Son yazımızda Sosyal Medyanın FACEBOOK ve TWİTTER"ın gücüne değinmiştik...

Konuya girerken amacım bazı Bakanlıklara ait tabelalardan TC İbaresinin neden kaldırıldığı, TC'ne Sahip Çık Kampanyası ile ilgili kelam etmekti konunun heyecanına kapılıp mevzuyu sonraya saklayarak farklı konulara girmiştik.

İlk kurşun gazetesi yazarı Sn.Mustafa MUTLU'nun yazısını (http://www.ilk-kursun.com/haber/142587) okuyunca söylenecek başka söz olmadığını düşüncesiyle siz değerli okuyucularla paylaşmaya karar verdim...

"Sazan" dediler bize; üç günde "Sazan" durumuna düştüler...

"Fitneci" dediler, kimin "fitneci" olduğu ortaya çıktı!

TC'yi tabelalardan silip de milyonlarca vatandaşımızın Facebook'ta başlattığı "isimlerin başına TC alma" kampanyasını karalamaya çalışanlardan söz ettiğimi anlamışsınızdır herhâlde!

10 milyon( 14 Nisan'da 12 milyon) kişinin bir hafta içinde örgütlendiğini görünce, tırstılar...

Belli etmemeye çalıştılarsa da betleri benizleri attı!

Çünkü sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir ülkesinde 10 milyon kişiyi bir meydana toplayıp protesto gösterisi yapamazsınız.

Biz bunu "sosyal medya"da başardık....

Dünyada bir ilke imza attık.

Sadece TC'ye göz dikenlere değil, onları bu kadar cesaretlendiren ABD'deki ağababalarına da gücümüzü gösterdik...

Sonuçta ne oldu?.

Hepsi birer birer tükürdüklerini yaladı!

Aranan lider!

Ülkedeki gidişattan yakınıp da sık sık, "Ah bir Atatürk çıksa da bizi kurtarsa" diyen "sıradan vatandaş"ın zaferi bu...

TC Ayşe'nin, TC Fatma'nın, TC Ali'nin, TC Veli'nin zaferi!

Hepimizi aptal yerine koyup "Asla TC'yi silme gibi bir şey yok, bunlar fitnecilerin iftiraları" diyen Egemen Bağış bile ağzını açamıyor artık...

Nasıl açsın ki; "TC"yi Sağlık Bakanlığı‘nın logolarından kaldıran Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu bile, "Bu iş bitti" deyip geri adım attı...

TC'li eski tabelalar, sağlık kurumlarının kapılarına yeniden asıldı...