Finans ve kamuda farkındalık yüksek

Diğer sektörlere oranla siber saldırılar neticesinde maddi kayıplara daha açık olan finans sektöründe farkındalığın yüksek olduğunu belirten Esen, “Türkiye’de bankaların internet şubelerinin müşteri arayüzleri Avrupa ülkelerine kıyasla daha fazla dijitalleşmiş durumda. Bu da daha yüksek güvenlik gereksinimini beraberinde getiriyor. Türkiye’deki bankaların yurtdışındakilere göre siber güvenlik tehditlerine karşı daha iyi korunduğunu söyleyebiliyoruz. Vatandaşların çeşitli kişisel verilerine sahip olan kamu kurumları için de aynı durum geçerli. Finans ile birlikte, en çok hedefte olan kurumlar kamu sektöründen. Araştırmamıza katılan kamu kurumlarının yüzde 90’ından fazlasının bir siber güvenlik politikasına sahip olmasını da dikkate değer buluyoruz” diye konuştu.

Çalışanlar da bir güvenlik tehdidi

Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 47’si, son beş yıl içerisinde karşı karşıya kaldıkları siber saldırıların sayısında artış olduğunu belirtiyor. Siber saldırıların başlıca kaynaklarında ise kötü amaçlı yazılımlar yüzde 94 ile başı çekerken, hacker’lar yüzde 68, çalışanlar yüzde 42, eski çalışanlar yüzde 33 ve rakipler yüzde 28 ile siber güvenliği tehdit eden diğer faktörler olarak sıralanıyor.

Araştırmaya katılan kurumların yüzde 77’si, çalışanlarını siber güvenlik politikalarının bir parçası görürken, çalışanlar açısından en büyük riskler bilgi güvenliği ve verilerin sızdırılması olarak öne çıkıyor.

Siber güvenlik eğitimi gerekli

Güvenlik teknolojisine ek olarak, çalışanların güvenlik politikalarının bir parçası olmalarının ve siber güvenlik konusunda eğitim almalarının da kritik olduğunu belirten Esen, “Bazı kurumlar, çalışanlarına eğitim verdikten sonra onları puanlama yoluna gidiyor. Bu sayede şirket içindeki siber güvenlik ölçümleri, etkili ve sürdürülebilir bir şekilde yapılandırılabiliyor” dedi.