Uyuşturucudan ölüm olayları en çok, sürekli göç alan ve nüfus yoğunluğunun olduğu, İstanbul, Adana, Antalya, Ankara, İzmir, Mersin, Gaziantep, Kocaeli, Hatay ve Bursa illerinde yaşandı.

TÜRKİYE'de, 2013 yılında, önceki yıla göre uyuşturucudan doğrudan ölüm oranı yüzde 43, dolaylı olarak ölüm oranı ise, yüzde 155 arttı. Bu rakamın 2014 yılı içerisinde kesin sonuçlar alınmasa da daha da büyük artış gösterdiği belirtildi.Türkiye'de son yıllarda, sentetik uyuşturucu Bonzai başta olmak üzere sentetik uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması, korkutucu boyutlara ulaştı. Uyuşturucuyla ilk tanışma yaşı, gençlik dönemlerinden çocukluk yaşlarına indi. Geçmişte üniversite çağlarındaki gençler için önemli tehlike olan uyuşturucu satıcıları, kent merkezlerindeki ortaokul önlerinde bile çocukları zehirler oldu. Özellikle 2007 ile 2013 yılları arasındaki istatistiki veriler, kötü yöndeki gelişmeleri ortaya koydu. En acı ve en çarpıcı sonuç ise, uyuşturucudan ölüm oranlarında görüldü.
Uyuşturucu kullanımı ardından görülen ölümlerde, 2008 yılında 147 olan can kaybı, 2009'da 153, 2010'da 126, 2011'de 105, 2012'de 162 oldu. Bu rakam 2013 yılında ise, 232'ye çıktı. Uyuşturucu kullanımından kaynaklı, kaza, cinayet, kavga, kalp krizi, psikolojik bunalım sonucu intihar gibi dolaylı olarak ölüm oranı ise, 2008 yılında 137 iken 2013'te 416'ya çıktı. Oransal olarak ise, uyuşturucudan doğrudan ölümler bir önceki yıla gore yüzde 43, dolaylı ölümler yüzde 155 oranında arttı. Bu rakamların 2014 yılı içerisinde kesin sonuçlar alınmasa da daha da büyük artış gösterdiği belirtildi.

UZMANLARDAN UYARI
İstanbul Tabib Odası üyesi ve TTB delegesi Dr Güray Kılıç ile araştırmalarını sürdüren İzmir Tabip Odası Meclis Üyesi Dr. Ergün Demir, hükümetin "Uyuşturucu ile Mücadele Eylem Planı" uygulamasının, belli konuların dikkate alınmaması durumunda başarılı olamayacağını dile getirdi. Demir, şu uyarılarda bulundu:"Bağımlılıkla mücadeleye, salt bir asayiş sorununa indirgemeden bütüncül yaklaşmak gerekmektedir. Toplumun konu ile ilgili tüm kesimlerinin; sivil toplum kuruluşları, bağımlılık alanında çalışan meslek grupları, yerel yönetimler ve Devletin ilgili organlarının katılımı ile sorunu çözecek politikaları geliştirilmek hükümetin görevidir. Bu sorunlar imama, muhtara ve din dersi öğretmenine, havale edilerek çözülemez. Unutmamak gerekir ki Türkiye pazarlarına ulaşan illegal maddeler Afganistan, Pakistan ve İran'dan gelmektedir. Uyuşturucuya ilişkin yapılan bilimsel çalışmalarda belirtilen önerileri dikkate almadan, ergen ve genç erişkinlere yönelik bir planlama yapmadan, eğitim sistemini bilimsel ve nitelikli hale getirmeden, yoksulluk ve işsizliğe karşı mücadele edilmeden, mücadelede olumlu bir sonuç alınamaz. Esasen bir halk sağlığı sorunu olan madde bağımlılığı, hangi eylem planını uygularsanız uygulayın önümüzdeki yıllarda madde kullanımı ve bağımlılığı toplumun tüm kesimini etkilemeye devam edecek ve madde bağlantılı ölümler giderek artacaktır." İHA