Fakirleştik. Ruhumuza vurduğumuz prangalar misali bağladık gönlümüzü bin bir türlü dünyevi nesneye. Ve her bağladığımızda harcadık manevi değerlerimizi. Dürüstlüğümüzden satır satır verirken her bir cümlemizi, deste deste parayla doldurduk ceplerimizi. Samimiyetimizden çalarak her bir tutuşumuzda bir eli daha bırakmadan ihanet ettik elin sahibine.

Çalışkanlığımızı alın terimizle birlikte bozuk bir para gibi harcarken vasıfsız tembellerin dünyasında ikinci sınıf insan olduk.
Mahremiyet dilimizde kök salmışkken, teşhirciliğin ve gıybetin kitabını yazdık kahve keyfi ve sosyal medya mecralarında.

Seviyorum diyen dillerin sözde adamlığında kaybolup giden hakiki aşklara tanıklık ettik.
İnsafsızca harcadılar...
Ve fakirleştik.

Dünyevi hayatın yarattığı sahte insanların sahte dostluklarında yitirdik içten gülümsemelerimizi. Sırtımızı yaslamak bir yana yediğimiz kazıkların açtığı bıçak darbelerinde kan kaybından öldük bir bir.

Ve hissizleştik...
Benlik aşkında yitip giden egoist insanların hoyrat davranışlarında yitirdik masumiyetimizi.
Ve fakirleştik...
Meze masasında mangal yürekli dostların hakiki yaşamda koca bir yalandan ibaret olduğunu gördük. Aynı yatağı paylaşan sözde yoldaşların, hayat arkadaşlarının nankörünlüğünde ve hainliğinde harcadık nice kutsal evlilikleri.
Birbirini sevmeyen ve saymayan anne baba çekişmesinde özdeğer yoksunu yetişen, maddi varın içinde maveni yokluk çeken kayıp bir gençlik yetiştiren dengesiz evlilikler gördük. Ve yitirdik toplumsal huzuru, dengeyi! Kıyaslamalarla geçen ömürlerin sahte birer kopya misali tekerrürden ibaret olduklarını anladığımızda sıkıldık aynı fragmanlara bakmaktan.

Basma kalıp şikayetlerle papağan gibi öten insanların ruhsuzluğunda ve pişkinliğinde bunaldık her geçen gün. Ve uzaklaştık. Issızlaştık belki. Ama karıştırdık tüm kavramları. Mutluluğu kedere, maneviyatı maddiyata ve huzuru kavgaya kurban ettik defalarca. İhanet ettik insanlığa. Sonra da suçladık hayatı eli kolu dili gözü varmış gibi. Korktuk aynaya bakmaktan. Aynalar kirli dedik. Oysaki suretimize düşen gölgelerde yitirdik kendimizi. Baktığımız gördüğümüz olmayalı çok oldu. Ve fakirleştik.