Tekrar hatırlayalım: Millet iradesini anlamak için 7 Haziran 2015 günü gerçekleşen genel seçim sonucu Millet, hiçbir siyasi partiye tek başına hükümet kurma yetkisi vermemişti.
Beklendiği gibi en fazla milletvekiline sahip AK Partinin Genel Başkanı Sayın Ahmet DAVUTOĞLU, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 9 Temmuzda 63. Hükümeti kurmakla görevlendirildi, siyasi partilerle görüşmeler yapıldı, ancak kendileri bir koalisyon hükümeti kur(a)madı.
Uzun yıllar koalisyon hükümetleri tarafından yönetilmiş olan ülkemizde bir koalisyon hükümeti kurulmasının gelenekleri de vardı şüphesiz; görüşmelerin sürüncemede bırakılmadan sonuçlandırılması gibi, görüşmelerden sonuç alınamadığında hükümeti kurma görevinin iade edilmesi gibi, hükümet kurma görevinin bir kez de en fazla üyeye sahip 2. Parti liderine verilmesi gibi.
Bunlardan hangisine sahip çıkıldığını, hangilerinin göz ardı edildiğini hep birlikte gördük; yazılı bir anayasası olmadan, geleneklerin işle(til)diği İngiliz demokrasisine imrenerek.
Bir yandan hükümet kurma çalışmaları yürütülürken aynı zamanda seçimin yenilenmesi (bazılarına göre -ki yanlış bir tanımlama- erken seçim) de konuşuldu.
Sayın Cumhurbaşkanı, 45 günlük sürenin dolmasını beklemeden iradesini belirtti ve sürenin dolduğu gün de seçimin yenilenmesine karar verdi. YSK da, yenilenecek seçimin 1 Kasım günü yapılabileceğini açıklamıştı zaten, Sayın Cumhurbaşkanının kararının bu yönde olacağını bilircesine.
Şimdi 1 Kasıma hazırlanıyoruz.
Siyasi partiler seçim beyannamelerini güncelliyorlar, halkın önüne de çıkmaya başladılar.
Seçim güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan mülki idare amirleri de çalışmalarına başladı.
Son günlerde ilkleri yaşayan seçim literatürümüze güvenliğin sağlanamayacağı gerekçesi ile seçim sandıklarının taşınması kavramı da girdi. Bu yönde Cizre Kaymakamlığı Seçim Kurulundan talepte bulundu. Bu tür taleplerin yaygınlaşacağı görülüyor.
Hikmet Sami Türk başta olmak üzere bazı anayasa hukukçuları bunun yasaya aykırı olduğunu söylerken benzer taleplerin önceki dönemlerde de vaki olduğu, ancak YSKnun bunları reddettiği ortaya çıktı. Siyasi tartışmalar işin cabası; taşınan sandık nedeniyle bir seçmenin dahi oyunu kullanamamasının tüm seçimi ve sonucunu en azından tartışmalı hale getireceği ifade ediliyor.
Bilindiği gibi AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu, Sınırlı Seçim Gözlem Heyetinin Türkiye Cumhuriyeti 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimi Ara Raporu, 28 Mayıs 2015 tarihinde yayınlandı ve pek çok eleştiri içeriyor. 1 Kasım seçiminden sonra yayınlanacak olumsuz bir rapor ülkemizi demokrasi sıralamasında şimdikinden daha alt sıralara düşürebilir.
Seçim, demokrasinin en temel kurumlarından biridir. Bu süreçte seçme ve seçilme hakkı, örgütlenme hakkı, düşünceyi ifade etme hakkı hiçbir şekilde zarar görmemelidir. Bunu sağlamak adına alınacak tedbirler de bunların özüne zarar vermemeli.
Gerçek şu ki, 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçiminin sonucu kadar o güne değin alınacak yönetsel ve yargısal kararlar bu ülkenin ve hepimizin kaderini etkileyecek.