Bir dost meclisindeyiz ve aramızda İstanbul'dan bir konuğumuz da var. Söz dönüp dolaşıp Gaziantep'in AK Parti Milletvekili olarak meclise gönderdiği ve şu anda Bakan olan Kürşad Tüzme'e geliyor. Bir işadamı dostumuz Tüzme'i eleştiren sözler sarfediyor. Bir diğeri onu destekliyor. Derken 7-8 kişiden 5-6 tanesi Tüzmen de hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyor. Tabii bende görüşlerimi belirtiyor ve Gaziantep'te büyük kesimin Tüzme'den aradığını bulamadığını, bunun nedeninin ise geçmişte bakanlık yapmış kişilerin kentin tüm sorunlarını sahiplenip, çözümüne yönelik gayretlerine alıştığını, ama Tüzme'de bunu bulamadıklarını dile getiriyorum. Söz bu kez İstanbul'dan gelen konuğumuzun oluyor ve hepimize dönerek, "Siz Kürşad Tüzme'den ne bekliyorsunuz arkadaşlar, bir kere sizin beklediğiniz şeyler Kürşad bey de olamaz ki?" diyor ve başlıyor konuşmaya...
"Kürşad bey dış ticaret işinden anlar. İhracat konusundan anlar. Yani uzmanlık dalı bunlardır. Başka konular O'nu fazla ilgilendirmez. Bunu tüm Türkiye gördü, siz Antepli'ler hala göremediniz mi ? Bakan sizin bakanınız gibi gözüküyor ama, ama asıl ihracatçının bakanıdır. Yani Bakanı siz anlamazsınız, ihracatçılar anlar. Zaten kendisinden son derece memnundurlar. Bunu unutmayın ve öyle kentin sorunlarıymış, tarih, kültür, sağlık, ulaşım meselesiymiş, bunları Kürşad Tüzme'in çözmesini beklemeyin. Elbette uğraşacaktır ama asıl işi ihracattır, dış ticarettir".
Evet... Bu konuğumuzun söyledikleri, söz birliği etmişçesine herkes tarafından onaylandı ve Sayın Kürşad Tüzme'den sadece ihracatçı kesimin, dış ticaret konularıyla ilgilenen sektöre bağlı firmaların memnun olabileceği ifade edildi. Haliyle bize de bu sohbetin Tüzmen ile ilgili bu bölümünü aktarmak kaldı.

*Mustafa Yılmaz belediye başkanlığı yapabilir mi ?

Şimdiden esnaf gezisi, kahve toplantıları ve ziyaretleri başlatan CHP Milletvekili Mustafa Yılmaz'ın bundan sonraki hedef durağı Büyükşehir Belediye Başkanlığı.. Evet evet... Abartmıyorum. Her ne kadar kendisi resmi olarak telaffuz etmese de, kafasındaki tek hedef büyükşehir belediye başkanlığıdır...
Bu nedenle nabız yoklama harekatına başladı, özellikle şu anda büyük sıkıntılar çeken esnafa gidiyor, kenar semtlerde vatandaşları ziyaret ediyor.
Mustafa Yılmaz'dan büyükşehir belediye başkanlığı olur mu olmaz mı?, seçilebilir mi ? seçilirse yapabilir mi? Bu ayrı bir tartışma konusu... Ülkede bakanlık yapan birisinin büyükşehir belediye başkanlığı yapıp yapmayacağını sormak belki bazıları için tuhaf gelebilir ama, yine de bu başkanlık işinin bakanlık yapmaya benzemediğini söylemek zorundayım. En azından Sayın Mustafa Yılmaz'ın, belediye başkanlığı nasıl yapılır konusunda şimdiden Sayın Ömer Ca'dan ders alması gerektiğine inanıyorum. Umarım bu önerimi değerlendirecektir...

*Habersiz elektrik kesintisinde kabahat TEDAŞ'ta mı, Vilayet te mi ? Biliyorsunuz bu gazeteyi çıkarmak için pazar günleri mesai yapıyoruz. Bizim gibi haber ajansları da mesai yapıyor. Hele önemli gelişmeler veya olaylar olduğunda, çalışma temposu çok yoğun olur... Çalışmamız için gereken en önemli unsur elektriktir. Olmazsa herşey aksar. Bizim bulunduğumuz bölgede Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, NTV gibi ulusal habercilikte önem arzeden kuruluşlar var. Elbette bu sadece bizim mesleğimizi ilgilendiren bölümü. Bir de ev ve işyerlerinin gafil avlanması olayı var. Örneğin bizim binanın altındaki balıkçı, dün habersiz kesilen elektrik yüzünden bozulan balıklarını atmak ve büyük zarara katlanmak durumunda kaldı. Adama yazık değil mi ? Evlerde de aynı durum söz konusudur...
Belki bilmiyorsunuzdur, ben de bu köşeyi her pazar günü sabah saatlerinde gazeteye gelir ve öyle yazarım. Dün geldik, baktık elektrikler kesilmişti. "Herhalde geçicidir" dedik ama iş uzayınca TEDAŞ'ın 186 numaralı telefonuna başvurduk. Sonuç alacağımdan hiç ümidim olmadan çevirdiğim 186 beni şaşırttı ve karşımızda beyefendi, kibar bir görevli çıktı. Bize gazetemizin bulunduğu yani vilayet, emniyet ve büyükşehir binalarının bulunduğu bölgede kablo değişim çalışması yapılacağını ve sabah 09'dan saat 16'ya kadar elektrik verilmeyeceğini söyledi. Haliyle tepki gösterdik, "niye haber edilmedi" dedik. Ama görevli bize "TEDAŞ olarak vilayete yazı yazıldı, biz görevimizi yaptık" dedi. Biraz daha konuşunca TEDAŞ'tan vilayete kesinti yazısının gönderildiğine inandık. Peki vilayet bu kesinti için basına niye haber vermemişti. Acaba bize mi haber gelmemişti diye İHA'ya sorduk, onlar da haber geçememenin öfkesi ve telaşı içinde "hayır vilayetten öyle bir açıklama yapılmadı" dediler. Böylesine hassas bir konuda vilayetin duyarsız olması hiç doğru birşey değil. Hele bu sıcak havalarda saatlerce elektrik kesintisinin haber edilmeyişi, insanların yetkililere karşı bakış açısını değiştirmiyecek midir ? Burada bir şeye daha dikkat çekmek istiyorum. Toplumu ilgilendiren konularda, özellikle elektrik ve su kesintilerinde önceden haber vermek ve insanları tedbir almaya yöneltmek iyi bir idarecilik olduğu kadar, sorumluluk taşımanın belgesi niteliğindedir.
NOT: TEDAŞ Müseesse Müdürü Ali Akbağ'ın yokluğunda bir çok bölgede sık sık elektrik kesintisi olduğu, bunların çok uzadığı yolunda şikayetler alıyorum. Çalışkanlığı ve üretkenliği konusunda her zaman övgüyle bahsettiğim Ali Akbağ'ın, il dışında olduğu zamanlarda da TEDAŞ'ın aynı ciddiyet ve hassasiyet içinde olmasını beklemez hakkımız olsa gerek...

*Kale çevresinin ayıbı kimin ?.. Burasını düzeltene kadar yazmaya devam edeceğiz. Tamam, onarımdı, kazıydı vs. birçok konular yönünden sabırlı ve hoşgörülüyüz... Ama bunlar yapılırken, Kalemizin çevresinin kendi kaderine terkedilmesi, bu kentte yaşayan bizlerin değil, sorumlu kişilerin ayıbıdır diye düşünüyorum... Kim yetkiliyse onlara sesleniyoruz. Kendilerinden yeni bir kale inşaat etmelerini beklemiyoruz. Sadece kalenin çevresindeki pisliğin kaldırılmasını, burasını çöplük yuvasından kurtarılmasını istiyoruz. Dünyanın hiç bir ülkesinde ve kentinde, tarihi değer arzeden bir yapıya böylesine ilgisiz kalınmaz, böylesine hor görülüp ihmal edilmez ve kendi haline bırakılmaz... Yaklaşık bir buçuk aydan beri bu konuda yetkilileri uyarıyoruz, ama başta Vali olmak üzere hiç bir yetkili oralı değil... Eskiden bir Muammer Güler veya Lütfullah Bilgin zamanında bırakın 4-5 kez yazmayı, bir kez yazıldığında harekete geçildiğini gören bir gazeteci olarak, şu anda inanılmaz bir hayal kırıklığı içinde olduğumu mutlaka söylemeliyim... Aynı durumda Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Asım Güzelbey'in de buraya el atmayışı beni şaşırtmıyor desem yalan söylemiş olurum... Hadi o bölgeden sorumlu Şahinbey Belediyesinin çok önemli (!) ve yoğun (!) işleri var, peki vilayet ve büyükşehir niye bu kadar duyarsız davranıyor dersiniz...

*Mezarlık'ta küçük bir cami veya mescit şart oldu Geçen hafta değinmiş ve insanların burada cenazelerinin kaldırıldığını, ancak öğle veya ikindi, hatta cuma günlerinde cenaze namazı dışında vakit namazlarını kılacağı bir yerin olmadığını belirtmiştim. Bu konuda yoğun bir telefon aldığımı söylemeliyim. Bunlardan birisi de Sayın Mehmet Yetkinşekerci oldu. Tesbitimin doğru olduğunu belirten Yetkinşekerci şunları söyledi: "Aslında Protokol Camisi bu amaçla düşünüldü. Ama böyle giderse hiç bitmeyecek. Çünkü Sayın Bahattin Nakıpoğlu bu camiyi bitiremeyecek. Bu konuyu belediye meclisine taşımayı düşünüyoruz. Ama bilmenizi istediğim bir konu var. Biliyorsunuz Mezarlıktaki idare binasının köşesinde babamızın yaptırdığı Durdu Yetkinşekerci Camisi yol yapımı için yıkıldı ve bize de başka bir camiye babamızın adının verileceği söz verildi. Maalesef şu ana kadar bu söz yerine getirilmedi. Şimdi görünen o ki, insanlarımız mezarlıkta namaz kılamıyor. Hele cuma günleri bu sıkıntı had safhada. Gerekiyorsa küçük bir cami veya mescid yapılması şart oldu"
Evet... Özellikle dar gelirli insanların cenazelerinin kaldırıldığı mezarlıkta vakit namazlarını kılabileceği bir mescid yapılmasının şart olduğuna ben de inanıyorum.

*Esnafın Büyükşehir Belediyesi'nden tabela şikayeti

Niyazi Gürsel adındaki bir okurum faks göndermiş. Tabela vergileri konusunda yetkilendirilmiş olan özel şirket yetkililerinin uygulamalarını eleştiriyor. Hatta bu yetkili kişilerin davranışlarını şikayet ediyor ve bakın neler söylüyor:
"Sayın Özekşi. Büyükşehir Belediye Başkanlığınca özel şirkete verilmiş olan tabela ve reklam tanıtım gibi küçüklü büyüklü etiket dahil herşeyin ölçülerini tesbit edecek olan kişilerin uygulamaları bizleri canımızdan bezdiriyor. Adamlar esnafı rendice edecek şekilde davranıyor. Ölçümlerde keyfi davranıyor. Kapının önünde arabamdaki yapıştırma etiketini bile görüp buna vergi kesmeye yeltendiler. Zaten kötü giden işler nedeniyle sinir küpü haline geldiğimiz şu günlerde tabelaları söküp attık bile... Elbette herkes görevini yapmalı, ama herşey adalet ölçüleri içinde olmalı. Bu yönde büyükşehir belediyesinin yetki verdiği özel şirketin tutum ve davranışının gözden geçirilmesi yönünde uyarımızı dile getirirseniz seviniriz"
Bu faks biraz daha uzundu sadece özetledim. Elbette tabela konusu çok hassas. Herkes vergisi vermeli, buna itiraz eden yok. Ama davranışlar, rakamlar ve uygulamalar hak ve adalet ölçüleri içerisinde olmalı değilmi... Biz esnafın şikayetini dile getiriyor ve büyükşehir yetkililerin dikkatine sunuyoruz.

Hepinize Sağlıklı Haftalar