Gaziantep’te son yıllarda, ama özellikle 2016 da hortlayan uyuşturu, hırsızlık ve gasp olaylarındaki artışın nedenleri mutlaka sorgulanmalı diye düşünüyorum.. Eğer dikkate alınmaz, sorgulanmaz, nedenleri konusunda araştırma yapılmaz ve gerek emniyet, gereksede aileler önlem konusunda oralı olmaz ise, bu şehrin başı belada demektir..Geçen hafta yazmıştım uyuşturucu meselesini ve sadece çığ gibi büyüyen ATEŞ BUZ olayını.. İşin esrar, eroin ve diğer uyuşturucu maddelerini katmamıştım bile.. Uyuşturucu kullanma yaşının artık ilk okul seviyesine inmesindeki endişeyi MHP il Başkanı Muhittin Taşdoğan ile birlikte bazı yetkili isimler de dile getirdi.. Son derece vahim olan bu tehlikenin önüne nasıl geçilecek, nasıl bir yöntem izlenecek henüz bir açıklama ve bilgi konusunda gelişme göremedik.. Gittikçe artan ve önüne geçilemeyen uyuşturucu tehlikesinin bu kentin başına nasıl bela olacağını söylemeye gerek bile duymuyorum..AİLELER SESSİZ KALMAMALIBizler kadar bu konuda yetkili olanların da aynı duyguları taşımasını bekliyoruz tabii.. Bunların başında aileler geliyor. Çocuklarını mutlaka kontrol altına almaları lazım.. Göz yummaları,” aman çevreden akrabadan ayıp olur, ben çocuğu uyuşturucu kullanan bir baba veya anne olarak tanınmak istemiyorum” gibi sığ düşüncelerin arkasına sığınmamalı.. Tedavisi için elinden gelen herşeyi yapmalı. Psikolojik yönden de destek almalı, hatta doktorlar ve emniyet ile cesaretle konuşup çözüm bulabilmeli.. Tekrar ediyorum, bu uyuşturucu belası, özellikle ATEŞ BUZ bu memleketin başına bela.. Geçen hafta da yazmış ve emniyet müdürü Sayın Erhan Gülveren’e seslenmiştim. Sanırım yoğunluktan görememiştir yazdıklarımı. Yoksa bu konularda çok hassas olduğunu bilenlerdenim.. Bu yönde Milli Eğitimin de okullarda kullanan çocuklar için gizli bir araştırma yaparak, ailelere ve emniyete yardımcı olabilecek mekanizmayı oluşturmasında fayda görüyorum.. Sözün özü; İnşallah harekete geçilir diye umut ediyor ve bir kere daha hatırlatıyorum.. İnanın yarın çok geç olabilir..HIRSIZLIK VE GASP ARTIŞIUyuşturucu endişemiz bir yana, Gaziantep’in şu anda başının belası hırsızlık ve gasp olaylarının artışı kafa karıştırıyor.. Bu kentte son zamanlarda hırsızlık konusunda inanılmaz şikayetler alıyoruz.. Eğer insanlar ev ve işyerlerinde nöbet tutacak hale geliyor, bunlar da hemen hemen hergün gazetelerde haber oluyorsa, bunun önüne geçilmesi için çözümler üretmek zorundayız.. Polisimiz tamamen güvenlik konusuna odaklanmış durumda gözükürken, hırsızlık ve gasp konusunda caydırıcı önlemler alınması gerek diye düşünüyorum..Ben bu arada herşeyi polisten bekleyenlere çağrıda bulunmak istiyorum.. Biraz da önlemlerimizi kendimiz almalıyız çünkü.. Bir kere kim olursanız olsun, lütfen ev ve işyerlerinizde para ve mücevher, altın gibi değerli şeyleri tutmayın.. Kasaya güvenmeyin. Saklamak için evinizde yer aramayın. Zira bu hırsızlar derslerine inanılmaz şekilde çalışıyor ve sakladığınız değerli şeyleri elleriyle koymuş gibi buluyorlar.. İşyerlerinin vitrinlerinde gece değerli eşyalar cihazlar bırakmayın. Örneğin telefon veya altın gibi..Kapalı kepenkler yaptırın. Alarm taktırın.. Evlerinize ve işyerlerinize mümkünse gizli kameralar koydurun..BANKALARA, KUYUMCU VE DÖVİZCİLERE GİDEN VATANDAŞLARA TAVSİYELERİM1-Paranızı sakın kese kağıdı veya poşetle açıkta taşımayın2-Bankaya veya döviz bürolarına çanta, poşet veya paketle girmek istiyorsanız, etrafınızı mutlaka kolaçan edin.3- İşyeri sahipleri bankalara para gönderirken veya alındıktan sonra çıkarken, parayı taşıyanların yanına destek için bir kişi daha verin.4-Arabayla bankaya veya dövizciye para götürüyorsanız, o parayı arabadan inmeden vücudunuza sarın, açıkta tutmayın, elinizle sallayarak çıkmayın.5-Para miktarı yüksek ise, önceden bankayı arayıp güvenlik görevlisinin kendinize yardımcı olmasını isteyin.6-Sakın kameralara güvenmeyin. Geçtiğimiz hafta bankanın önünde bir firma yetkilisinin elindeki poşeti alıp kaçan gaspçının eşkali belli iken, araç ve plaka kameralarda gözükürken, hiçbir şey yapılamadı ve kayboldu. Olan firmanın 60 bin TL’sine oldu.7- Çevrenizde kim varsa, buna bankalardan işlem yaparak para çekenler, hatta emekliler dahil sakın ellerinde poşet, kese kağıdı veya paketlenmiş parayla dışarı çıkmamalarını öğütleyin.BU DA BANKALAR VE KUYUMCU-DÖVİZCİLERE UYARIMÇok iyi biliyoruz ki, bazı Bankaların içerisindeki güvenlik ekipleri yetersiz. Var olanlar ise, çay-kahve sohbet derdinde.. Hatta evrak götürüp getirme işlerini yapıyorlar.. Haliyle bankalarda şüpheli şahıslar burada işlem görenleri rahatlıkla takibe alıyor ve dışarıdaki ekibine haber ederek parayla çıkacak olan kişiyi bildiriyor. İkincisi kapı önlerindeki güvenlik görevlileri.. Burada bankadan işlem görenler çok gafil avlanıyor.. Oysa bankanın güvenlik görevlileri orada görünse caydırıcı olabilirler. Ne varki para çeken veya yatırmak için giren vatandaş savunmasız kalabiliyor. Bu yönde bilmiyorum özel bir çalışma yapılıyor mu, Emniyet- Güvenlik şirketleri işbirliği yapıyor mu bilmiyorum. Ama hem emniyet, hem güvenlik şirketleri, hemde bankacılar bu konuda önlemlerini tekrar gözden geçirmelerini tavsiye ediyorum.. Aynı sözlerim Dövizciler içinde geçerli. İçeride tüm önlemler tamam, ama kapı önlerinde önlem konusunda maalesef çok dövizci oralı bile olmuyor. Tabii bu kategoriye kuyumcular dahil..1 YIL ÖNCE YAZDIĞIMI HATIRLATMAK İSTİYORUM..Tam 1 yıl önce yazmışım bu uyarı niteliğindeki köşe yazımı..Noktasına virgülüne dokunmadan tekrar yayınlıyorum..3 Ocak 2016GÖÇ İDARESİ EN KRİTİK YERDEGeçtiğimiz günlerde Emniyet Müdürlüğünün hemen yanıbaşındaki eski il özel idarenin olduğu Kent konseyinin yeni binasına gitmiştim. Doğrusu müthiş bir kalabalığı görünce şaşırdım. Kapıdan girmek için oldukça zorlandım. Çünkü buraya aynı zamanda Suriyeliler için göç idaresi müdürlüğü kurulmuş. Binanın içinde resmi işlemler, ama dışarısında bekleyen yüzlerce Suriyeliler.. Üzülüyor insan o kadınları, çocukları ve çaresiz insanları görünce..Ama bunların kentin hemde yanıbaşında Belediye ve Emniyet, biraz ötede Vilayet binasının olduğu bir bölgeye konuşlandırılmasını doğru bulmadığımı söylemeliyim.. Elbette bu insanların sorunlarını çözmek gerekir ancak, kentin göbeğinde hemde resmi makamların bulunduğu yerde bu görüntülere imkan tanınması sakıncalı gibi geldi..Bunun yerine şehrin kenarlarında bir yer tahsis edilseydi daha iyi olurdu kanatindeyim..Üstelik işin güvenlik yönü cabası..HEPİNİZE İYİ HAFTALAR