Sonunda gerçekleşti ve Vali Erdal Ata, çirkin siyasi oyunlar sonrası merkeze çekildi. Böylece gittikçe yaşanılmaz hale gelen Gaziantep bir değerli insanı daha kaybetti.. Fazla söze gerek duymuyorum.. Çünkü aylar önce yazmış ve iyi yöneticilerin görevlerinde kalmaları için yetkili ve etkili kesimlerin duruş sergilemesi gerektiğini söylemiştim.. Ne var ki eski Gaziantepten eser kalmadığı için Erdal Ata gibi değerli insanlar, çirkin politikanın çarkları arasına terkedildi. Oysa eski Gaziantep, siyasetçisiyle, odalarıyla, önemli kesimlerin devreye girmesiyle çalışkan bürokratının haklarını savunur, gerektiğinde görevinde kalması için tavır koyar, hatta tepki verirdi.. Şimdi o Gaziantepten eser kalmadığı için fazla bir şey yazmanın anlamı da kalmamıştır..

Dolayısıyla kent herşeyiyle akıl tutulması yaşar hale döndürülmüştür.. Herşey ama herşey sadece çıkara dayalı olmuştur.. Utanmasalar selamı bile çıkarları olmadığı için vermeyeceklerdir.. İş dünyası hiçbir dönemde bu kadar sahipsiz, bu kadar çaresiz kalmamış, odalar ve yönetimleri, vahşi kapitalizmin tanımlamasını değiştirebilecek kadar çılgınlaşmış, mevcudiyet buldukları üyeleri bile adeta sokağa bırakacak hale gelmiştir. Bankalar zor durumdakifirmalar için listeler yayınlamaya başlamış, hatta odaları temsil edenlerden bazıları ise, o firmaları ucuza kapatmak için harekete geçmeye başlamıştır.. Milli Eğitimi kontrolü altına almak isteyen malum bir eğitim sendikası, Gaziantep tarihinin en büyük eğitim sevdalısı, devleti temsiliyetinde örnek insan Valiye, yasalara ve mevzuata aykırı taleplerde bulunarak istediğini yaptıramayınca karalama kampanyasına girişmiştir.. Sadece bunlar değil elbette.. Belediyelerde olup bitenleri görünce, belediyeciliğin görev tanımının ağırlık noktasının, arsacılık, imar plan değişiklikleri, yeşil alanların yok edilip konut yapılması olarak değiştirilmesinin şart olduğunu düşünürsünüz.. Yani sözün kısası, yaşanabilir olmaktan süratle uzaklaştırılan Gaziantepten bir devlet adamı çirkin oyunlarla uzaklaştırılmıştır.. Kimbilir belki de ilahi bir ses, 'senin gibi değerli bir insan artık orada kalmamalı, çünkü gittikçe yıpranacaksın, üzüleceksin, kahrolacaksın'demiş ve o günleri görmeden Sayın Erdal Atanın buradan kurtulmasını sağlamıştır..

BANKACILARIN LİSTESİ

Her ne kadar Oda başkanlarımız olayı kapatmak istese de, gerçeklerin hiçte onların söyledikleri gibi olmadığı artık gün gibi ortada. Çünkü bankacılar bu kez çok farklı bir yöntem izliyor. Bunu her sektör için yapıyorlar üstelik. Ve bazı firmalara uyarı listesi yollayıp, bu firmalarla ilişkilerini gözden geçirmelerini istiyorlar..

İsimlerini yazmak istemiyorum bu listedekilerin.. Çünkü gerçekten üzülüyorum.. Ama asıl üzüntüm özellikle Sanayi ve Ticaret Odalarının bu konudaki izledikleri politikalara.. Birde seslerini çıkarmayan sanayici ve iş adamlarına.. Nedense bir çekingenlik başlamış firmalarda, sanayici kesiminde. Üyeleri oldukları odaların harekete geçmeleri için çağrıda bulunmuyorlar.. Durumu iyi olanlar yapıyor elbette bunları. Durumu kötü olanlar ise sahipsizlikten kendi başlarının çaresine bakma mücadelesi veriyor.. Elbette o firmalar belki iyi yönetilmemiştir, hesabını kitabını yapmamıştır.. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Ama nihayetinde bu firmalar odalara kayıtlı firmalardır. Odaların başkanlarının küçük birkaç münferit firma diyerek işi savsaklamalarını doğru bulmuyorum.. Bakın bu listede tam 56 firma var. Bu listeyi yayınlayan da bankalar, yani biz değiliz. Görmezden gelmek isteyenlerin dikkatine sunuyor, bu iş artık gizlenme noktasından uzaklaşmıştır demek istiyoruz..

/

EYÜP BARTIKTAN CEVAP BEKLİYORUM

Sayın Eyüp Bartıktan tekzip geldi, bizde yayınlamış olduğumuz önceki açıklamasını, tekziptekiyle aynı ifadeler olmasına rağmen, bahane bulmasın diye yayınlamış olduk. Bu işi mahkemeye taşırsa, ona da gider konuşmamızı yaparız.. Böylece Gaziantepte GTO Başkanının mahkemeye verdiği hem gazeteci, hemde odaya üye sıfatıyla belki de ilk ünvanı alan kişi olarak tarihteki yerimizi alırız. Hepsine varız bunların.. Yalnız aradan bir hafta geçti, Sayın Eyüp Bartıka geçen hafta sorduğumuz soruların yanıtlarını hala almadığımızı burada belirtmek istiyorum.. O soruları burada yine tekrar ediyorum..

1- 'Siz A.M. ile, oda başkanı sıfatıyla GTO olarak destek olmaya mı buluştunuz, yoksa kişisel olarak fabrikasını satın almak için pazarlık yapmaya mı ?

2- Bu görüşme Ticaret Odasında mı gerçekleşti yoksa başka mekanda mı ?

3- A.M ile konuşurken, yanınızda Bilal Kara dışında GTO yöneticisi varmıydı ?

4- Oda başkanı bir kişi olarak durumu zorda olan başka firmalar ile masaya oturup, onların da sıkıntısına çözüm ürettiniz mi ?

5- Madem bir oda başkanı olarak zor durumdaki sanayiciye yardımcı olmak istiyorsunuz, bunu yönetiminizle paylaştınız mı ?

6- Bir oda başkanının, zor durumdaki sanayicinin fabrikasının ada parsel numarasına, hatta tapu kayıtlarına kadar bilgi sahibi olmasını izah edebilirmisiniz ?

7- Dört milyon dolar ile sonlanan anlaşmanın 2.5 milyon dolarını Bilal Karanın hemen ödeyecek iddiası ve Bilal Karanın bunu konuştuğu kişilere aktardığında, 'biz iyilik yapıyoruz' dediği doğrumudur ? '

Evet bu soruların cevabı gelmedi henüz. İster açıkça, ister avukatı kanalıyla geldiği takdirde yine noktasına virgülüne dokunmadan yayınlayacağız.. Hadi Sayın Bartık, madem bize gazetecilik ve ahlak dersi veriyorsunuz, o zaman bir gazetecinin beklentisini de bilmeniz gerekir.. Sabırla bekliyorum açıklamanızı.. Yapana kadar da kararlı bekleyişimi bu köşeden hatırlatacağım Sayın Bartık..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR