Asla vazgeçemediğimiz sevgiler vardır. Bütün insanların, Milletlerin, Devletlerin, asla vazgeçmedikleri ilkeleri, sevgi ve saygı bağları vardır. Milli ve manevi değerleri vardır. Vatan, Millet sevgisi, anne, baba, evlat ve kardeş sevgisi gibi. Bu sevgilerin hiç birinden vazgeçemeyiz. Vazgeçilmez vatan sevgisi, aile ve dostluk bağları ve sevgisi, ömür boyu sürer gider. Bizi gerçekten çok seven ve hiç unutmayan insanlardan da, asla vazgeçemeyiz, bu imkansızdır. Örneğin karşılıklı aşktan, kim vazgeçebilir? Doğduğumuz, büyüdüğümüz ve yaşadığımız şehirlere olan sevgimizden de asla vazgeçemeyiz. Örneğin Gaziantep ve İstanbul sevgisi, bende tutku halindedir. İkisi için de şiirler yazıp besteledim. Aslında güzel vatanımız Türkiyenin bütün şehirlerini seviyorum. Hepsinin gönül bahçemizde ayrı bir yeri ve değeri vardır. Hemşerim sözü ne güzel bir kelimedir. Bize sevgiyi hatırlatır. Doğduğumuz şehre uzakta yaşıyorsak, gözümüzde tüter. Vazgeçtiğimizi, unuttuğumuzu sandığımız dostlarımız olduğunu sanırız. Oysa belli bir süre geçtikten sonra, eğer o dostluk bizde kalıcı bir iz bırakmışsa ve unutamadığımızı iyice anlarsak, tekrar onun dostluğuna döneriz. Ya o bizi arar veya biz onu ararız ve kaldığımız yerden dostluğumuza devam ederiz. Artıları eksilerinden daha çok olan dost, her zaman hafızalarda kendisini hatırlatır. Unuturuz, belki birçok şeyi zamanla unuturuz. Fakat bizi en çok seveni ve en çok sevdiklerimizi, en zor unuturuz, hatta hiç unutmayız ve unutamayız. Çünkü o bizim sığındığımız, en son limandır. Vazgeçilemeyen sevgilerin sırrı, bize istikrarlı olarak güven veren, içtenlikle en çok seven ve bizden asla vazgeçmeyen, biz onu unutsak bile bizi unutmayan insanların sevgisinde gizlidir. Bize duyduğu sevgiden ve dostluktan, hiçbir zaman vazgeçmeyen insanlara duyduğumuz sevgiden, biz de kolay kolay vazgeçemeyiz. Kalp kalbe karşıdır sözü, boşuna söylenmemiştir. İstikrarlı davranışlar güven yaratır. Güven saygıyı, saygı sevgiyi doğurur. Bu değerlere ilave olarak bir kadınla bir erkek arasında bunlara ilave olarak, eğer bir de fiziksel beğeni ve ruhi anlaşma varsa ve ikisi de özgürse, aşka doğru bir yola girilmiş olur. Bu yolda bin bir türlü engeller vardır. Fakat gerçek bir aşk, hiçbir engel tanımaz. Aşkın olmadığı yerde şiir ve şarkı öksüz ve yetim kalmış sayılır. Unutamadığımız sevgi ve dostlukları korumayı bildiğimiz sürece, kendimizi güçlü ve mutlu hissederiz. Gerçek dostlar Milli Takım gibidir… Kalın sağlıcakla değerli okurlarım…