama ben bu kasabaya ilk geldiğimde, duyduğum ilk itirafı anlatmak istiyorum… Tabii isim veremeyeceğim... Günah çıkartmak için gelen “ilk kasabalı” hırsızlık yaptığını, patronunun karısı ile yattığını, “zimmetine para geçirdiğini” ve iki ay önce de bir polisi vurduğunu itiraf etmişti… O gün tüylerim ürperdi, bu kasabadan kaçmak istedim ama zaman içinde kasabalıların büyük çoğunluğunun ne kadar iyi insanlar olduğunu ve dinlerine ne kadar düşkün olduklarını anladım… Burada kaldığım için de çok memnunum... O sırada geç kalan politikacı salona girmiş ve kasabalılardan özür diledikten sonra konuşmak üzere kürsüye çıkmış… Bakan konuşmağa başlamış… —Sevgili Kasabalılar… Demiş… Bundan 25 sene önce muhterem papazımızın bu kasabaya geldiği günü iyi hatırlarım... Hatta “ilk günahı çıkartmak” şerefi de çeyrek asır önce “bana nasip olmuştu...” Dünün sözü: “sayın kulumuz, kılınmamış namaz borcunuz bulunmaktadır… Amel defterinizin günahtan kapanmaması için… Bu ramazan borcunuzu ödeyin… (duvar yazısı) Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın… Hiç bir yazının “son kullanma tarihi yoktur…” [email protected]