Zaten seyircisiz maç. Hatırı sayılır bir puanımız da var. Küme düşme tehlikemiz de yok. Bu soğuk günde, yağmur ve dolunun aynı anda yağdığı bir zamanda maç mı oynanır canım. Halı sahadaki vaktimizi dolduralım ve gidelim… İşte Gaziantepspor açısından Ankaragücü maçının kısa özeti ve haleti ruhiyesi bu idi! Kime ne söylesek elimizde kalır. Yukarıya asılma şansımız var, üsttekilerin puan kaybı kuvvetle muhtemel ve hafta sonu Beşiktaş sana gelecek kazansan zirve takımı olacaksın ama nafile! Biz yukarıyı hak ediyor muyuz? Sahada inanç kalmamış, hırs yok, arzu yok, istek hiç yok…. Zaten maçı isteyen Ankaragücü idi ve istediğini çok rahat aldı. 19 haftadır sahasında üç puan görememiş bir takıma yine bir ilk yaşattık. Bu onur bizim futbolculara aittir. Önce kaleci Murat'tan başlayalım. Refleksleri sanki ağırlaşmış. Çaprazdan ve kapattığı köşeden goller yedi. Onu ben de yerdim. Ama Murat kurtarmalıydı! Sağda İlhan'ın ha varlığı ha yokluğu. Solda İvan ile İsmail bir şeyler kaşıyorlar ama kaşıntının sonu yok. Diş yok ısıramıyoruz. Göbekte Deumi oyunda yok ancak Bekir var da ne oluyor? Bir şeyler yapmaya çalışıyor ama topları olumlu kullanamayınca kadük kalıyoruz. . Tabata'ya kilit çakmışlar, çakma Tabata olmuş. Murat ortayı bırakmış Ceylan gibi sağda solda geziyor. Hakan Bayraktar tek başına etkisiz. Erman Özgür özgürlüğünün tadında! E o zaman Beto ne yapsın? Boş kaleye gol kaçırsın, çırpınsın dursun… Bizim takımın asıl sorunu top sorunu. Çok seviyoruz onu. Herkes onunla oynamak istiyor ama onu çalmayı, kazanmayı düşünen yok. Böyle bir kısır döngü işte. Çok top yapalım derken defansta top kaptırıyoruz, çat gol! Bu meret ile orda o kadar oynanmaz ki. Risk almayacaksın, gerekirse topu havaya diken iyi futbolcu olacaksın! Hastalık işte… Bizimle futbol oynamak isteyen her takım kaybeder. Çünkü biz daha iyi futbol oynuyoruz. Ancak bizi bozan, çok koşan ve önce oynatmamayı düşünen her takım da bizi yener. Çünkü onlarla kora kor oynayacak ne bir mantaliteye ne de dirence sahip değiliz. Bizim şifremiz bu. Bak Fener ne yaptı, top oynamaya çalıştı bize karşı ama duman oldu. Çünkü onlardan daha iyi yapıyoruz bu işi. Ama Ankaragücü agresif ve hırslıydı. Bozdu, çaldı, çırptı. Bu kadar! Takımın yapısına bakıyorum. Orta sahada top çalma ve kazanma becerisi olan sadece sözde Murat Ceylan var. O da ne yaptığını bilmezler ordusunda. Erman, İvan, Hakan ve Tabata top kullanma peşinde. Kazanmadığın veya kazanamadığın şeyi nasıl kullanacaksın ki? Orta sahayı rakibe teslim edince de bu sonuç kaçınılmaz oldu. Acilen hamal oyuncuya ihtiyacımız var. Ya da bu babalara, birilerinin kalkıp fedakarlık yapıp hamallık yapması lazım. Eğer bu da olmuyorsa herkesin küfesini sırtına asın! Yani herkes hamal olsun. Bir takıma bir general yeter! Yoksa bu yük taşınmaz, bu işten ekmek yenmez… Yoksa dost bizi bahçede görsün…. Ama altımız bağlar gazeli!