Türkiye'de son bir haftanın en çok konuşulan tek olayı futboldaki şike oldu. Aslında şike her zaman konuşuluyordu..Ama ne zaman Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ın işin içine girdiği belgelendi, işte o zaman kıyamet koptu..Ortaya çıkan belgeler inanın bana hiç yabancı gelmiyor. Açın bakın gazete arşivlerini, veya girin google'ye neler göreceksiniz neler..
Bu yazıyı bitirine kadar Aziz Yıldırım hala adliye-hastane arasında mekik dokuyordu..Diğerleri zaten cezaevindeler..Aziz Yıldırım girermi, girerse ne olur, orasını bilemem..Ama şunu çok iyi bilirim ki, şike konusunda Türkiye'de sadece Aziz Yıldırım suçlu değildir..Tek yapan olarak da Aziz Yıldırım'ın gösterilmesine karşı çıkarım..Bildiğim diğer şey, Türkiye'de şike yapmayan kulübün olmadığıdır..Ama yeni ama eski..Kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir.. Bildiklerim ve yaşadıklarım bana yeter..

KÜLUPLERE MALİ DENETİM YAPILMALI

Aslında şike kadar önemli gördüğüm bir olay da, kulüplerin mali denetimden geçmeleridir..Bazılarında hesap kitap işleri bakkal defterinden daha kötü işleniyor. Ne alınıyor ne satılıyor bilen yok.. Denetim desen hiç yok..Kulüpler gitgide borçlandırılıyor. Gaziantepspor kulübü buna dahil..5 sene önce 4 milyonluk bütçeden şimdi 125 milyona ulaşan bütçelere götürüldük..Kulüp hesapları ile şahıs hesapları birbirine karıştırılıyor..Bir kalemde milyon dolarlar gider diye yazılıyor.Tabata ve İsmail'in parası adeta buhar oldu.. Türkiye'de birçok kulüp kişilere borçlandırılıyor..Kimileri ise kulüpleri kendi şahsi şirketleri gibi kullanıyor..Bu gidişatı şike yapmak kadar tehlikeli görüyorum..Eğer Türk futbolunda temizlik yapılacaksa, ben mali konulara da el atılmasından yanayım. İşini düzgün yapanlara saygımız sonsuz..Yapmayanların ise üzerine gidilmesini istiyorum..Tıpkı şike'nin üzerine gidildiği kadar kararlı şekilde..

FEDERASYON'UN GAZİANTEPSPOR SORUMSUZLUĞU

Gelelim futbol federasyonunun korkaklığına..Bu iş İtalya başta olmak üzere hangi Avrupa ülkesinde olsa, federasyonlar şimdiye kadar kararını vermişlerdi..Ama siyasetle koltuğa oturanların alacağı kararlar da elbette siyasi olacaktır..Futbol Federasyonu çıkıp net bir şekilde karar alamıyor..Şike yapıldığına kanaat getirilen takımlar küme düşürülecekse veya puan cezaları verilecekse, bu şimdiye kadar belli olmalıydı..Federasyon bu kararı almış olsa, en azından Gaziantepspor'un durumu belli olacaktı.. Yarın öbürgün bu takım Belarus'a gidecek.. Peki şike tesbit edilir ve Fenerbahçe küme düşürülürse ne olacak... Trabzon şampiyonluk koltuğuna oturacaksa, Bursa ikinci olacaksa, Gaziantepspor da haliyle 3'ncü sıraya yükselecek. O zaman ülkemizi Avrupa liginde farklı konumda temsil edecek..Yani ön eleme maçları oynamaktan kurtulacak.. Ve şimdi Gaziantepspor'un konumuna da Kayserispor geçecek.. Bu iş o kadar önemli ama federasyon oralı bile değil..

GAZİANTEPSPOR BAŞKANI,
BEŞİKTAŞ BAŞKANININ NEYİDİR?

Elbette bu işten biraz da kulübün ağırlığı söz konusu..Yani şimdi aynı durumda Gaziantepspor olmayıp da, Galatasaray, Beşiktaş veya Trabzon, hatta Bursa ve Kayseri olsaydı, inanın durum muhakkak netleşmiş olurdu.. Maalesef bu işi takip edecek kovalayacak etkili bir yöneticimiz veya spor adamımız yok.. Çünkü bırakılmalı, hepsi saf dışı edildi.. Kulüp Başkanı var ama o da Beşiktaş Başkanının dizinin dibinden ayrılmıyor. Adam Avusturya'ya gidiyor, yanıbaşındaki şehirde başkanı olduğu Gaziantepspor'un kampı var, ama o Beşiktaş kampını tercih ediyor..Ulusal gazetelere bakıyorsunuz Yıldırım Demirören ile İbrahim Kızıl'ın yan yana fotoğraflarını görüyorsunuz. Gaziantep'ten götürülen gazetecileri izliyorsunuz, bu olayla ilgili tek satır bilgi yok..Yorum yok.. Eleştiri zaten olamaz, çünkü onları bir daha yurt dışı kamplarına bedava götürmezler..
Bakın bir konudan bahsederken nereye geldik..Ama işin bir parçası da bu..Güçlü şehir, güçlü kulüp, güçlü yönetici, güçlü taraftar ve basın olmazsa, işte adamı böyle ciddiye almazlar..Bizim kulübün başkanı ise Beşiktaş kulübü başkanıyla birlikte gününü gün ediyor..Takımı mı ? Orası önemli değil.. Çünkü Avusturya'da Takımınızın kampı yerine Beşiktaş kampındasınız diyen gazetecilere İbrahim Kızıl'ın söylediği şey şu Gaziantepspor kampına gitmeme gerek yok, orada herşey yolunda Tam burada Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören dalgasını geçiyor ve Büyük takımız, herhalde idmanımızı izleyeceksin. Büyük oyuncularımız var. Beşiktaş ta dünya yıldızları var. Daha da gelecek. Türkiye de marka değeri Beşiktaş ile yükselecekdiyor. Sonra da birlikte doğruca Türkiye'ye dönülüyor..Bizler ise bu federasyon Gaziantepspor'u niye ciddiye almıyor diye dövünüp duruyoruz..

ORGANİZEDEKİ SERVİS ARAÇLARI NİYE DENETLENMEZ

Konu çok hassas..Özellikle Organize Sanayi Bölgesinde personel servisi yapan araçların yaymış olduğu zehirli gazdan farksız dumanları..Gidiş ve dönüşlerde araç kullanan insanları boğacak noktaya gelinmesi..İnanın bu yönde çok telefon, çok mail ve faks alıyorum.. Bu arada hemen belirteyim ve gürültü ile havai fişek konusunda duyarsız kalan Gaziantep'in üst düzey yetkililerinin her ne kadar oralı olmasa da, biz vatandaşlar oralı olduğumuzu hatırlatalım. Havai fişekler atılmaya devam ediyor. Hemde artık 12 değil gece saat 01'lere varırcasına.. Bunu yapanlar küçücük çocukları, yaşlı insanları, hastaları uyku halinde iken korkutmaktan ne zevk alıyorlar bilemiyorum.. Ama şunu net olarak söylemeliyim ki, buna ses çıkarmayan il yetkilileri, vatandaşın güvenini kaybetmektedir.. Bunu hatırlatmakta yarar görüyorum..
Gelelim Başpınar yolundaki servis araçlarının zehirli egsoz olayına..Çevre Müdürü olan sevgili Mesut Niziplioğlu'nu hem cep hemde makam numarasından aradım, not bıraktım dönmedi..Dönseydi kendisine canım kardeşim bu servis araçlarının kullandıkları yakıt kaçak mı, 10 numara mı?diyecektim. Ardından bunlar niye denetlenmez, oysa en modern araç gereç sizdeymiş, niye trafiğe çıkmasına izin veriyorsunuzdiye de ekleyecektim..Maalesef diyemedim.. Ardından aklıma Tüvtürk geldi ve araç muayenelerinde bu servise çıkan otobüs veya minibüsler kontrol edilmiyor mu diyerek Tolga Batallı'yı aradım..Meğerse neler oluyormuş da bizim haberimiz yokmuş.Tolga kardeşim derin bir ahhh.., çekti ve Ökkeş abi iyiki aradın, bu otobüsler muayeneden kaçıyorlar. Bize gelseler mümkün mü izin verirmiyiz trafiğe çıkmasına..O nedenle merdiven altı çalışanlara gidiyorlar. İşi formülüne uyduruyorlar ve şehrimizi zehirliyorlardedi..

GERÇEK KONTROL YAPILSA
HERŞEY BİTECEK

Eksoz muayenelerinin Tüvtürk bilgisi dışında yaptırıldığını, Gaziantep'te çok sayıda aracın 10 numaralı yağ kullandığını, buna kaçak mazotun da eklenmesi gerektiğini söyleyen Batallı Maalesef denetim mekanizması çalıştırılmıyor. Oysa o kadar kolay ki..Başpınar yolunda Trafik ile Çevre müdürlüğü bir kontrol yapsın, herşey anında biter..Ne o koku ne şikayet kalır. Üstelik bunun için çevre müdürlüğünün son derece gelişmiş aracı var. Trafikte o aracın yaptırmış olduğu egsoz muayenesinin yasal olup olmadığını gösteren bilgisayar sistemi var. Anında görürlerdedi..
Bunlara ekleyecek birşey var mı ? Bana göre yok.. Şimdi bu konudan şikayet eden tüm okurlarımıza, Organizedeki fabrika sahiplerine, çalışan yetkili isimlere sesleniyor ve bu iş önce çevre müdürlüğü, sonra trafikten biter. Ama bunların hepsine o yetkiyi verecek makamların harekete geçmesi şartıyladiyorum..
...Ve.., Gaziantep'te yaşayanların, sorumlu veya sorumsuz davranan kent yetkililerini bu olaylar sayesinde iyi gözlemleyip puan verdiklerini ifade ediyorum...
Hepinize iyi haftalar