Türkiye Özgecan'a ağlıyor. Türkiye Özgecan için ayakta. Aynı şekilde Gaziantep de hunharca öldürülen Özgecan için harekete geçti. Akademisyenler, STK'lar, BARO ve siyasiler hep birlikte kadın cinayetleri için YETER ARTIK dediler. Bu arada Özgecan'ın anne ve babası da çağrıda bulunarak, sükunet tavsiyesinde bulundu. Acılı aile, "Bugün milletimizin bir olma zamanı" dedi. Acılı baba ve annesi katillerin hakettikleri gibi cezalandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

*Baba Mehmet Aslan: Bugün bir olma zamanı

*Anne Songül Aslan :Adalet yerini bulsun

* Haluk Savaş: ''Artık sessiz kalmamalıyız

BARO: İdam ceza değil yok etme

* Sevilay Çete: Biz kadınlar cinayetleri engelleyebiliriz

* Sofu Çolak: Hadım edilmeli

Babadan anlamlı mesajlar

Özgecan Aslan'ın babasının Mersin'deki evinin bulunduğu sokakta kurulan taziye çadırı ziyaretçilerle dolup taştı. Kurulan taziye çadırında, baş sağlığı dileklerini kabul eden acılı baba Mehmet Aslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'ın kendisini aradığını ve sabır ve başsağlığı dilediğini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özgecan'ın bu vahim olayı karşısında adaletin yerini bulacağı sözünü verdiğini belirten Aslan, şöyle dedi:" Bugün milletimizin bir olma zamanıdır. Bir olursak, iri, diri olursak bundan sonra hiç bir meleğin kanadı kırılmaz. Bugün bizim meleğimizin kanadı kırıldı, yarın başka meleklerin kanadı kırılacak. Artık kimse nefsinin hesabını yapmasın, kimse kimseye bir söz söylemesin. Kim ne söyleyecekse kendi nefsi için söylesin. Hiç kimse kimsede suçu aramasın. Herkes kendinde ne arayacaksa arasın. Bu kadar güzel insan bizim yükümüzü, acımızı paylaşmak için geldiler. Ben hepsine teşekkür ediyorum. Şükran ve minnet duygularımı onlarla paylaşıyorum. Sağ olun, eksik olmayın, Allah herkesten razı olsun. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin."

ANNE ASLAN: KATLİAM YAPANLAR İDAM EDİLSİN

Acılı anne Songül Aslan çok üzgün oldukları ve acılarının büyük olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Allah devlet ve milletimizden razı olsun. Çok büyük desteklerini gördük. Allah hepinizden razı olsun. Çok üzgünüm, yavrum gitti benim. Başka anne ve babaların canları acımasın. Adalet yerini bulsun. Hak ettiği cezayı çeksin. Benim kızımın kanı yerde kalmasın. Gereken cezayı bulsun, bu katliamı yapanlar idam edilsin."

Bu arada, Özgecan Aslan'ın eğitim aldığı Çağ Üniversitesi'nden arkadaşları ve öğretmenleri de gelerek aileye başsağlığı dileğinde bulundu.

Haluk Savaş ''Artık sessiz kalmamalıyız''

Önümüzde bir insanlık savaşı var

Prof. Dr Haluk Savaş, Özgecan cinayeti ile ilgili, "Canımızın daha fazla yanmasını bir tek kızımızın daha şiddete kurban gitmesini istemiyoruz" dedi. Savaş, istatistiklere göre kadın cinayetlerinin 2009'da 105 iken, 2013'de 228 ve 2014'ün ilk 10 ayında ise bu rakamı geçerek 235'e yükseldiğini belirterek, "Önümüzde bir insanlık savaşı vardır, artık sessiz kalmamalıyız" diye konuştu.

Kadına yönelik fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel, ekonomik şiddetin son yıllarda arttığını ifade eden Savaş, ''Kadınlar can güvenliğinden yoksun hale gelmiştir. Kadınlar dünya nüfusunun yüzde 50' den fazlasını oluşturmalarına rağmen dünyadaki tüm gelirlerin yüzde 10'na mülklerin de ancak %'1'ne sahiptir. Dünyada yoksul insanların %70'ini kadınlar oluşturmaktadır. Toplumsal cinsiyet rolünden dolayı kadınlar daha sağlıksız koşullarda yaşamakta,sağlık hizmetlerinden daha az yaralanmakta, şiddete ve strese daha fazla maruz kalmaktadır. İstatistiklere göre kadın cinayetleri 2009'da 105 iken, 2013'de 228 ve 2014'ün ilk 10 ayında ise bu rakamı geçerek 235'e yükselmiştir. Kadına yönelik şiddetin kültürel ve geri kalmışlıkla ilgili boyutunu da atlamamak gerekir. İslam ülkeleri arasında en düşük kadın cinayetleri oranları Türkiye ve Tunusta gerçekleşmiştir. Bu iki ülkenin de uygulamalarının yaratmış olmasına rağmen laiklik deneyimi yaşamış ülkeler olması dikkate değerdir" diye konuştu.

2014'TE 235 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

Türkiye'de her üç kadından biri yaşamının herhangi bir döneminde eşinden en az bir kez fiziksel şiddet gördüğünü belirten Haluk Savaş, "Türkiye'de 2014'ün ilk 10 ayında 235 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 88 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildi. 499 kadına şiddet uygulandı. 7588 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulunuldu. Dünya bankası verilerine göre ise,dünya genelinde şiddet nedeniyle hayatını kaybeden 15-44 yaş grubundaki kadınların sayısı,kanser,sıtma,trafik kazası ve savaşlar nedeniyle ölen kadınlardan daha fazladır. Kadınlarımızın ekonomik ve sosyal güçlükleri kanunlardaki eksiklikler güvenlik görevlilerin ve devlet kurumlarının şiddet konusuna yeteri kadar önem vermemesi kadınların cesaretini kırıyor" dedi.

BASKI ORTAMI OLUŞTURULUYOR

'Cinsiyet ayrımcı politikalar, yasalar ve uygulamaları hayatın içinde olanca acımasızlığı ile karşımıza çıkıyor' diyen Savaş, "3 çocuk ve erken yaşta evlilik yaşı teşviki ile kadınların ekonomik bağımsızlığı ezilip geçiyor. Şiddetten kaçıp, sığınma evlerine sığınmış kadınlar, şiddet gördüğü eşine teslim ediliyor, gözaltında ve cezaevinde kadınlara şiddet haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Medyada ve siyasilerin konuşmalarında kadınları aşağılayıcı demeçlere her gün bir yenisi ekleniyor. Kadın gazeteciler hedef gösterilerek susturulmaya çalışılıyor, sosyal medyada linç ediliyor. Kadın bedeni üzerinde her türlü hakka sahip olduğunu düşünen karar mekanizmaları öğrenci evleri, yurt dışı eğitim programları çalıma yaşamı, kariyeri,doğum şekli,çocuk sayısı ve birçok konuda özgürlüğü engeller biçimde baskı ortamı oluşturuyor" dedi.

ÖNÜMÜZDE BİR İNSANLIK SAVAŞI VAR

Siyasiler ve toplumun gözü önünde olan kişilerin kullandıkları dile ve kadınlara davranış biçimine çeki düzen vermesi gerektiğini dile getiren Savaş, "Toplumsal cinsiyet ayrımına ve eşitsizliğine nefret söylemine toplumsal yozlaşmaya, şiddete karşı çıkan devlet politikaları benimsenmelidir. Kadınlara şiddetin önlenmesine yönelik yükümlülüklerden kaçınmak için hiçbir adet gelenek veya dinsel düşünce ileri sürülmemelidir. Eşitsizliği pekiştirici kültür, örf ve adet din gelenek,veya sözde namus kavramlarına dayalı uygulamalara son verilmelidir. Son yaşanan olaylarda gördük ki kadınlarımız dirayetliler ve olumsuz tablodan yılmıyorlar. Kadına yönelik şiddetle etkin mücadele toplumun tüm kesimin görevidir. Kadın örgütleri siyasi partiler,sivil toplum kuruluşları devlet kurumları topyekün bu savaşı verecektir. Her bir birey evde sokakta işyerinde kadına yönelik şiddetin suç olduğunu, bu toplumda yaşayan her bireyin şiddetin önlenmesiyle ilgili sorumluluk taşıdığını bilmelidir. Kadın ya da erkek insanlıktan insanca yaşamaktan yana herkese seslerimizi birleştirmeliyiz. Eşitlik ve şiddetin önlenmesi, toplumda tüm bireylerin yararınadır.

şiddet vakalarının mağdur odaklı çözümü sağlanmalı, şiddeti caydırıcı, önlemler yaygınlaştırılmalı, bunlar basın yoluyla duyurulmalıdır. Erkekler ve özellikle çocuklarımız şiddetin önlenmesinde aktif bir şekilde katkıda bulunmaları için teşvik edilmelidir. Canımızın daha fazla yanmasğnın bir tek kızımızın daha şiddete kurban gitmesini istemiyoruz. Önümüzde bir insanlık savaşı vardır, artık sessiz kalmamalıyız" şeklinde konuştu.

Çolak da hadım dedi

Gaziantep Minibüscüler Odası Başkanı Sofu Çolak, Mersin'in Tarsus ilçesinde hunharca bir cinayete kurban giden 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katili minibüs sürücüsü Suphi Altındöken ve babasının cezasının ya ağırlaştırılmış müebbet, ya da hadım olması gerektiğini söyledi.

Minibüscüler Odası Başkanı Sofu Çolak, olayı lanetlediğini belirterek, "Bu kabul edilemez bir olay. Bırakın insan olan bunu hayvan bile yapmaz. Sapıkça bir olay. Bunların cezası idam olmalı. Fatma Hanımın sözlerine katılıyorum. Hem minibüs şoförü hem de babası hadım edilmeli. Bu yapılmazsa cezaları idam olmalı" dedi.

Gaziantep Minibüscüler Odası olarak şoför esnafına üniversiteden hocalar getirerek eğitim verdiklerini belirten Çolak, "Bizim araçlarımızda şikayet telefonları var. Şoförlerimizin gözle tacizini bile kabul etmiyoruz. Bu olaya çok üzüldük. İnsanları dışarıdan tanımak çok kolay değil" diye konuştu. Okan YILMAZ